6-8 Ekim olayları nasıl başladı? İşte Kobani olayları hakkında bilgiler

6-8 Ekim 2014’te çıkan sokak eylemlerine ilişkin aralarında terör örgütü PKK elebaşılarının yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davada hüküm açıklandı.

Ekim 2014'te HDP'nin çağrısıyla başlayan, 2 polisin şehit olduğu, 43 kişinin hayatını kaybettiği ve 761 kişinin yaralandığı Kobani olaylarıyla ilgili davada kararın açıklanmasıyla Figen Yüksekdağ 30 yıl, Selahattin Demirtaş 42 yıl, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk 10 yıl hapis cezasına çarptırılırken; Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Ayhan Bilgen ve Aysel Tuğluk beraat etti. Gültan Kışanak ve Ayla Akat Ata ise tahliye edildi.

"HALKLARIMIZI SOKAĞA VE SOKAĞA ÇIKANLARA DESTEĞE ÇAĞIRIYORUZ"

Başta doğu illeri olmak üzere İstanbul'da da şehirlerin savaş alanına çevrilmek istendiği olayların başlayıp büyümesine neden olan ilk açıklama HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından 6 Ekim 2014'te yapıldı. Açıklamada "Kobané'de durum son derece kritiktir. IŞİD (DAEŞ) saldırılarını ve AKP iktidarının Kobané'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz." ifadeleri yer aldı.

Daha sonra "Kobané'de yaşanan katliam girişimine karşı 7 den 70 e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz." ve "Bundan böyle her yer Kobane'dir. Kobane'deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar SÜRESİZ DİRENİŞE çağırıyoruz." şeklinde açıklama ve çağrılar yapıldı.

35 İLDE BARİKATLAR KURULUP YOLLAR KEDİLDİ

Açıklamanın ardından terör örgütü YPG/PKK yandaşları tarafından Aynularab bahanesiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki iller başta olmak üzere 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde barikatlar kurulup yollar kesildi.

Olaylarda uzun namlulu silah, molotofkokteyli, havai fişek, taş ve sopalarla kamu binalarına, vatandaşların evlerine, iş yerlerine ve araçlara zarar verildi.

43 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ, 2 POLİS ŞEHİT OLDU

Şiddet olaylarında 2 polis şehit oldu, Diyarbakır'da Kurban Bayramı dolayısıyla yoksullara kurban eti dağıtan Yasin Börü ve üç arkadaşının da aralarında bulunduğu 43 kişi hayatını kaybetti, 435'i sivil, 326'sı güvenlik görevlisi 761 kişi yaralandı.

Olaylar sırasında 37 "nitelikli adam öldürme", 29 "adam öldürmeye teşebbüs", 3 bin 777 "mala zarar verme", 25 "alıkoyma", 395 "hırsızlık", 15 "yağma", 308 "iş yeri ve konut dokunulmazlığını ihlal", 13 "Türk bayrağını yakma, 7 "Atatürk'ü Koruma Kanunu'na muhalefet" suçu işlendi.

EVLERE, OKULLARA VE KUR'AN KURSLARINA ZARAR VERDİLER

Terör örgütü yandaşlarının saldırıları sonucu çok sayıda ev ve iş yeri ile okul, Kur'an kursu, kültür merkezi, müze ve yurt binasında hasar oluştu.

Şiddet eylemlerinin devlete maliyeti 300 milyon liranın üzerinde oldu, olaylar nedeniyle zarar gören esnafa devlet tarafından yaklaşık 50 milyon liralık ödenek sağlandı.

Tunceli'de 2, Mersin'de 3, Diyarbakır'da 34, Şırnak'ta 13, Batman'da 4, Şanlıurfa'da 19, Bitlis'te 8, Bursa'da 2, Mardin'de 36, Muş'ta 6, İstanbul'da 11, Bingöl'de 2, Hakkari'de 28, Siirt'te 13, Van'da 18, Gaziantep ve Adıyaman'da birer okul olmak üzere toplam 201 okulda terör örgütü yandaşlarının saldırıları nedeniyle hasar oluştu. Tahribata uğrayan okullar, devletin sağladığı imkanlarla onarılarak kısa sürede eğitim-öğretime açıldı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tesis edilen huzur ve güven ortamına zarar veren şiddet eylemleri, can ve mal kayıplarının yanı sıra sosyal yaşama, turizme ve ekonomiye ağır darbe vurdu.

16 YAŞINDAKİ YASİN BÖRÜ KATLEDİLDİ, CESEDİNİN ÜZERİNDEN ARAÇLA GEÇİLDİ

Diyarbakır'da ihtiyaç sahiplerine Kurban Bayramı'nda et dağıtmak isteyen Yasin Börü ile arkadaşları Hasan Gökguz, Ahmet Dakak ve Riyat Güneş, bir grubun silah, taş, sopa ve kesici aletli saldırısına uğramaları sonucu sığındıkları binanın üçüncü katında linç edildi.

Binadan atılan gençlerin cesedine işkence yapıldı. Ahmet Dakak'ın başı taşla ezildi, 16 yaşındaki Börü'nün üzerinden arabayla geçildi. Cesetleri yakılan ve tanınmayacak hale gelen çocuklar, aileleri tarafından güçlükle teşhis edilebildi. Olaylardan şans eseri yaralı kurtulan ve arkadaşlarının vahşice öldürülmesine tanıklık ettiği için psikolojisi bozulan Yusuf Er, Diyarbakır dışındaki bir hastanede tedavi gördü.