35,2207$% 0.1
36,6810€% 0.04
2.961,10%0,10
4.842,00%-0,02
19.341,00%-0,03
9.899,56%2,34
3464579฿%1.56349
6 yaşında evlendirilmesinin ardından yıllarca tecavüze uğradığını belirterek mahkemeye başvuran kızın durumu Türkiye’nin en önemli gündem maddesi oldu. 2002 yılında 6 yaşında iken babası tarafından 29 yaşındaki bir gençle evlendirilen H.G.K, daha sonra yıllarca tecavüze uğradığını iddia etti. 6 Yaşında çocuk gelin rezaleti olayı ne? 6 Yaşında evlenen kızın resmi
Orbit – İddiaya göre, Hiranur isimli bir vakfın yöneticisi olan baba, kızın evliliğini sürdürmesini sağladı. Kızın suç duyurusu sonrası savcılığın hazırladığı iddianame ve dava dosyasına giren fotoğraflar, vahim bir durumu gözler önüne serdi. Kabul edilen iddianamede K.İ. hakkında 67 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası istenirken, baba ve anne hakkında 22 yıl 6 ay hapis cezası istendi. Türkiye’nin tepkisini çeken, bakanlığın kıza destek için davaya müdahil olduğu ve tüm kesimlerden siyasileri ayağa kaldıran olayı 9 soruda özetledik.
Haberler, iddianame ve dava dosyasındaki iddialara göre, Hiranur Vakfı’nın kurucusu bir babanın kızı H.K.G.’yi 6 yaşında iken imam nikahı ile evlendirmesi sonucu, kız uzun yıllar süren bu skandal sonrasında, çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikayetçi oldu. Birgün gazetesinin duyurduğu ve mahkemeye ulaşan dosyaya göre, 6 yaşındayken 29 yaşındaki bir müritle imam nikahı kıyılan H.K.G. ifadesinde cinsel istismarın kendisine bir oyun gibi gösterildiğini anlattı. İddianameye göre baba, İstanbul Çengelköy’deki bir medresede henüz 6 yaşındayken H.K.G’yi tarikat mensuplarından 29 yaşındaki bir adamla evlendirdi.
İddianameye göre, evlilik kararının ardından, H.K.G’ye gelinliğe benzeyen beyaz bir kıyafet giydirdiler, genç bir adamı gösterip gösterip “O artık senin kocan” dediler. Adam, küçük kızı bir fotoğraf stüdyosuna götürdü. Birlikte fotoğraf makinesine bakarken küçük kız evcilik oynadıklarını sanıyordu. Yıllar sonra ifadesinde H.K.G. imam nikahı kıyıldıktan bir gün sonra yaşadıklarını şöyle anlattı:
“K. evlendiğimizi söyledi. Annem, babam nasıl evliyse bizim de evli olduğumuzu anlattı. ‘Sen benim karımsın, ben senin kocanım’ dedi. ‘Evliler böyle oyunlar oynar ama bu oyun kimseye söylenmez. Bak annenle baban kimseye söylemiyor’ dedi. Annem ile babam K.’ya ‘Damadım’ diyordu.”
Bir yıl sonra H.K.G, yani 7 yaşlarına doğru, anne ve babasıyla memleketleri Sakarya Sapanca’ya gitti. Eşi K.’da yanlarındaydı. Sapanca’daki evlerinin ikinci katında K. H.K.G.’ye tecavüz etti. H.K.G. önceleri anne ve babasının yaşadığı kabustan haberinin olmadığını düşündü. Ancak daha sonra K. ona babasının onayını aldığını söyleyecekti.
Çengelköy’deki evlerine döndüklerinde tecavüz devam etti. Annesi önce karşı çıkmıştı. Ancak iddiaya göre babası annesinin evde olmadığı günlerde H.K.G.’yi karşı dairedeki K.’ya teslim ediyordu. Çocuk bunun normal olduğu yalanıyla kandırılıyordu. Annesi H.K.G.’nin saçlarını tarayıp K.’nin yanına gönderiyordu.
Çocuğa 13 yaşındayken nişan, 14 yaşına geldiğinde ise düğün yapıldı. Düğünden sonra K. ile H.K.G. aynı evde yaşamaya başladı.
Düğünden 4 ay sonra, 17 Ağustos 2012 günü, annesi kızı hastaneye götürdü. Doktor çocuğa istismarı hemen anladı ve polise haber verdi. Savcılık soruşturma başlattı.
İddiaya göre, H.K.G. ifadesinde ona öğretilenleri söyledi. 17 yaşında olduğunu ve kendi isteğiyle evlendiğini belirtti. Yine basında yer alan iddialara göre, soruşturmada ilk olarak H.K.G.’nin doğum raporunun istenmesi gerekiyordu ama savcılık bunun yerine kemik yaşının tespitini istedi. İddiaya göre, kızın yerine kemik testine 21 yaşındaki bir kadını soktular. 4 ay sonra 10 Aralık 2012’de kemik yaşı raporu çıktı. 17 yaşında olduğunu beyan eden H.K.G.’nin raporda yaşı 21 görünüyordu. Buna karşın akılalmaz şekilde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Haberler, iddianame ve dava dosyasındaki iddialara göre, H.K.G. büyüdükçe yaşadıklarının bir oyun olmadığını, 6 yaşından itibaren kendisine cinsel istismarda bulunulduğunu anladı. Evden kaçmaya karar verdi ama babası engelledi. H.K.G., 18 yaşına geldiğinde resmi nikah kıyıldı. Gizlice sosyal medyada tanıştığı kadına başına gelenleri anlattı ve eşinden şikayetçi olması için tavsiye aldı. H.K.G., 2 yıl önce, 30 Kasım 2020’de vücudunda morluklarla İstanbul Anadolu Savcılığı’na gitti ve şikayetçi oldu. Savcılığa kaydettiği konuşmanın yanı sıra fotoğraflar sundu. Kızın suçladığı babası, eşi ve annesi ifadelerinde H.K.G.’nin 16 yaşında nişanlandığını ve 17 yaşında evlendiğini savundular. 6 yaşında evlendirilmediğini ve tecavüze uğramadığını öne sürdüler.
Savcılık H.K.G.’nin doğum kaydını Sapanca Nüfus Müdürlüğü’nden istedi. 1998 doğumluydu, üstelik İstanbul’daki Fatih Özel Hastanesi’nde dünyaya gelmişti. Yani H.K.G.’nin ifadeleri doğrulandı.
H.K.G. işkence dolu yıllar sonunda ailesinden de şikayetçi olarak evi terk etti. Tecavüzcüden boşandı ve şu anda adalet istiyor.
30 Ekim 2022’de İstanbul Anadolu Başsavcılığı’nın iddianamesi tamamlandı. Savcı iddianamede H.K.G.’nin anne ve babasının tecavüze göz yumduğunu anlattı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Şüpheliler 22 Mayıs tarihinde ilk kez hakim karşısına çıkacak.
İddianamede K. hakkında 67 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası istenirken, baba ve anne hakkında 22 yıl 6 ay hapis cezası istendi.
H.G.K’nın ailesinden erkek ve kız kardeşleri açıklama yaparak, kardeşlerinin doğru söylemediğini ileri sürdüler. Küçük kızın gelinlikli fotoğrafının “tören sırasında çekildiğini ve bayram gibi günlerde giydiklerini” anlatan aile üyeleri, fotograflarda kıza sarılan 29 yaşındaki genç erkek konusunda açıklama yapmadılar. Aile üyeleri açıklamalarında, özetle, “Bizim yaşıtımızdaki kızların hepsi, bir tören olduğunda, bir bayramda ya da bir ailevi bir tören olduğunda kabarık kabarık elbiseler giyerlerdi. Burada da yine gelinlikli merdivenden aşağıya iniyor, bildiğiniz profesyonel stüdyo çekimi. Evlendi mi bu şimdi? Dediğim gibi yani orada hafızlığa geçiş aşamasında mı, Kur’an-ı Kerim bitirdi diye mi herhangi bir etkinlik. Ben de 19 yaşındayım ve daha evlenmedim, bekarım hiçbiri üstüme de baskı yapmadılar. Böyle bir şey yok, böyle bir şeyin olma ihtimali de yok. Bir anda çok değişmeye başladı ablam. 6 yaşında bir kız nasıl evlendirilebilir ki. Hani bunların hepsi şimdi evli mi? Ya da çocuk gelin mi oldular? Ben o ailede büyüdüm. Sadece ben değil. Eğer ben yalan söylüyorsam kardeşim de o ailede büyüdü abim de o ailede büyüdü. Böyle bir şey olsa neden biz bilmeyelim ki? Kadın hakları olarak savunuluyor ablam ama benim annem de bir kadın, ben de bir kadınım kardeşim de bir kadın. Sonra biz ablamın iddia ettiklerini duyduk. Ben şok oldum zaten.”
Hiranur Vakfı, bir yöneticilerin adının karıştığı skandal konusunda kısa bir açıklama yaptı ve konunun adalete iletildiğini belirtti. Kurumsal olarak konunun, kendileri ile ilgisi olmadığını belirten vakfın açıklaması şöyle:
“Vakfımızın ismi zikredilerek verilen haberin içeriğinde yer alan ve mahkemelere intikal etmiş konu ile kurumsal olarak hiçbir ilgimiz bulunmamaktadır. Süreci devam eden bir davanın iddianamesinde yer alan suçlamalar dava sonuçlanmadan sadece iddiadan ibarettir. Vakıf yönetimi olarak dava sürecini takip edeceğiz. Hukuk sistemimize güveniyoruz ve mahkemenin en doğru kararı vereceğine inanıyoruz. Bir aile içerisinde yaşandığı iddia edilen ve mahkemeye intikal etmiş dava üzerinden bir kurumu karalamaya çalışmak ve İslami hassasiyetleri olan bütün insanları yaftalama niyetinde olmak en hafif tabirle kötü niyettir. Hiranur Vakfı olarak hiçbir kötü niyetin parçası olmayacağız ve Allah’ın izniyle faaliyetlerimize aynı inanç ve azimle devam edeceğiz.
Skandalın duyulmasının ardından devlet birimleri hareket geçti. Konuyla ilgili açıklama yayımlayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, davaya müdahil olduğunu duyurdu. Bakanlıktan yayımlanan açıklamada şöyle denildi:
“Bazı basın yayın organlarında yer alan ‘H.K.G’nin 6 yaşındayken cinsel istismara maruz kaldığı’ yönündeki haberlere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak tarafımızdan, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ iddiasıyla açılan davaya müdahil olunmuştur. Bakanlığımızca süreç yakından takip edilerek, bundan önce olduğu gibi ilerleyen dönemde de mağdura her türlü hukuksal destek verilecektir.”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gibi isimler sosyal medya hesaplarından olayla ilgili tepki mesajları paylaştı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Basın yayın organlarında bir çocuğun 6 yaşındayken cinsel istismara maruz kaldığı yönündeki haberleri çok yakından takip ediyoruz. Çocukların istismarını lanetliyoruz. Çocukların istismar edilmesi asla affedilmeyecek lanetli bir suçtur.
Mağdurun yanında olacağız ve her türlü desteği vereceğiz. Mağdur her kimse yanındayız; suçlu her kimse karşısındayız. Devam eden hukuki süreçte çocuklarımızın üstün yararının gözetileceğine eminiz. Hukuki süreci en yakın şekilde takip edeceğiz.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız da konuyla ilgili açıklama yapmış, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya müdahil olmuştur.”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, TRT Haber’de katıldığı programda “Bu durumu lanetliyoruz. Kesinlikle böyle bir şeyin olabilme ihtimalini reddediyoruz. Mağdurun yanındayız. Bakanlığımız müdahil oldu. Siyasi olarak da sonuna kadar takipçisi oluruz. Bu konuda bizim farklı bir şey düşünme ihtimalimiz yok. Kamu kurumlarının bu konuda bekleme lüksleri yok. İhmali olan varsa bir saniye beklemeyiz” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, faili kim olursa olsun çocuk istismarının asla kabul edilemeyeceğini ve affedilemeyeceğini belirtti.
Şentop, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, bir çocuğun 6 yaşında istismara maruz kaldığı yönündeki bilgilerin, vicdanları derinden sarstığını ifade etti.
Olayın yargıya intikal ettiğini, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da davaya müdahil olduğunu hatırlatan Şentop, “Çocuk istismarı, faili kim olursa olsun asla kabul edilemez, affedilemez. Olayın tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulması ve sorumluların en ağır cezaları alması için sürecin takipçisi olacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Meclis’te söz alan siyasi parti temsilcileri de istismara sert ifadelerle tepki gösterdi. Meclis’in olayı araştırması için bir komisyon kurulması önerisine de tam destek verildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “6 yaşında çocuk! Bunu yapan, buna göz yuman, bunun sistemini kuran şerefsizdir ve haysiyetsizdir! Şerefsiz ve haysiyetsiz muamelesi de görecektir! Hak ettiğinizi bulacaksınız!” diyerek tepki gösterdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, çocuk istismarına ilişkin 20 Şubat 2018 tarihinde yaptığı paylaşımı da anımsattı. Kılıçdaroğlu, o paylaşımında da şöyle demişti:
“‘6 yaşındaki çocukla evlenilebilir’ diye fetva veren ve bu fetvayı verenleri destekleyen iktidara oy vermek, evlatlarımızı karanlık bir geleceğe mahkum etmek demektir. Çocuklarımız için, gelin Türkiye’yi birlikte aydınlığa çıkaralım.”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de skandala sessiz kalmadı ve tepkisini dile getirdi. Akşener açıklamasında, “Dini bir cemaatin kisvesi altında, 6 yaşındaki küçücük bir çocuğumuza yaşatılanlar; Büyük bir sapkınlıktır, çürümüşlüktür ve düpedüz tecavüzdür! Bu alçaklığın örtbas edilmesine asla izin vermeyeceğiz! Evlatlarımızı tüm kirli ellerden her daim koruyacağız!” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, kamuoyunu harekete geçiren ‘6 yaşındaki gelin’ hakkında açıklama yaptı.
Açıklamada “İslam’a göre, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz” ifadeleri kullanıldı.
Çocuk haklarının korunmasının dini, hukuki ve insani bir sorumluluk olduğunun belirtildiğı açıklamada, konunun İslam ile bağdaştırılarak Müslümanların itham edildiği bir sürece dönüştürülmesinin rahatsız edici olduğu ifade edildi.
“Çocuklarımız bizim en hassas emanetimiz ve dokunulmaz değerimizdir. Çocuk haklarının korunması ve hayatın her alanında çocuğun yüksek yararının gözetilmesi dini, hukuki ve insani bir sorumluluktur. Çocuklarımızı her türlü şiddet ve istismardan korumak hem toplumsal hem de kurumsal vazifemizdir. Zira çocuğun örselenmesi, geleceğimizin yara alması anlamına gelir.
Son günlerde kamuoyunu meşgul eden ve medya organlarının gündemine giren kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi hususunda devletimizin ilgili kurumlarının konuyu hassasiyetle takip ettiklerine ve adaletin tecelli edeceğine inancımız tamdır. Ancak konunun yüce dinimiz İslam ile bağdaştırılarak Müslümanların itham edildiği bir sürece dönüştürülmesi son derece rahatsız edicidir. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bir defa daha ısrarla belirtmek isteriz ki, İslam’a göre, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz. Çocuk istismarı ile mücadeleye kararlılıkla devam eden Başkanlığımız, toplumumuza her alanda olduğu gibi evlilik ve aile konusunda da sahih dini bilgi sunmaya kararlılıkla devam edecektir.”
Amasya’daki yazma eserler el yazması Kuran-ı Kerim TBMM Gündeminde