34,3385$% 0.29
37,3712€% -0.02
3.039,15%0,63
5.085,00%-0,02
20.277,00%0,00
8.913,35%0,56
2407555฿%-2.65238
BAYINDIR Belediyesine ait bakımevinde yüzlerce köpeğin ilaçla öldürüldüğü yönündeki iddiaları gündeme taşıyan izmir Barosu, konuyla ilgili bir basın açıklaması düzenledi. Basın toplantısında yaşanan bütün sıkıntılar dile getirildi. Bayındır Belediyesinde köpek katliamı iddiaları ilçeyi karıştırdı!
Mamayı bir kenara koyuyorum. Ekonomik kriz, yüksek enflasyon derken ülkemizde herkesin sokak hayvanlarını beslemeye gücünün yetmediğini görüyoruz. Giderek ciddi boyutlara ulaşan mama krizi apayrı bir yazının konusu; ben bugün “Bir kap su” konusuna dikkat çekmek istiyorum. Mama veremesek de çeşmeden temiz bir kaba su koymaya hepimizin gücü yeter diye düşünüyorum. O bir kap su, özellikle kurak ve sıcak geçen yaz aylarında bir canın hayatını kurtarabilir. Genel birkaç bilgiyi hatırlayalım: • Yetişkin köpekler her gün ortalama 1.5 litre su tüketmeli. • Yetişkin kediler ise günde en az 1 bardak su içmeli. • Bir köpek 72 saatten fazla yani 3 günden fazla susuz kalırsa, hayati tehlike oluşturacak sağlık problemleri ortaya çıkıyor. • Bir kedi ise maksimum 3-4 gün susuz kalabiliyor. Daha fazlası kediler için ölüm anlamına geliyor. • Yukarıdaki rakamlar kış ve bahar ayları için geçerli. Aşırı sıcak havalarda kedi ve köpeklerin susuz kalabilecekleri süre çok daha kısa. Birkaç hafta önce, izmir Balçova’da bir köpek susuzluktan öldü. Evet, yanlış duymadınız. Kim bilir ne kadar süre su bulamamış, kimseler de onun susuzluğunu fark etmemiş ti. Sonunda duyarlı bir belediye çalışanı hayvanı yol kenarında bitkin halde fark edip, su verdi, mama verdi; köpek, ambulansla veterinerliğe götürüldü ama sonuç nafile. Zavallı köpek hayatını yitirdi. Çünkü çok geç kalınmıştı. Sahipsiz köpeğin bedeni geri döndürülemez şekilde zarar görmüştü. Yaz başından beri birçok kez susuz kalmış hayvanlara ben de rastladım. Mesela Konak’ta boş pet şişeleri koklayan bir köpek görmüştüm. Hemen su alıp verdim. Köpeğin o suyu nasıl kana kana içtiğini görseniz, ağlardınız. Bir başka örnek de Karşıyaka Bostanlı’dan vereyim… Hayvanların gayet güzel beslendiği, bakıldığı izmir’in “iyi” diyebileceğimiz bölgelerinden. Bir kediyi süs havuzunun çevresinde dolaşıp suya doğru çekine çekine girmeye çalışırken gördüm. Elimde suyla yaklaştığımı görünce yanıma koşturdu… Bol bol su içti, kendine geldi. “Birileri nasıl olsa su verir”, “Elbet bir yerden su bulur” demeyin. Bu sıcaklarda eğer sokağınızda, mahallenizde su dolu kap koyan kimse yoksa, o kişi siz olun. Çevrenizdeki sokak hayvanlarını lütfen fark edin. Bir kap suyu patili dostlarımızdan esirgemeyin.
BAYINDIR Belediyesi’ne ait bakımevinde yüzlerce köpeğin ilaçla öldürüldüğü yönündeki iddiaları gündeme taşıyan İzmir Barosu, konuyla ilgili bir basın açıklaması düzenledi. Bayındır Adliyesi önünde bir araya gelen İzmir Barosu Hayvan Haklan Komisyonu üyeleri ve hayvan haklarına yönelik STK’lar, Bayındır Belediyesi ile ilgili iddiaların aydınlatılmasını ve sorumluların hesap vermesini istedi. “Sessiz canlıların sesiyiz”, “Barınaklar ölüm kampı olmasın”, “Var olmak haktır” yazılı dövizler taşıyan grup açıklamanın ardından, köpeklerin cesetlerinin bulunduğu çöplük alanına da giderek incelemelerde bulundu.
İzmir Barosu Hayvan Haklan Komisyonu üyesi avukat Şefika Yıldırım Sert, Bayındır Belediyesi’ne ait Bakımevi’nde meydana gelen katliam iddialarının araştırılmasının büyük önem taşıdığını belirterek şu açıklamayı yaptı: “İzmir Barosu olarak, hayvan haklan savunuculan ve sivil toplum kuruluşlanyla süreci takip edeceğiz, mücadeleye de vam edeceğiz. Hayvanların gömüldüğü iddia edilen bölgede birçok alanda kazı yapıldı ancak 7-8 Temmuz’da öldürüldüğü öne sürülen 14 canlının bedenine henüz ulaşılamadı. Bizler, bunlara da ulaşılmasını istiyoruz. Sistematik şekilde ilaç enjekte edildiği iddiası olması sebebiyle kazı yapılmasının elzem olduğunu biliyoruz. Bu ne denle de delillerin toplanması ve dosyanın aydınlığa kavuşması için elimizden geleni yapacağız.” İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ise ihbarın kendilerine vicdan sahibi bir bele diye çalışanından geldiğini belirterek, savcılık ile görüşmelerin sürdüğünü, olayın aydınlatılması için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Bayındır Çevre ve Sokak Hayvanlarını Koruma Demeği Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ayşe Aydın da 2 ay önce benzer bir olayın yaşandığını ancak çabaların sonuçsuz kaldığını hatırlattı. Son iddiaların etkin bir soruşturma yürütülerek, elbirliği ile tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, bir kez daha aynı tablonun yaşanmaması için bir an önce sorumluların ortaya çıkarılarak cezalandırılmasını talep ettiklerini söyledi.
Basın açıklamasına katılan SEHAYDER Yönetim Kurulu Başkanı Fevziye Özkan, sosyal medyadan şu mesajı paylaştı: “Hayvanlarımız için Adalet İstiyoruz. İzmir Barosu öncülüğünde gerçekleşen basın açıklamasının ardından Bayındır belediyesince öldürülüp gömüldüğü söylenen gömü alanına konvoy halinde gittik. Bölge Jandarmanın çevrelediği alanda bilgi alınmaya çalışıldı. Ardından çöp kamyonlarının seyrüsefer yaptığı alana konuşlanan, 3-5 hayvanın olduğunu tahmin ettiğimiz bakımevine benzemeyen kümes misali bir tesise geldik. Ancak içeri alınmadık. Hatta Bayındır Belediyesi görevlisi tarafından orada bulunan polislere ‘Atın bunlan buradan. İçeri giremezler’ gibi hadsiz söylemler ve engelleme ile karşılaştık. Belediye başkanlarının bu tutumu bize hep göstermekten korktuklan şeylerin olduğunu gösterir. Yaşatarak çözüm üretmeyen, ölüm emirleri veren başkan ve ekibi hiçbir zaman kamuoyu vicdanında aklanmazlar!” HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder de şunlan söyledi: “İzmir Bayındır’da, köpeklerin çok mama yemesin diye itlaf edildiğinin çalışan tarafından ihbar edilmesi üzerine izmir Barosu suç duyurusunda bulunmuş, biz de HAYTAP olarak müdahil olmuştuk. Bugün neredeyse İzmir’deki tüm demeklerin katılımıyla Baro öncülüğünde basın açıklaması okundu. Daha sonra çöp arabalarının içindeki sözde bakımevi ziyaret etmek istenildi ama belediye başkanının emriyle kimse bakımevine giremedi. Başkan ve izmir Milli Parklar Müdürlüğü ile görüştüğümde yeni yer için ihalede dese de şimdiki sefil bakımevi ve çevresini düzeltmek veya düzelmediği için idari yaptırım kimsenin aklına gelmedi mi? Bugün bakımevi ziyareti için Başkan ve izmir Milli Parklar Müdürlüğü aradığımda içeri güme konusunda yasada böyle bir zorunluluk yok denildi. Ama kötü koşullardaki bakımevi için yaptırım var. Kimse bakımevine girme konusunda yasak koyamaz! Bu böyle kalmayacak.” MİSİNA, olta iğnesi gibi balıkçıların denizde bıraktıkları atıklar nedeniyle balıklar, deniz kaplumbağaları, su kuşları, foklar zarar görüyor. Son olarak İzmir’in Seferihisar ilçesinde olta iğnesi bir karabatağın midesini deldi. Gönüllülerin çabası sayesinde karabatak ölümün eşiğinden kurtuldu. Olayla ilgili sosyal medyadan paylaşım yapan Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER) Başkanı Fevziye Özkan, “Seferihisar Akarca plajı çevresinde gönüllülerimiz tarafından bitkin halde bulunan Karabatak önce bakımevine ardından özel kliniğe götürüldü. Gagasından misina sallanan garibanın başarılı bir ameliyatla midesinden kahrolası olta iğnesi çıkarıldı. Durumu iyiye gidiyor, istirahatte kendileri… Büyük bir çaba gösteren gönüllü arkadaşlarımıza, onu bu dertten kurtaran Duygu Veteriner Hekime çok çok teşekkür ediyoruz. Bu arada Karabatağımızın adı İBO oldu. Onu bu halde bulup, arkasını dönüp gitmeyen, sağlığı için çabalayan abisinin adı verildi” dedi.N SCOTTİSH Fold’lar, kıvrık kulakları, yuvarlak ve sevimli yüzleri ile kedi cinsleri arasında özellikle son yıllarda çok popüler hale geldi. Maalesef insanların bu cinse olan düşkünlüğü ve yüksek fiyatlara alıcı bulabilmesi Scottish Fold’ların ait oldukları coğrafyanın dışında, aşırı üretilmelerine neden oluyor. Bu durum Scottish Fold cinsi kedilerin genetik bozukluğunun da yaygınlaşması anlamına geliyor. Scottish Fold’ların en sevilen özelliği olan kulaklarındaki farklı yapı aslında enfeksiyonlar ve genetik bozukluklardan kaynaklanıyor. Özellikle safkan Scottish Fold’lar böbrek ve kalp rahatsızlığına olan yatkınlıklarının yanı sıra Osteokondrodisplazi hastalığıyla (Doğuştan Eklem Rahatsızlığı) doğabiliyor. Bu durum bilinse de maalesef Scottish Fold’ların sürekli üretilip satılmasına engel olmuyor. Instagram’da 80 bin kişinin takip ettiği ve sahipsiz kedilerin yeni yuvalar bulmasına yardımcı olan kedi_sahiplendirme hesabından yapılan son paylaşım da Scottish Fold cinsi kedilerin görmezden gelinen dramını bir kez daha gündeme taşıdı. Rant için bu kedileri sürekli çiftleştiren üreticilere ve gösteriş için bu cinsleri satın alanlara isyan eden hayvansever hesap, diğer yandan bazı özel veteriner hekimlerin de “cinsçi” müşterilerini kaybetmemek adına bu duruma açık ve net bir şekilde tavır koyamamasını eleştirdi. Veteriner hekimlerin “Scottish Fold’ları çok üretmememiz lazım” şeklindeki yaklaşımlarına karşı çıkan KedLSahiplendirme hesabı sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “Çok üretmememiz lazım cümlesi hatalı hiç üretmememiz lazım. Ödünüz kopuyor cinsçilerden linç yiyeceksiniz diye. Şunu bile bile, göre göre satın alan insanlar ve üreten insan arasında ahlaken hiçbir fark yok” ifadelerini kullandı. BU sevimli kediciklerin sahibi @misplacedcomma2, fotoğrafın hikayesini Tvvitter’dan şöyle paylaşmış: “Kedilerimiz banyo dolabı çekmecesini açarak banyo kapısının açılmasını engelledi. Bu fotoğrafı telefonumu kapının altına sokarak çektim. Kapıyı açabilmek için çekmeceyi bir askı ile kapatmaya çalışıyorum. Bir köpek bunu asla yapmaz.” BU haftaki takip önerimiz kediseverler için gelsin. Facebook üzerinden birbirinden güzel paylaşımlar yapan “Kedilerle YAŞAM Sessiz Yaşamlar&Can Yoldaşlarımız” 80 binin üzerinde takipçiye sahip. Siz de komik kedi fotoğrafları ve videolarını seviyor, kedilerle ilgili ilginç bilgi ve haberleri okumaktan hoşlanıyorsanız bu grup tam size göre
Buharkent’te üst üste projeler!