34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
2.836,84%0,10
4.835,00%0,20
19.341,00%0,20
9.389,62%-0,33
3095970฿%-1.57461
Kurum’un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Aslında olan bir şey yok. 5 yılda olanların aynısını yaşıyor İstanbullular. Büyükşehir belediye başkanı Sirkeci-Kazlıçeşme hattının açılışıyla alakalı davet edildiğini, bu davete katılacağını, parasını kendisinin ödediğini ifade ediyor. Parası Ulaştırma Bakanlığı tarafından ödenen, her ne hikmetse başkan bu törene katılma kararı almış. Bir polemik üretebilir miyim diye düşünce içerisinde. 5 senedir gördüğümüz tablonun farklı tezahürü. Kurdukları siyasi senaryo işlemedi. Bugün koltuğu boştu, gelmedi. Yeri de ayrılmıştı. Sayın Ekrem İmamoğlu, 5 yıllık dönemde devletin hiçbir protokolüne uymamış bir belediye başkanı. Yeri gelmiş bakanlara laf yetiştirmiş. Yeri gelmiş Cumhurbaşkanımıza, milletin iradesiyle seçilmiş Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak laflar etmiş. Yeri geldi ‘Bizi engellediler, yaptırmadılar’ polemiğiyle ama ‘neyi engelledik’ diye sorulunca cevabı olmayan başkan profili çiziyor. İstanbul’la ilgili hayali olmadığı için gündemi İstanbul dışına taşıma içinde. Bir tivit attım bugün. Kuyrukta bekleyen yüzlerce binlerce İstanbullu çile çekiyor. Bugün bir annemiz ağlayarak ‘Bir an önce gel de bizim evimizi yenile, deprem korkusuyla yaşamak istemiyorum’ diyor. Gençler geleceğe daha güvenle bakmak istiyor. İBB Başkanı her zamanki gibi törene davet edildim mi, edilmedim mi peşinde. Sancaktepe’de kredisi bulunmuş metro inşaatının temeli açılmış. Artık iş yürüyor. Gelip oraya hafriyat döken bir belediye başkanından bahsediyoruz.
Burada çok samimi bir şekilde Binali Abi’ye dedik ki ‘Sayın Başbakanım sayın Cumhurbaşkanımızın yanına geçin, emeğiniz var, orada olmanız yakışır. Siz soluna geçin orada olun’ dedim. O da ‘şimdi ayıp olur, geçmeyeyim’ dedi. Bizde devlet adabı, devlet tecrübesi var. Orada büyüğümüz, başbakanlık yapmış abimize ‘Siz Cumhurbaşkanımızın yanına geçin’ diyorum. O da nezaket gösteriyor ‘Murat Bey sen İBB adayısın, sen buraya geç’ diyor. O kadar nezaket sahibi bir abimiz. Gülerek bu kriz yaşanır mı? Halk TV ‘protokol krizi var’ diye yazdı. Nasıl bir krizmiş de bu birbirimize gülerek ‘siz oraya geçmeniz lazım’ diyoruz. Peki İstanbul’un gündemi bu mu? Binali Abimiz ‘Sen adaysın, gel burada dur’ diye çekiştirdi beni hatta. Bu maalesef şu an CHP’li adayın yürüttüğü bir siyasi senaryo. İstanbul’u konuşmak yerine farklı gündemleri taşıyalım. Bu gündemlerden biz kendimize nasıl pay çıkarırız hesabıyla yapılmış işler. Burada konu deprem, metro, sosyal yardımlardaki adaletsiz değil.
Ben İstanbulluların mutluluğu ile mutlu olmak istiyorum. Sirkeci-Kazlıçeşme tren istasyonu açılışı benim halkımı sevindiren durum ben de o sevince ortak olmak istiyorum deyip ara, Herkes sana ‘gel’ der. Biz bugüne kadar bütün törenlere çağırmışız. Niye gelmemiş? Ayasofya’ya davet edildi, orada da telefon edildi, edilmedi meselesi. Ne gerek var bu polemiklere? Bu polemikler olmasa onu konuşan kimse yok ki! Neticeye baktığımızda hiçbir şey. Altı boş. İstanbul’un ciddi sorunları var. 31 Mart’ta İstanbullu hemşehrilerimiz bir tarafta deprem, ulaşım, İstanbul’un geleceği ile dertlenen o projeleri yapmak isteyen, geçmişinde verdiği sözleri tutmuş adayla, 5 yıldır farklı farklı gündemlerle, ki bunların hiçbiri İstanbul değil, farklı gündemleri ulusala taşımak isteyen bir irade yarışacak. Depremle ilgili verdiği sözü tutmamış. Metroda 8 kilometre yapmış. 5 bin küsur konut yapmış, 110 bin konut yapacağım deyip. Niye onu konuşmuyor? Reklama 100 milyonlarca para harcayıp ayırdığını konuşsana. Bunları konuşacak ellerinde done yok. Eser yok.
Hemen hemen bütün ilçelere gittik. Her ilçede, mahallede öyle büyük bir coşku ile karşılaşıyoruz ki. Büyükçekmece’ye gittik, altyapı sorunu var. Artık insanlar bıkmış, usanmış. Bahçelievler’de bir sokağa gittik. Vatandaşlar geliyor sarılıyor. ‘Sen bizim muradımızsın’ diyor. İstanbulluların geneline sorsanız. Sorunların birincisi trafik sorunu. Artık bir çile haline gelmiş. İnsanlar gerçekten metrobüs kuyruklarında 3. dünya ülkesinde olmayan görüntüleri görmekten bıkmış, usanmış. Deprem riski yaşıyorlar. Sosyal yardımlarla adaletsizlikten şikayetçi. Öğrenciler şikayetçi. Büyükçekmece’ye gidiyorsunuz, bir tane kapalı spor salonu yok. Niye yapılmaz? Bunları çözecek bir umut olarak bizi görüyorlar. Bizim ne yaptığımızı biliyorlar. 5 sene bakanlık yaptım. Evimde oturmadım ki. Selde, depremde, yangında milletin yanına koştum.
Aday olduktan sonra anket yaptım. 2,5-3 puan gerideydik. Projelerimizi açıkladık. Biz öne geçtik. Bugün 1-1,5 puan öndeyiz. Bunların hazmedemediği konular bu zaten. Telaşları bundan. Murat Kurum öne geçer. Siz bu insanların sorunlarına yüzünüzü dönerseniz, insanlar da size cevabı verir. Bunu gördükleri için ‘acaba ne yapsak’ telaşı içindeler. Bizim hesap veremeyeceğimiz hiçbir şey yok. Alnımız ak. Biz İstanbul’un sorunlarını çözmek için meydana çıkmışız. Milletimizin teveccühleriyle, arzusuyla çıkmışız. Daha öncesinde de anketler yapıldı. Orada da milletimiz bizi istedi, arzuladı. Sayın Cumhurbaşkanımız da takdir etti, bizi aday gösterdi. O coşku heyecan ve teşkilatlarda her geçen gün üstüne koyarak devam ediyor. Vatandaşla iç içeyiz. Biri kolumuzdan, biri gömleğimizden çekiyor, fotoğraf çektirelim diyor. Biri slogan çıkarıyor cebinden.
Hanımefendi ilk başta aday olacak diye duyurdular. Başak Demirtaş. Adaylığını ilan etti. Aradan 3-5 gün süre geçti. Sonra bir yerlerden talimat geldi, adaylığını geri çekti. Meral Hanım ile Murat Bey eş başkanlık anlayışı çerçevesinde aday gösterildiğini söylediler. Sonra kent uzlaşıcı yapacağız dediler. Belediye başkanlıklarda uzlaşı içerisinde olduğunu söylediler. Kandil’de sözde elebaşlarından biri açıklama yaptı. Bu ittifaka sizi yönlendiriyoruz, bu ittifaka oy vermeniz gerekir diye aleni şekilde oradan talimat verdi. Böyle bir süreç yaşıyoruz. Nereye gideceğini zaman gösterecek. DEM ideoloji üzerine kurulmuş bir parti. İlçelerde ittifak yaparlar, kapı arkasında gizli pazarlıklar vardır, bilmiyoruz. Sizce İstanbullu insanlar, burada yaşayanların böyle derdi var mı? Bu yerel seçimse herkesin oyuna talibiz. Burada yaşayan tüm İstanbullu kardeşlerimizin oyuna talibiz. Bunun içinde Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Zaza kim varsa. Cemaatlerin oylarına, azınlıkların oylarına talibiz. İstanbul’da yaşayanların hayatını kolaylaştırmak adına bu hizmetleri yapmak üzerine aday olduk. Şöyle ittifak varmış, kirli ittifak arayışları varmış bizi ilgilendirmiyor. Biz hayallerimizi gerçekleştirmek üzere İstanbullularla inşallah 31 Mart akşamı hep birlikte kazanacağız.
Deprem oldu, sel oldu, oy verirsen evini yapmam, arıtma tesisini getirtmem diye hizmet olur mu? 81 ilde benim hizmetim var. Tüm partilerin yönettiği ilçelerde benim eserim var. Sonuçta biz devlet yönetiyoruz. Belediye başkanı demek şehri emini demek. Emin eller demek. 22 yıldır yaptıklarınıza baktığınızda cevabı net şekilde ortada. 208 üniversiteyi şehirlerimize kazandırabilmek. Şırnak’ta, Ağrı’da ne varsa başka illerde de olsun. İstanbul’da olanlar Batman’da, Siirt’te de olsun anlayışıyla çalışan partiyiz. Burada yaşayan 85 milyona bu hizmetleri götürebilmek için mücadele eden bir anlayışız. Milletimize eşit mesafede durarak bu hizmetleri götürmek zorundayız. Nasıl depremlerde bir oluyoruz, acılarımızda beraber oluyoruz. O bölgeyi ayağa kaldırmak için mücadele ediyoruz. 15 Temmuz’da hep birlikte meydanlara inerek geldik. Vatan toprağı için şehitler verdik. O şehitlerin içinde herkes var. Burada sayın Cumhurbaşkanımızın ifade etmek istediği husus şu. Burası da devlet yönetimin bir parçasıdır. Devlette devamlılık esastır. Ben aldım, yaptım, yapmadım. Metro ihalesini iptal edeyimle bu devlette devamlılık sağlanmaz. Seçimden hemen sonra boy boy arabaları Yenikapı’ya dizeceksiniz. Sonra o arabalardan daha fazlasını başka firmadan temin edeceksiniz. Sonra israfı bitirdik diyeceksiniz.
Sayıştay raporlarına bakın, yazıyor. Konser adı altında 550 milyon lira para harcayacaksınız. Sonra da israfı bitirdik diyeceksiniz. O reklamlara 175 milyon lira para harcıyorlar. Bunu söyleyen hançerledikleri ‘dava arkadaşıyız’ dedikleri kişiler söylüyor. O gün büyükleriydi, bugün rakipleri. 550 milyonu kimin söylediğini açın bakın sosyal medyada görürsünüz. Devletle uyumlu olmak yöneticiye kazandırır. Ben Bakan iken Ekrem Bey bana geldi. Dedim ki ‘sayın başkan bu üslup doğru değil, geliyorsun elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, biraz daha nezaket çerçevesinde yürüyebilirsiniz’ diyorum. Bir kulağından girip bir kulağından çıkıyor. Bir yandan Cumhurbaşkanı yardımcısı adayıyım, öbür yandan genel başkan adayını türlü şeylerle saf dışı bırakıp eş başkan gibi yönetmeler. Ben bu şehrin deprem sorunlarını konuşmayacak mıyım? Deprem gündemi İBB meclisinde iken CHP’nin kongresini mi dizayn edeceğim.
Tüm birikimimizi İstanbul’un sorunlarını çözmek için aktaracağız dedik. İstanbul dışında gündemimiz olmayacak dedim. İnşallah 1 Nisan sabahı aynı anlayışla çalışacağız. Yeri geldiğinde cevap vermesini biliriz. Onu da bilsinler. Rakibi oymuş, buymuş. Onun rakibi İstanbul’a karşı olan ilgisizliği. İstanbul’da depremde bir ilde deprem olduğunda senin kayağa gitmen. Bütün sokak bunu konuşuyor. Dön de bir bak aynaya. İstanbul’da sel olurken sen güneyde tatil yaparken story atman. Rakibi bu. Biz kendisini rakibiyle başbaşa bırakıyoruz.
Milletin yararına, faydasına ne iş varsa biz bu işlere devam edeceğiz. Kimin projesi olursa olsun. Sonuçta bir proje devam ediyorsa, o mahalle için faydalıysa. Biz o projeyi bir an önce bitirme gayreti içresinde olacağız. Şu an Haliç’i sıkıntıya sokan Silahtarağa olmak üzere. Sarıyer’de kapattıkları tüneli açmak üzere, birçok projeyi yapacağız. Bunların dışında hedeflerini paylaştığımız projeleri yapacağız. İstanbul’un ihtiyacı olan her projede uyum içerisinde herkesle görüşeceğim. Her bir vatandaşı dinleyeceğim. Kadıköy, Avcılar belediye başkanı gelmiş benimle görüşmüştür. Her belediyenin ne talebi varsa, makulse hepsini gerçekleştirdik. Muhalefet belediyesi de dahil. Müsilajda geldik seferberlik yaptık, bütün belediyelerle mücadele ettik. Müsilajı ortadan kaldırdık. Büyükşehir Belediyesi bizim önümüzde söz veriyor. Sorsan arıtma tesisleri yok. Sorsan ‘engelledik’ vs..
50 bin kişi işe girmiş çıkmış. Kayıtlarda olan bilgi. Meclis tutanakları var. 20 bin kişi işten çıkarılmış, 30 bin kişi işten alınmış. 92 bin kişi işe giriş, 46 bin işten çıkış. Meclis’in tutanakları bunlar. Yarısı değişmiş. Neticede belediyenin yarısı değişiyor. 5 sene bakanlık yaptık. Bakanlığımda 50 bin kişi çalışıyordu. Biz orada adamın siyasi kimliğine, söylemine, duruşuna bakmadık. İşi yapıp yapamayacağına baktık. Ben insanları niye ekmeğinden edeyim. Allah katında bunların hesabını nasıl vereceğiz? Siz buradaki çalışanınızı haksız yere işten atabilir misiniz? Hangi akla, hangi vicdana sığar bu.
Gel niye gelme diyelim. Geleceğim demesi, orada heyecana katılacağım demesi üzerine arkadaşlarımız koltuğunu ayırmış, gelen, giden yok. Biz düzenli olarak hem bakanlık sürecinde hem de milletvekilliği sürecinde bildirmek zorundasınız. Mal varlığımızı açıklamada herhangi bir sorunumuz yok. Ankara’da evimiz var. İstanbul’da evimiz var. 1 tane arabamız var. Biraz da borcumuz var. Mal varlığımız bu. Biraz borcumuz var. Ev aldığımız için o eve olan borcumuz var. 2 yıl daha borç ödeyeceğiz. O açmış oldukları hak, kendilerinin ‘yapıp açtık’ dediği hatta rahmetli Kadir başkanımızın hattı var. O açılan hatta ödenen hak edişler üzerinden. Kadir abi rahmetli ihale etmiş, şantiye çalışmaya başlamış. Ödenmiş ve yüzde 90’ı, 8 kilometresini Ekrem Bey bitirmiş, kalanı geçmiş dönemlerde yapılmış işler. 8 kilometre hattı mevcut yönetim ödemiş. Yaptığı bu… Ankara’da Ümitköy’de bir dairemiz var, burada da Kağıthane’de dairemiz var.
Bu anlayışla bu zihniyetle depremde de ne dedi? ‘Bu kadar sözü veriyorsunuz bu evleri yapamazsınız’ dediler. Bayraklı’da konutları teslim edeceğiz dedik, yalan söylüyorsunuz dediler. Bir de ‘biz bunları bedava yapacağız’ dediler. Bir tane konut yapmadılar, bir çivi çakmadılar. Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş’ta bir konut yaptılar mı? 3 ayda başlattık. Geçenlerde depremin yıldönümünde 46 bin konutun teslimi yapıldı. O gün için bu işleri yapamaz diyen anlayış bugün de 650 bin konut yapılamaz söylemi içindeler. Hatta ‘yapılmamalı’ diyorlar. Ekrem Bey’in böyle bir açıklaması var. Siyasi kibri aklın önüne geçmiş. Bütün bilim insanları, hocalarımız deprem gerçeğinden bahsederken mevcut büyükşehir belediye başkanı ‘bu yapılmamalı’ diyor. Yapılmazsa kendisine soruyorum. İnsanlar riskli binalarda oturup deprem olmasını mı bekleyeceğiz. Yarısı bizden kampanyasını açıkladığımızda dediler ki ‘seçim yatırımı’. Şimdi süreci sayın Cumhurbaşkanımız imzaladı. 2 haftada 10 bin konutun temellerini attık. Tuzla’da ve Eyüpsultan’da. Onun 5 senede yaptığını biz bir programda yaptık.
Tozkoparan’da bitmiş konutlar, Kağıthane’de, Esenler’de, Kartal’da, Beyoğlu’nda, Zeytinburnu’nda bitmiş konutlar. Bunlar nasıl yapılıyormuş. Biz kaynağı nasıl bulduk? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçesi birçok bakanlıktan küçüktür. Nasıl yapmışız. Üsküdar Kirazlıtepe’de, Gaziosmanpaşa’da nasıl yapılmış? Bunun cevabını versinler. Burayı yapan irade, motivasyon İstanbul için herşeyi yapar. Uyumla çalışır. İstanbul’un kaynakları İstanbul’a yeter. Reklam bütçesine deprem bütçesinin iki katı para harcayan iradeden bizi takdir etmesini beklemiyoruz. Deprem dönüşümünü çözmek adına irade de beklemiyoruz. İsrafı dibine kadar yapacaksın. Konserler, onlar bunlar. Biz de konser veriyoruz. Konserin en güzelini de yapacağız. 1 hafta 10 gün sonra yapacağız. Onun yüzde 1’ine aynı konseri; hatta daha güçlüsünü yapabiliyorsak. İstanbul’un kaynağını İstanbul’a harcayacağız. İstanbul’un kaynağını kendisini seçtirmiş il başkanını saf dışı bırakmak için, genel başkanını saf dışı bırakmak için harcamayacağız. Yüz bin kiralık konut yapıyoruz. 39 ilçeye verilecek ve bunlar satılmayacak, kiralanacak. Doldur boşalt yapılacak. Vatandaş düşük kirayla oturacak. Yeşil alanı, cami, okuluyla modern bir yaşam alanı içinde bir taraftan evinin yapılmasını bekleyecek bir yandan mutlu, huzurlu yaşayacak.
En önemli iki gündemim var. Biri deprem biri ulaşım. İkisini bütün motivasyonumuzla, birikimimizle, enerjimizle, tüm imkanımızla bu iki projeyi hazırladık. Bilim insanlarıyla çalışıyorum. Naci hocanın fikrini aldım. İlgili bakanımızla görüştüm. Teknik arkadaşlarla toplantılar yaptık. Bu projeler hazır. Nisan itibariyle ihalesi yapılabilecek konumda. Şu anda 328 kilometre metro hattını 650 kilometreye çıkaracağız. İstersen yapılıyor, kaynak da bulunuyor. Yeter ki iste. Onun için de uğraş. Başka hedefler peşinde koşunca onu gerçekleştiriyorsun. CHP’yi bölmek için çaba sarfediyorsun. Enerjini oraya harcıyorsunuz. Biz buraya odaklanacağız. Biz bu sorunların hepsini birer birer çözeriz. Her türlü uyum ve ahenk içerisinde çözeriz.
Murat Kurum söylediği işleri bugüne kadar bitirmiştir. Nereye gittiysem, o ile söz verdiysem o ilden Ankara’ya dönene kadar o sözler gerçekleşmiştir. 81 ile bunu sorabilirsiniz. Murat Kurum söylüyorsa eğer bunu yapar. Yapmak için gece gündüz çalışır. Referansın geçmişin, yaptıkların. Biz bunların kaynaklarını buluruz. İstanbul’un kaynağı her yere yeter. Bu şehir birçok sıkıntıyı aşmıştır. Ulaşım yatırımı yapılmış, kentsel dönüşümle ilgili yatırımlar yapılmıştır. Mahkeme kapılarında yapıldığı tüm işler bir bir gerçekleşmiştir. AK Parti iradesi vaat verdiyse o vaat gerçekleşir. Biz kaynağımızı İstanbul’a harcayacağız. Şu anda mevcut yönetimin yapmadığı şey bu. Kaynakları kendi ikballeri için harcıyorlar. Biz kaynağı gereksiz işlere israf etmediğimizde herşeyi yaparız.
Kendi de biliyor ki ne kadar yaptığını, bitirdiğini, yüzdesini biliyor. 115 bin konut taahhüt vermiş. 5 bin 800’ünü bitirmiş. 6 bin bitirsin. 200 tane de ben vereyim. 8 kilometre yapmış. Bölme, parçalama işinde başarılı. Kendi hayallerini gerçekleştirmiş. CHP’yi bölme hedefi koymuş, gerçekleştirmiş. İYİ Parti genel başkanı ile Meral Akşener’le karşı karşıya gelmiş. Genel başkanı arkadan hançerlemiş. Kürtlerle, Alevi kardeşlerimizle alakalı o ayrıştırmayı her alanda gerçekleştirmiş. Bu hayallerini gerçekleştirmiş. Ama iş konusunda tablo yüzde 87 yapamamış. Bizim dilimiz sürçse de biz bunu gündem yapsak.
Karadenizliler ülkenin çimentosudur. Yiğit, mert insanlardır. Her zaman bizlerin yanında durmuştur. Gittiğimiz her ziyaretimizde de bizi bağrına basmıştır. 81 ilimize hizmet etme siyaseti yapıyoruz. Hiçbir ilimizi birbirinden ayırmıyoruz. Bu süreçte bize en çok desteği verenlerden bir tanesi Karadenizli kardeşlerimizdir. Kardeşinizin yanına iyi gününde, kötü gününde gidersiniz. Biz Karadeniz’in zor gününde hep yanındaydık. Kastamonu’da sel oldu oradaydık. Giresun’da dükkanlar evler harap olmuştu oradaydık. Bartın’da, Rize’de seller olmuştu. Dereli’de günlerce milletimizle ağladık, üzüldük sonra da o evleri teslim ederken milletimizle sevindik. Kastamonu’da sel basan evleri hızlı bir şekilde yaptık bitirdik. Rize’deki sellerde yine biz oradaydı. Sokakta gezerken Rizeli kardeşimizle görüşüyorum, ‘Allah senden razı olsun zor günümüzde ordaydın’ diyor. Trabzonlu ‘Araklı’daki selde bize söz verdiğin konutları sen gerçekleştirdin’ diyor. Uzungöl’deki yaylanın güzelliğine katmak için sen çalıştın. Ayder’in merkez çarşısında dönüşümü yapan sensin diyor. Hemşehrilik, kardeşlik budur. Öyle lafla kardeşlik olmaz.
Silivri’ye metrobüsü getireceğiz. Büyükçekmece’den de geçecek. Metrobüs 800 binin üzerinde yolcu taşıyor. Sabahki kuyruğu gördünüz mü siz? Ben büyükşehir belediye başkanı olacağım, insanlar yürüyen merdivende ters gidecekler, yazık bu insanlara.
İnsanlarımız bir kısmı beni tanıyor, bir kısmı tanımıyor. Biz geriden başladığımız süreçte öne geçtik. Daha da öne geçeceğiz. Fark atacağız. Şu anki motivasyon bir an önce bu sorunların çözülmesi üzerine oluşmuş. Üstüne koya koya giden süreç yaşıyoruz. 32 günde projelerimizi, hayallerimizi anlattıkça, insanları bizi tanıdıkça. Bizi bilen var tam olarak bilmeyen var. Üstüne koya koya gidiyoruz. Biz ideolojik diye bakacağımız seçimi zaten yaptık. Şimdi burada yerel seçime gidiyoruz. Yerel seçim hizmet seçimidir. Şehrin ihtiyaçların giderileceği seçimdir. Biz 31 Mart’ta inşallah tüm İstanbullularla inşallah yakalayacağız. Yarın ulaşım lansmanımızı yapacağız. Detaylı projelerimizi anlatacağız. 10-15 gün sonra sosyal yardımlar, kültür ve sportif alanlarda projelerimizi paylaşacağız. Ondan sonra gençlere bir sürprizimiz var. Projelerimizi, eserlerimizi 31 Mart’a kadar anlatmaya devam edeceğiz. 15-20 güne kadar sürprizimizi açıklayacağız.
Sosyal yardımların adaletli dağıtılması gerektiğini düşünüyoruz. Her kesim için çocuk, anne, babalarımız, gençlerimizle ilgili sosyal yardımlarımızı yapacağımızı açıkladık. Bu yardımlar sürdürebilir olsun. En önemlisi de insanımıza balık tutmayı öğretmek zorundayız. Sosyal yardımları yapacağız, bir taraftan da hane ekonomisini güçlendirecek adımları atmak zorundayız. Gençlerimize 100 bin lira sermaye desteği vereceğiz. Geçen teknoparka gittim 5 milyar yatırım parası almış. Biz bu destekleri vereceğiz ki gençlerimiz iş kursunlar. Lisans sahibi gençlerimizi belirleyeceğiz. Teknoloji, yazılımla, üretimle alakalı. Belirlediğimiz dallara ilişkin ister lise, ister ilkokul mezunu olsun. Kendini o alanda yetiştirmiş mi bakacağız. 100 bin girişimcimize 100 bin lira sermaye desteği vereceğiz. Tam donanımlı ofisler açacağız. Her türlü hizmeti gençlerimiz alacak. Paylaşımlı ofis diyoruz bunlara. İstanbul’un her ilçesinde bu ofisleri kuracağız. Evlenecek desteklerimize 50 bin lira beyaz eşya desteği vereceğiz. Öğrenci evlerimize 25 metreküp doğalgaz desteği. Üniversite gençlerimize 10 bin lira burs desteği vereceğiz. Toplu ulaşımda öğrencimize yüzde 40 indirim yapacağız. Bu destekleri sağlayacağız ki emin adımlarla gidecekler. Arkalarında kendileri düşünen bir büyükşehir belediyesi olduğunu, kardeşleri, abileri olduğunu hissedecekler. Memleketine gidenlere destek olacağız, öğretmenlere indirimli ulaşım hizmeti vereceğiz. İlkokuldaki çocuklara beslenme desteği vereceğiz. Temizlik giderlerini biz karşılayacağız bütün okullarda. Güvenlik hizmetini biz vereceğiz. Eğitim çağındaki çocuğumuza destek olarak daha iyi şartlarda yetişmesi adına ortaya koyulacak bir irade var.
KAYNAK: HABERTÜRK
Bahçeli’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sürpriz! ‘Nezaketini yine gösterdi’