ABD, Assange'ı ortaklarının, müttefiklerinin ve diplomatlarının hayatlarını riske atmakla suçladı | Dış Haberler

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, ABD Adalet Bakanlığıyla yaptığı anlaşma uyarınca "casusluk yasasını ihlal ettiği" suçlamasını kabul edip serbest kalan Julian Assange'ın, Wikileaks'te paylaştıklarıyla "ortaklarının, müttefiklerinin ve diplomatlarının özellikle de Afganistan ve Irak gibi tehlikeli yerlerde görev yapanların hayatlarını riske attığını" söyledi.

Miller, günlük basın toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Assange ailesiyle yeniden bir arada Haberi Görüntüle

Wikileaks'in paylaşımlara başlamadan önce hassas diplomatik isimleri ayıklamamasına atıfta bulunan Miller, Assange'ın "bunları dünyanın görmesi için oraya attığını" ileri sürdü.

Miller, Assange'ın ABD'ye verdiği zarara işaret ederek "Yayımladıkları belgeler, Dışişleri Bakanlığı ile temas halinde olan ve aralarında muhalefet liderlerinin, dünyanın dört bir yanındaki insan hakları aktivistlerinin de bulunduğu ve kamuoyuna açıklandıkları için pozisyonları tehlikeye giren kişilerin kimlik bilgilerini içeriyordu. Amerikan personelinin ilişki kurma ve samimi görüşmeler yapma kabiliyetini de azalttı." ifadelerini kullandı.

REKLAM

Assange'ı "sarhoş şoförlere" benzeten Miller, "Eğer sokakta sarhoş şekilde araba kullanırsanız ve alkollü araç kullanmaktan kenara çekilirseniz, başka bir arabaya çarpıp birini öldürmemiş olmanız, sizi pervasız davranışlarınızdan ve vatandaşlarınızı soktuğunuz tehlikeden kurtarmaz. Aynı ilke burada da geçerlidir." diye konuştu.

Assange'ın dava süreci

Julian Assange'ın kurduğu WikiLeaks, 28 Ekim 2010'da ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği suçları da delillendiren 251 bin gizli belgeyi yayımlamıştı.

Assange, Haziran 2012'de sığındığı Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019'da çıkarılarak gözaltına alınmış ve "kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten" tutuklanarak Londra'daki Belmarsh Hapishanesi'ne konulmuştu.

Mahkeme, 50 hafta hapse mahkum edilen Assange'ın, iade talebi çerçevesinde cezasını tamamladıktan sonra da tutuklu kalmasına karar vermişti.

Yüksek Mahkeme, 10 Aralık 2021'de Assange'ın ABD'ye iade edilebileceğine hükmetmişti.

Westminster Sulh Ceza Mahkemesinin 20 Nisan 2022'de iadeye hükmetmesiyle dönemin İçişleri Bakanı Priti Patel, 17 Haziran 2022'de Assange'ın ABD'ye iade edilmesi kararını imzalamıştı.

Assange'ın avukatları da 1 Temmuz 2022'de karara ilişkin Yüksek Mahkemeye itiraz başvurusunda bulunmuştu.

REKLAM

Julian Assange'ın ABD'ye iade davasına ilişkin duruşmalar, 20-21 Şubat'ta Yüksek Mahkemede görülmüş, kararın ileri tarihte verileceği kaydedilmişti.

Mahkeme, 26 Mart'ta ise ABD tarafından bazı güvenceler verilmezse Assange'ın ABD'ye iade edilmeyeceğine hükmetmişti.

Avustralya hükümeti ile muhalefet kanadının girişimleri sonucunda, ABD Adalet Bakanlığıyla yapılan anlaşma sonucu Assange, 25 Haziran'da İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan Belmarsh Hapishanesi'nden ayrılarak mahkemeye gitmek üzere özel uçakla ABD toprağı Kuzey Mariana Adaları Bölge Mahkemesine gitmişti.

Assange'ın, mahkemede, "casusluk yasasını ihlal ettiği" suçlamasını kabul ettikten sonra 62 ay hapis cezasına çarptırılması kararlaştırılmış ancak İngiltere'de cezaevinde kaldığı süre göz önünde bulundurularak serbest kalmasına hükmedilmişti.