Abdurrahman Dilipak
LGBT onur yürüyüşü ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını merkezine koyan yazısından KADEM de nasibini aldı.
Abdurrahman Dilipak KADEM'i hedef aldı: Toplumsal cinsiyet diye LGBT'ye pozitif ayrımcılık yapıyorlar.
Abdurrahman Dilipak'ın bugünkü köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:
KADEM Kabul etmese de kandırıldı
...Burada KADEM'ın sorumluluğu buyuk "Toplumsal Cinsiyet" kavramının meşruiyet kazanmasında ilk ikna edilenler arasında KADEM de vardı. KADEM toplumsal cinsiyet derken, kadın ve erkek arasındaki ılışkıyı başlangıçta "eşitlik" temelinde algılarken, "toplumsal olgu"(!)yu, toplumun kadın ve erkeğe yüklediği geleneksel roller üzerinden tartışmaya açtı. Daha sonra ışın renginin değiştiğinin farkında varınca, yine bu olguyu kadın ve erkek uzerınden okuyarak, bu kez "eşitlik"' kelimesi yerine "adalet" kavramını kullanarak sürdürmeye çalıştı, ancak artık bu mumkun değildi. Ve zaten ok yaydan çıkmıştı ve mızrak çuvala sığmıyordu. KADEM kabul etmek istemese de, kandırıldı. Sonuç ortada Unutmamak gerekir ki, cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Bu yola beraber daldıkları, ıIahıyatçılar, akademisyenler, medıa mensupları, politikacıları da aslında bugün ne diyeceklerini bilmiyorlar. Hem toplumsal cinsiyeti savunuyorlar, hem de
LGBT'ye karşılar Tıpkı bu memlekette şapka giyme mecburiyeti olup da, kimsenin şapka giymemesi ya da bey, efendi, hacı, hoca şeyh demekyasak olduğu halde, devletin "Hac yönetmeliği" yayınlayarak kişileri "Hacı" yapması gibi...