35,1030$% 0.17
36,6196€% 0.69
2.929,03%0,32
4.782,00%0,47
19.157,00%0,47
9.776,67%-1,40
3540953฿%-2.59916
Helalleşme kisvesi altında kapanmış yaraları açan, çözülmüş düğümlere göz diken Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski defterleri karıştırırken, hayatını kararttıkları başörtülüleri hatırladı. Ak Parti ve MHP’nin Başörtüsü Anayasa değişikliğini CHP iptal ettirmişti!
Kanun teklifi hazırlıyoruz dedi, 1 Maddelik baştan savma teklif metni de ortaya çıktı. Oysa kamuda başörtüsü sorunu çözüleli yıllar oldu. MHP Lideri Devlet Bahçeli söyledi. “Biz bu sorunu yıllar önce çözdük” dedi. Peki başörtüsü sorunu neden ayyuka çıktı, nasıl ve ne zaman çözüldü biz de biraz ayrıntılı hatırlatalım. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı süresi 2007 yılında dolunca, Ak Parti Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı adayı yapacağının sinyalini verdi.
CHP’liler “Eşi başörtülü olan biri Çankaya köşküne oturamaz” deyip ayağa kalktı. Ama Ak Parti’nin Meclisteki sayısı Cumhurbaşkanı seçmeye yeter düzeydeydi. Hatta 27 Nisan’da ilk tur oylama bile yapıldı. CHP’nin darbeci kodları devreye girdi, Genelkurmay 27 Nisan E-Muhtırasını yayınladı. Ancak süreci durdurmaya yetmedi. CHP bu kez yargıdaki eski militanlarından Sabih Kanadoğlu’nun ortaya attığı bir iddiaya sarıldı. Aslında karar yeter sayısı olan 367, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olarak öne sürdü, seçimi Anayasa Mahkemesine taşıdı. Anayasa Mahkemesi de 1 Mayıs 2007’de, gelecekte 367 garabeti olarak anılacak karara imza attı.
Devlet Bahçeli, AYM kararını vermeden, 28 Nisan 2007’de Ak Partinin erken seçim kararı alması gerektiğini, yeni oluşacak meclisin geniş bir mutabakatla Cumhurbaşkanını seçmesi gerektiğini, tüm bu süreci de; aslında 26 Mayıs’ta görev süresi bitecek olan Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı olarak koordine etmesi gerektiğini ifade etti. Mecliste erken seçim kararı alındı ve 22 Temmuz 2007’de sandığa giden Türk Milleti MHP’ye de görev verdi. CHP, yeni oluşan mecliste de aynı tavrı sergiledi. Cumhurbaşkanı Seçimleri sırasında Genel Kurula girmedi. MHP ise Türk Milletinin kendine verdiği görevi yerine getirdi. Mecliste hazır bulundu, kendi adayını gösterdi. 28 Ağustos 2007’de yapılan 3. Tur Cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül 341 oyla seçildi yemin edip görevine başladı.
Böylelikle CHP’nin sırf eşi başörtülü diye başlattığı 5 aylık devlet krizi Devlet Bahçeli sayesinde demokrasi içinde çözülmüş oldu. Abdullah Gül, kendine yeniden yer bulabilmek için bunları unutmuş gibi yapabilir, Türk Milleti demokrasinin nasıl gözardı edildiğini unutmadı.
Sırada başörtüsü sorunu vardı. 17 Ocak 2008’de Devlet Bahçeli, başörtüsü sorununun çözümü için hazırladıkları anayasa değişikliği teklifini açıkladı, tartışmaya hazırız dedi, sorunların çözüm yeri meclistir vurgusu yaptı. Ak Parti ve MHP kurmayları 2 haftadan kısa sürede teklife son şeklini verdi Meclise sundu. Değişiklik, 9 Şubat 2008’de 411 evet oyu ile Genel kuruldan geçti. CHP’nin medyadaki o dönemki elemanları attıkları manşetle tarihteki yerini aldı.
Ancak CHP, meclisin yaptığı değişikliği 27 Şubat’ta anayasa mahkemesine götürüp iptalini istedi. Anayasa mahkemesi 5 Haziran 2008’de başörtüsü yasağını bitiren değişikliği iptal etti. Kısacası başörtüsü sorununun çözümü için atılan bütün adımlara CHP engel oldu. Bu sorunun on yıllarca ülke gündemini meşgul etmesine neden oldu. Sorun ilerleyen yıllarda yayınlanan bir Başbakanlık genelgesiyle ülke gündeminden çıkarıldı. Zaten kamuda kıyafet serbest, başı örtülü kadınlarımız hakim de oluyor, polis de, asker de… Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllar sonra gündeme getirdiği derme çatma kanun teklifi, olmayan bir sorun için göstermelik bir girişimden başka bir şey değil.
CHP’den CEDAW raporuna ek Türkiye notu!