Ak Parti’li Yılmaz Tunç: Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener hapis cezasına sevindi!

Ak Parti adına TBMM'de yerinden söz alan Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, Ekrem İmamoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aldığı hapis cezalarının birbirine benzemediğini söyledi. Ak Parti'li Yılmaz Tunç: Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener hapis cezasına sevindi!

"Kesin olmayan bir karar, istinaf süreci var"

Orbit - Bütçe görüşmelerinde maddeler üzerindeki son görüşmeleri bugün gerçekleştireceğiz. Tabii, öncesinde Sayın Usta İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği kararla ilgili yorum yaptı, yorumunda kabul edemeyeceğimiz ifadeler kullandı. Öncelikle, şunu ifade edelim: İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu üyelerine yönelik "Seçimi iptal edenler ahmaktır." şeklindeki ifadeleri üzerine hakaret suçu gerekçesiyle verilen bir mahkûmiyet kararı. Bu, ilk derece mahkemesinin verdiği bir karar, kesin olmayan bir karar, istinaf süreci var, temyiz yolu açık olan bir karar.

Kesin olmayan bir karar üzerinden bir fırtına koparılması

Kesin olmayan bir karar üzerinden bir fırtına koparılmasının, buradan bir mağduriyet algısı oluşturmaya çalışmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Kararın iktidarın talimatıyla verildiği iddiası bir kere kabul edilemez, böyle bir durum kesinlikle söz konusu olamaz, bu bir karalama siyasetidir. Yargı kararları eleştirilebilir, bizim de eleştirdiğimiz kararlar var; ilk derece kararlarını da yüksek mahkeme kararlarını da yeri geliyor eleştiriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devleti; bağımsız ve tarafsız yargıya müdahale kesinlikle söz konusu olamaz. Hele bu karar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın 1998 yılında Siirt'te okuduğu şiirle, orada aldığı mahkûmiyetle benzerlik kurmak son derece yanlıştır.

"Biz ağladık onlar gülüyorlar"

Sayın Cumhurbaşkanımız Siirt'te Ziya Gökalp'in ders kitaplarında, eğitim müfredatında olan bir şiirini okumuş ve o şiir nedeniyle ceza almış ve hapse girmiştir. Burada ise Yüksek Seçim Kurulu hâkimlerine "ahmak" dediği için hakaretten dolayı ceza alan bir durum söz konusudur. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızı 1998'de Pınarhisar Cezaevine gönderirken ağlayarak gönderdik, o kararı üzülerek karşıladık. Ancak dünkü manzarayı gördüğümüzde nasıl bu kararın sevinçle karşılandığını, nasıl bayram edildiğini de görüyoruz.

Yargıtay sürecini de bekleyelim

Süreci hep birlikte bekleyelim; yargı süreci devam ediyor, bitmiş değil. Nasıl iddianame kabul edildiğinde bayram havası oluşturmamışsanız istinaf sürecini de bekleyelim, Yargıtay sürecini de bekleyelim. Burada, hakaret suçunun maddi unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine karar verecek olan biz değiliz, Türkiye Büyük Millet Meclisi değil. Yargı, bağımsız yargı en doğru kararı verecektir.