34,6142$% 0.51
36,6322€% 0.9
2.908,84%2,55
4.975,00%3,15
19.866,00%3,39
%
3188777฿%2.64147
Muğla’nın Yeniköy Kemerköy ve Yatağan termik santrallerine karşı çıkan bir grup, bu santrallerin çevreyi kirlettiğini ve bölgedeki zeytin başta olmak üzere tarıma zarar verdiğini öne sürerek karşı çıkıyordu. Termik santrallerden ve kullanılan kömürün çıkarıldığı madenlerden ekmeğini kazanan işçiler de TES-İş ve MADEN-İş öncülüğünde Ankara’da Enerji Bakanlığı önünde eylem yaptı. Kömürün de, zeytinin de milli kaynak olduğunu belirten göstericiler, sözde çevrecilerin dış odaklar tarafından maşa olarak kullanıldıklarını belirtti.
Enerji Bakanlığı önünde yapılan açıklamada dünyada başgösteren enerji krizi hatırlatılarak, yerli kömürün milli enerji olduğunun altı çizildi ve kendi kömürümüzü çıkarmak varken, sözde çevreci hassasiyet kisvesi altında, ithal kömürden bahsetmenin akıl kârı olmadığı kaydedildi. Açıklamada “Dünya çok ciddi ve uzun sürecek bir küresel enerji krizinin içinden geçmektedir. Petrol, doğalgaz, kömür ve elektrikte ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Böyle bir dönemde enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasını sağlayacak yerli kömür Türkiye’nin sigortası durumundadır. Dolayısıyla Kömürsüz bir Dünya’dan önce, yerli kömürümüzü en etkin şekilde nasıl kullanabileceğimizi tartışmamız gereken günler yaşıyoruz. “Karbonsuz ekonomi” “Sifir karbon ekonomisi” gibi başlıklar altında Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere kömür kullanmamayı dayatan Avrupa Birliği (AB), enerji krizinin kapıya dayanmasıyla birlikte keskin bir U dönüşü yapmıştır. Yeşil mutabakat, Paris iklim anlaşması, sınırda karbon vergileri derken Avrupa çareyi tekrar kömürde bulmuştur. Böylece. Almanya, Hollanda, Ingiltere ve Avrupa Birliğinden ardı ardına gelen elektrik üretiminde kömüre dönüş açıklamaları, sanayileşme döneminde yıllarca kömür kullanan ve çevre kirliliği açısından kabarık bir sicile sahip olan Emperyalist ülkelerin ‘Kömürsüz, Karbonsuz Bir Dünya’ hedeflerini uzun bir süre ertelemiştir.” denildi.
İşçiler eylemde yaptıkları açıklamada, “Ülke olarak yerli kömürle enerji üreten santrallere olan ihtiyacımız her zamankinden daha fazladır. Yatağan, Yeniköy, Kemerköy Termik Santralleri çalışmak, enerji retmek zorundadır. Bu santralleri çalıştırmak için kendi topraklarımızda milyonlarca ton kömürümüz bulunmaktadır. Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde çevreci kaygılarla kömür kullanmamak ya da yerli kömürü yerin altında birakarak dışarıdan kömür ithal etmek akıl karı değildir.” ifadeleri kullanıldı.
Yerli ve Milli enerjinin doğaya en ufak bir zarar vermeden planlı olarak doğa dostu enerji şeklinde mümkün olduğu kaydedilen açıklamada, “Çevre konusunda büyük hassasiyetleri olan sendikalarımız, bölgemizdeki maden ocakları açıldığı günden bu yana ocakların üzerindeki zeytin ağaçlarının başka yerlere taşınması ile ilgili süreçleri takip etmektedir. Bundan sonra açılacak ocaklar için de kök bütünlüğü sağlanarak ağaçların başka yerlere taşınmasını Ön şart olarak görmekte ve bunda hiçbir sakınca veya zorluk görmemektedir. Ayrıca maden üretilen sahaların doğaya yeniden kazandırılması için yapılan çalışmaların takipçisiyiz.” vurgusu yapıldı.
Sendika olarak çevre duyarlılıklarının üst düzey olduğunu belirten işçiler, sözde çevrecilerin, yöre halkı ve işçileri karşı karşıya getirme derdinde olduklarını ifade ettiler. Açıklamada “Sözde çevrecilerin asıl amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir. Çevre ve işçiyi hiç kimse karşı karşıya getiremez, getirmemelidir. Kamuoyu şunu çok iyi bilmelidir; çevre konularına son derece duyarlı olan biz Enerji ve Maden Işçileri Sendikaları şunu söylüyoruz: “Çevre de Bizim Ağaç da Bizim” Tek çözüm, planlı bir madencilik, doğa dostu bir enerji üretimidir.” ifadeleri yer aldı.
Enerji Bakanlığı önünde yapılan açıklama, “Biz Maden ve Santral işçileri vatanına bağlı bayrağını seven bu ülke için her zaman her yerde seve seve canını veren işçileriz. Bu güne kadar santrallerimizde 35 yıldır fedakarca çalışarak ülkemizin kalkınması için, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi muasir medeniyet seviyesine çıkarılmasında en önemli unsur olan enerji üretimine katkıda bulunduk. Bundan sonra da fedakarca çalışmaya üretmeye ülkemizin değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz” cümleleriyle son buldu.
TBMM’ye kanun tekili: Gardiyanlar güvenlik hizmetlerine dahil edilsin!