34,4289$% 0.27
36,3569€% 0.31
2.829,66%-0,16
4.810,00%-0,33
19.239,00%-0,34
9.420,42%1,29
3022017฿%-2.11234
Siyasetin duayen ismi Bülent Arınç, Manisa’da Cumhurbaşkanına oy istemesinin eleştirilmesi üzerine, kutuplaşmaya tepki gösterdi, eleştirilere cevap verdi. Bülent Arınç’tan eleştirilere yanıt: Ben muhalif değil Ak Parti’liyim, doğruya doğru yanlışa yanlış derim!
Cumartesi günü memleketim Manisa’da düzenlenen mitinge Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte
katılmam ve orada yaptığım konuşma üzerine AK Parti teşkilatlarından ve beni AK Partili olarak
bilen, tanıyan birçok isimden tebrik mesajları aldım. Bu arada bazı eleştirilere de muhatap oldum. Bu
eleştirilerin bir çoğunun iyi niyetli olduğunu, saygılı bir biçimde dile getirildiğini görüyorum. Bunun
yanı sıra olaylara yalnızca siyah-beyaz olarak bakabilen isimlerin de bir takım
eleştirilerinde haksız olduğunu düşünüyorum.
Ben bugüne kadar AK Parti’nin birkaç kurucusundan birisi olduğumu ve AK Parti’nin benim evim
olduğunu geçmişten bugüne ısrarla söyledim. Partim ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından
yapılan tüm davetlere katıldım.
Manisa mitinginden de iki gün önce Sayın Cumhurbaşkanı arayarak mitingine katılmamı arzu
ettiklerini ifade ettiler. Ben de bu davete -diğer tüm davetlere olduğu gibi- icabet ettim. Bu durum
Manisa teşkilatında büyük bir sevinç yarattı. Teşkilatımız benden özellikle Manisa halkını yakından
ilgilendiren kuru üzüm fiyatları ve Manisa’da yapılması gereken bir takım yatırımlar konusunda Sayın
Cumhurbaşkanı ile özel olarak görüşmemi ve kendisini bilgilendirmemi arzu ettiklerini söylediler.
Ben de yolculuğumuz esnasında Manisa teşkilatımızın arzu ettiği tüm meseleleri kendisine aktardım.
Oldukça sıcak bir havada, elli bine yakın vatandaşımız saatlerdir Sayın Cumhurbaşkanı’nı
bekliyorlardı. Onun öncesinde misafirler takdim edildi. Ben de takdim edilenlerden birisi olarak iki
dakikalık bir konuşma yaptım. Özet mahiyeti taşıyan bu konuşmamda unları ifade ettim: Manisa’ya
yapılan, ülkemize yapılan büyük hizmetler oldu ama özellikle ben Manisa’da sizin bir evladınız olarak
ve bu şehirde elli yıl siyaset yapmış biri olarak buradayım. Manisa, tarihindeki en büyük hizmetleri
AK Parti döneminde aldı. Dolayısıyla da yapılan bütün hizmetlerde en büyük pay sahiplerinden biri
benim ve benim bu hizmetler ile gurur duymam da pek tabiidir. Son elli yıl Manisa için hayal olarak
görülen başta Gördes Barajı ve Sabuncubeli Tüneli olmak üzere yollarından barajlarına, göletlerinden
sulama kanallarına, hastanelerden şehir hastanesine kadar pek çok hizmetin
bizim dönemimizde geldiğini söyleyebiliriz.
Bu yüzlerce eserde pay sahibi olan bir insanın miting meydanındaki AK Partili kalabalığa “Bu eserlere
sahip çıkın, bu eserlerde payı olan Sayın Cumhurbaşkanı’na ve onun hükümetine destek olun.”
demesi neden birilerini rahatsız etmiş olsun? Akıl onu gerektirir ki böyle bir kalabalığa söylenecek söz
ancak budur. Yoksa benim miting meydanında kürsüye çıkıp ifadelerimin tam tersi yönde bir
konuşma yapmamı bekleyen safdil insanlar varsa onları da akla ve ferasete davet ediyorum. İçinde
kendi payımın varlığını da düşündüğüm bu hizmetlere sahip çıkma konusunda fikirlerimi ifade ettim.
Bu vesile ile benim siyaset anlayışım üzerine bildiğinizi zannettiğim ama birilerinin ısrarla farklı
göstermek istediği bir konuya da açıklık getirmek isterim. Ben siyaseti başkalarından farklı
yapıyorum. Siyaseti halkımızın iyi yönetilmesi, mutluluğu, refah ve huzur içinde yaşaması ve onunla
birlikte olmak şeklinde tanımlıyorum. Bugüne kadar da siyasetimi bu tanımlama üzerine
şekillendirdim. Benim siyaset anlayışım şiddete, nefrete ve ayrımcılığa dayalı bir siyaset değildir. Bu
dili de hayatım boyunca hiç kullanmadım. Sadece hizmet odaklı olarak vatandaşımızın gönlünde yer
etmeye çalışan biri olarak bugüne geldim. Aktif siyasî hayattan ayrıldıktan sonra da şunu ısrarla
söyledim. Ben AK Partiliyim, bu ev benim evimdir ve ben kendimi AK Parti’nin milyonlarca
sahibinden birisi olarak görüyorum. Bugüne kadar AK Parti’nin doğrularına ve doğru yaptıklarına her
zaman sahip çıktım, bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğim.
Diğer bir husus ise şudur: Bizim Sayın Cumhurbaşkanı ile bir kader arkadaşlığımız var. 1978’den beri
birlikteyiz ve ben onun yanında oldum. Bugüne kadar farklı söylemlerimden çıkarılan sonuç ancak şu
olabilir: Başkalarından farklı olarak eleştiri yapma gereğini her zaman duymuşumdur. Faydalı işlerde
takdir ederken, yanlış işlerde de eleştirinin dozu en yüksek olanını yapmaya çalıştım. Bu devirde bunu
anlayamayanlar mutlaka muhalif olunması gerektiğini düşünüyorlar. Hayır! Bu fikre katılmıyorum ve
kendimi bir muhalif olarak nitelendirmiyorum. Belli bir mensubiyetin içerisinde ama doğruya doğru,
yanlışa da yanlış demeyi ve bu yanlışları yerinde zamanında ve güzel bir biçimde aktarmam
gerektiğini düşünüyorum. Dolayısı ile eleştiri yaptığım zaman “ne kadar güzel” diyerek alkışlayanların
bunun aksini yaptığımda da “çark etti” demelerini esefle karşılıyorum. Bu mensubiyetimi ve
aidiyetimi her zaman açıkladım ama şunu da ifade etmek gerekir. İnsan doğası gereği değişen,
değiştikçe gelişen bir varlıktır. Buradan yola çıkarak ben de daha önce vermiş olduğum mülakatlarda
da altını çizdiğim üzere, önemli kararlar arifesinde günün şartlarını göz önünde bulundurarak
milletimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak her türlü görüşü
değerlendirmeye açık olduğumu belirtmiştim.
AK Parti’yi kurarken yaslandığımız tüm değer ve yargıları temel alarak siyaset yelpazesinin farklı
kanatlarında faaliyet gösteren kişiler, kanaat önderleri ve toplumsal gruplarla istişare ediyorum. Bu
istişarelerde kendi görüşlerimi aktarıyor, karşı tarafı dinliyor kısaca milletimizin sorunlarına çözümler
üretmek adına farklı görüşlerden istifade ediyorum. Siyaset dilinin toplumumuzu bu denli
kutuplaştırdığı bugünlerde zor günleri atlatmak adına el ele vermeyi temel alan bu yöntemin bu
sıkışmışlıktan kurtulmak için yegane çıkış yolu olduğuna inanıyorum.
b
datuma
Hatırlayacaksınız bazı dostlarımızın arkadaşlarımızın ayrılarak başka partiler kurması karşısında
kendilerine “hain” denilmesini doğru bulmadığımı ifade etmiştim. İhanet kelimesini siyaset dilinden
çıkarmalıyız. Belki dikkatinizden kaçmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı da partimiz kuruluş yıl
dönümünde bu arkadaşlarımız için “Geçmişteki hizmetleri adına onlara teşekkür ediyorum.” ifadesini
kullandı. Bu bile çok önemli bir gelişmedir. Biz böyle olmalıyız.
Bu konudaki fikirlerim sadece kendi mahallem ile de sınırlı değildir. Ben halkımızı temsil eden her
siyasi partiye değer veririm. Anayasadaki ifadesiyle siyasî partiler demokratik hayatın vazgeçilmez
unsurlarıdır. Bu bağlamda siyasî ittifaklara nahoş isimler takılmasını da hoş bulmadığımı geçmişte
ifade etmiştim. Bunu her zeminde her zaman söylüyorum. Bu partilerin ve ittifakların temsil ettiği
milyonlarca insanın hukukunu korumayı da kendime vazife biliyor, diğer tüm siyasilerin de bu
konuya benzer hassasiyetle yaklaşmasını temenni ediyorum. Milletimiz tarafından özlemi çekilen
toplumsal barışın, refahın ve adaletin ancak bu şekilde tesis edileceğine inanıyorum.
Bülent ARINÇ
Ak Parti Milletvekilleri kopmaya başladı… Eski Ağrı Milletvekilli Naci Aslan CHP’ye katıldı