CHP Silivri ve Çatalca’nın köylerindeki mülkiyet sorununu TBMM gündemine taşıdı
CHP Silivri ve Çatalca'nın köylerindeki mülkiyet sorununu TBMM gündemine taşıdı. CHP'li Akif Hamzaçebi mecliste yaptığı konuşmada bu sorunun çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. İşte Akif Hamzaçebi'nin konuşması:
2017'de bir kanun kabul edildi
"Silivri'nin Çayırdere, Sayalar, Danamandıra köyleri, Çatalca'nın Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Hallaçlı ve Karamandere köyleri. Bu köyler halkı yüz kırk dört yıldır bu arazileri kullanıyorlar hatta Yaylacık Köyü beş yüz yıldan beri kullanıyor. Bu insanlar bu arazilerde yüz yılı aşkın bir zamandan beri bulunuyorlar. Il. Abdülhamit'in iradesiyle o köylere yerleştirilmişler, 1878 Berlin Antlaşması'ndan sonra Balkanlardan büyük bir göç olunca bu insanlar padişah iradesiyle buraya yerleştirilmişler. O tarihten bu yana bu arazileri bu vatandaşlarımız kullanıyor. Şimdi onların torunları. Gelgelelim tapu sahibi değiller. 2017'de Mecliste tüm partilerin olumlu oyuyla bir kanun kabul edildi. Köy yerleşik alanında 5 bin metrekareye kadar olan yerlerin tapularını almaları için. Hangi bedelden? Rayiç bedelden, işlemedi bu. 2019 yılında bir kanun daha çıktı ki buna Cumhuriyet Halk Partisi olarak katkımız son derece büyüktür. Bu sefer rayiç bedelin yüzde 50'si oranında bir bedelle köy yerleşik alanında 7 bin metrekareye kadar olan yerlerin tapusunun vatandaşa verilmesi benimsendi. Peki, güzel. O yasa uyarınca bir kısım vatandaşlarımız tapularını aldılar ama hâlâ alamayanlar var, hâlâ alamayanlar var.
Tarım arazilerinin tapuları
Şimdi, asıl ana sorun köy yerleşik alanı dışındaki tarım arazilerinin tapularının alınması meselesi. 2017 ve 2019'da çıkarılan kanunlar bu konuda bir düzenleme yapmadı. Bunun yerine konuyla ilgili "Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun'un hükümleri bu konuda uygulanır." denildi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu şekilde söyledi. Evet, öyle bir kanun var, 2012 yılında çıkmıştı. Daha sonra, bu kanun kapsamındaki tarım arazileri için ilave bir düzenleme daha yapıldı 2019 yılında. İmar planı içinde yer alan ve tarımsal amaca ayrılan yerler ya da herhangi bir şekilde bir amaca tahsil edilmiş olmayan tarım arazileri de kullanıcılarına rayiç bedelin yüzde 50'si oranında bir bedelle satılır. Peki, ne diyor kanun ama? 30/11/2011 ila 30/11/2014 tarihleri arasında bu arazileri bu vatandaşlar kullanacak, şart bu. Ya, arkadaşlar, yüz kırk dört yıldır kullanıyor, iki üç yıl kullanmamış olabilir, elimde yazılar var: "Efendim, daha önce kullanmışsınız ama o üç yılda kullanmamışsınız." Sonra bakıyoruz, 2014'ten sonra da kullanımınızı görüyoruz ama o üç yıl kesintisiz kullanım şartını taşımadığınız için talebinizi reddediyoruz, birinci mesele bu.
İkinci mesele bedel
İkinci mesele bedel; bedel yüksek arkadaşlar, metrekare 55 lira, rayiç 110; yarısı alınacak 55 lira, peşin öderse 45 lira. Şimdi, AK PARTİ'den konuşacak arkadaşımız diyecek ki: "45 lira muhtemelen." Bu 8 köyün hepsi orman köyü, orman köylüleri Türkiye'nin en yoksul köylüleridir arkadaşlar. Kişi başına gelirin onda 1'i düzeyinde bir gelire sahiptir. Zannetmeyin ki bu köylülerin cebinde para var. Ya, versin 100 bin lira, 200 bin lira, 300 bin lira. 100 bin lira, 200 bin lira burada konuşanlar için hiçbir şey ifade etmeyebilir ama o köylü için bir servet değerinde. Bu köylüler ödeyemiyor. Bu 8 sekiz köyü Ramazan'ın hemen öncesinde ve Ramazan'ın ilk haftasında tekrar ziyaret ettim, 8 köyün halkını dinledim, sorun büyük. Köy yerleşik alanını 35 liradan satıp tarım arazisini 55 liradan satıyoruz demek olur mu? Zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, onlara şöyle demiş: "Ya, köy yerleşik alanın yarası kadar bir bedel gelir size." Makul, köy yerleşik alanı daha pahalıdır. Tam tersi olmuş, köy yerleşik alanındaki fiyatın 2 katı fiyat geliyor vatandaşlarımıza. Bunu çözmemiz lazım. Efendim, beş yılda onu eşit taksitle ödeyecek. Bu parayı ödeyemiyor bu vatandaşlarımız.
Ret yazıları var önümde
Ret yazıları var önümde, mesela diyor ki: "Ot biçme faaliyetinde bulunduğunu anlaşılmıştır, bu nedenle reddediyoruz." Ot biçmek tarım değil midir, tarımsal faaliyet değil midir? Bir yazı var önümde, efendim, parselin bir kısmını bahçe, bir kısmını konut olarak kullanıyorsunuz, e reddediyoruz, tamamında bir tarımsal faaliyet yok, yakışmıyor. Yok orman alanında kalıyor, ret. Orman alanında kalanlarla ilgili çözüm var, Orman Kanunu'nun Ek 16'ncı maddesi var, yine onu tamamlayan yeni bir kanun birkaç hafta önce burada çıktı.
Çayırdere'den bir vatandaş
Bakın, ben not aldım, Çayırdere'den bir vatandaşımız diyor ki: "Benim dedemin dedesi burada öldü, dedem burada öldü, babam burada öldü, ben bu tapuyu alamadım şu ana kadar. Bu konuşulan fiyatlarla da alma imkânım yok." Arkadaşlar gelin, yeni bir kanun çıkaralım, yeniden sorunu çözelim.