CHP ve HDP libya tezkeresini desteklemedi ortakları İYİ Parti tam destek verdi!
Mecliste görüşülerek kabul edilen Libya tezkeresinin uzatılmasına yönelik kararın görüşmelerinde ilginç bir olay yaşandı. CHP ve HDP, Libya tezkeresinin uzatılmasına hayır derken, ortakları olan İYİ Parti tezkerenin uzatılmasına evet yönünde oy vererek destekledi. CHP ve HDP libya tezkeresini desteklemedi ortakları İYİ Parti tam destek verdi!
İYİ Parti'li Aydın Adnan Sezgin konuştu
Libya tezkeresi görüşmelerinde İYİ Parti adına İYİ Parti'li Aydın Adnan Sezgin konuştu. Sezgin "Biz İYİ Parti olarak uluslararası ilişkilerimizde dile getireceğimiz her fikirde bu genel tabloyu ve özellikle iktidarın hamlelerindeki sakarlıkları göz önünde bulundurmak zorunda olduğumuzu düşünüyoruz.Libya'daki gelişmelere baktığımızda bugün şu hususlar dikkat çekmektedir: 2021 Aralık ayında yapılması gereken seçimler düzenlenememiştir. Bu demokratik sürece katkı sağlayacağı iddiasıyla orada bulunan kuvvetimize rağmen mümkün olamamıştır. Ayrıca iktidarın Libya'da asker bulundurması hem önceki tezkere gerekçesinde hem de şimdiki gerekçede vurgu yapılan Libya'da millî birliğin tesisine somut, gözle görülür bir katkı sağlamış mıdır? Libya tezkeresinin kabul edildiği Ocak 2020'den bugüne Libya'da millî birliğin tesis edilmesi yönünde hangi gelişme sağlanmıştır? Libya'ya gönderilen birliklerimizin bu yöndeki katkısı ne olmuştur? Bu konuda iktidarın muhasebesi ne söylemektedir? Libya'da Türkiye'nin siyasi ağırlığı; evet, önemlidir. Madem oraya gittik, tarafımızı belli ettik, "Tanzim edici rol oynuyoruz." diyoruz. Bunun en önemli meyvesi Libya'da karşıtlıkların sona erdirilmesi ve ülkede birliğin bütünlüğün tesis edilmesidir. Oradaki güçlü varlığımız bu hedefe varılmasına katkı sağlıyor mu? Libya hâlen en az 2 ayrı tarafa bölünmüş hâlini sürdürüyor. Libya'da diplomasi masasının neresindeyiz? Kamuoyu bu konuda da aydınlatılamıyor. BM bünyesinde Libya meselesinin çözümüne yönelik sarf edilen çabalar kapsamında bizim nasıl bir tutum izlediğimize dair de kamuoyuna sarih ve tatmin edici bilgi verilmiyor. Bugün görüştüğümüz tezkerenin gerekçesinde Libya'da istikrarın sağlanmasındaki başarısızlık açıkça belirtilmiştir. Oysa Libya'da karşıtlık, dağınıklık, parçalanmışlık sürdüğü müddetçe çıkarlarımız risk altında kalacaktır. Libya'daki mevcudiyetimiz bizi bu ülkeye ilişkin her başarısızlığın da paydaşı hâline getirmektedir. "Meşru hükûmet" olarak addedilen Libya Ulusal Birlik Hükûmeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, yaşanan gelişmeler üzerine net bir anayasa hazırlanmadan, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yapılmadan ülkenin siyasi krizden çıkmasının mümkün olmadığını belirtmiştir. Seçimler belirlenen tarihte yapılamayınca Tobruk'taki Temsilciler Meclisi Dibeybe Başbakanlığındaki Ulusal Birlik Hükûmetinin görev süresinin dolduğu gerekçesiyle 10 Şubat 2022'de Fethi Başağa'yı Başbakan seçmiştir. Tobruk'taki Başbakan Fethi Başağa "Vatandaşların güvenliğini sağlayamayan kanun kaçağı bir çetenin seçimlerin yapılmasını garanti etmesine güvenmek mümkün değil." ifadelerini kullanmıştır, Libya'da siyasi bölünmüşlük fiilen bu seviyededir. Fethi Başağa bir önceki tezkere tartışmaları sırasında iktidara en yakın Libyalı siyasetçiydi, Libya siyasetinize o ilham veriyordu. Bugün ise bizi Libya'ya davet ettiği söylenen, uluslararası meşruiyeti bulunan, Ulusal Birlik Hükûmetinin karşısındaki, hatta hasımı olan hükûmetin başbakanıdır. Fethi Başağa Hükûmetiyle, tarafıyla ilişkilerimiz ne noktadadır, ne düzeydedir? Sorduğum tüm bu sorular hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisine gerekli açıklamalarda bulunulmadan bu süre uzatma tezkeresinin önümüze getirilmiş olması Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türkiye kamuoyuna karşı tam anlamıyla saygısızlıktır, saygısızlık bir yana, iktidar adına sorumsuzluğun şahikasıdır.Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı tezkeresinde Libya'daki askerî desteğimizin dönemin Libya Ulusal Birlik Hükûmeti tarafından talep edildiği, bilahare kurulan Ulusal Birlik Hükûmetinin de askerî desteğimize gerek duyduğunu bildirdiği belirtilmiştir. Ulusal Birlik Hükûmeti bu talebi nasıl ve ne şekilde iletmiştir? Bu konuda da Meclisin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Oysa siz ne Türkiye'den asker talep eden bir önceki yazıyı ne de bu son talebi bizlerle paylaştınız, bunları göremedik. Bizden izin istiyorsunuz, ilgili ülkenin meşru addedilen makamlarının talebini göstermiyorsunuz. Bu nasıl bir devlet yönetme anlayışıdır?Önceki muhtıra ve tezkere koşullarında yani 2020 şartlarında dile getirdiğimiz görüşler konusundaki haklılığımızdan eminiz. Buna mukabil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin başlattığı bir süreci yarıda, eksik hâlde bırakmasının yaratabileceği muhtelif sakıncaların da farkındayız. Evet, Mehmetçik'in savaş ortamına gönderilmesine karşı çıkmıştık ancak 2020 sonundan bu yana ateşkes nedeniyle Libya'da iç savaş durumu yaşanmamaktadır. Askerimiz muharip güç konumunda değildir. Bu şartlarda, Libya'daki mevcudiyetimiz, Libya güvenlik güçlerinin kapasite gelişimine ve kendi ayakları üzerinde durmasına katkı sağlıyorsa zaman zaman yaşanan milisler arası çatışmalar bakımından caydırıcı bir rol oynuyorsa buna olumlu yaklaşırız. Keza Libya'daki kuvvet varlığımız uluslararası camianın üzerinde iyi kötü uzlaştığı siyasi bir anlayışı, barış ve istikrar misyonunu esas alacaksa ve görevi "Libya'yı ileride dış saldırılardan ve iç çatışmalardan koruyacak bir ordunun eğitilmesi" olarak tanımlanıyorsa buna itirazımız olmaz. Az önce de belirttiğim gibi uluslararası gelişmeler o kadar vahim ki bu risk ortamında Hükûmetin, Libya ve Doğu Akdeniz'de hareket alanının engellendiği izleniminin doğması, dış âlemde Türkiye'nin hayrına olmayan bazı soru işaretlerine yol açabilir. Libya'daki kuvvetlerimizin ve yurt dışında görevde bulunan Mehmetçiğin moral gücünü korumasını da önemsiyoruz ve yeni bir savrulma yaşamanızdan endişe duyuyor olsak da Türkiye'nin Libya'da yatıştırıcı, makul ve iki tarafı yakınlaştırıcı bir rol oynaması ulusal çıkarlarımıza halel gelmemesi kaydıyla bu süre uzatma tezkeresine "evet" diyoruz." ifadelerini kullandı.