CHP’den skandal açıklama: AP raporu üzerinden Türkiye’ye eleştiri!

CHP'nin haftalık basın bülteninde Avrupa Parlamentosunun skandal raporu referans alınarak Türkiye eleştirildi. CHP'den skandal açıklama: AP raporu üzerinden Türkiye'ye eleştiri!

İşte CHP'nin skandal açıklaması

Orbit - Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından kabul edilen Türkiye Raporu’nda demokrasi ve hukuk devletinden uzaklaşma vurgusu yapılırken, AB’ye üyelik sürecinin devam edemeyeceği kaydedildi. Türkiye ile müzakerelerin kesilmesi önergesi reddedilerek kapı aralık bırakıldı. İktidar, raporu ‘çöp’ olarak nitelendirdi! AP Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan Türkiye Raporu, genel kurulda yapılan oylamada 434 oyla kabul edilirken, 152 parlamenter çekimser, 18 parlamenter ret oyu kullandı. Türkiye’ye ‘demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı’ çağrısına yer verilen raporda, ‘Türkiye'nin AB'ye katılım süreci mevcut koşullar altında devam edemez’ deniliyor. Raporun görüşülmesi ve oylanması sırasında Türkiye ile üyelik müzakerelerinin kesilmesi yönünde verilen bir önerge ise çoğunluk oyuyla reddedildi. Bu ret kararıyla AP, Türkiye’nin atacağı demokratikleşme, temel hak ve özgürlükler, yargı bağımsızlığı gibi adımlara göre bir anlamda kapıyı aralık bırakırken, iktidarın rapora karşı sert tepki göstermesi, iktidarın demokrasi ve hukuk devleti konusunda adım atmaya niyetli olmadığını gösteriyor. Raporda Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin izlediği tarafsızlık politikası ve AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarına uymama tavrı eleştirilirken, Yunanistan, Ermenistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle olan ilişkiler, Kıbrıs, Ege, Doğu Akdeniz’de izlenen politikalara karşı da olumsuz yaklaşım sergileniyor. Türkiye’nin kendi ulusal çıkarlarını ön planda tutarak izlediği politikaların AB’yle uyumsuzluk olarak nitelendirilmesi haksız bir yaklaşım ve kabul edilemez. Kaldı ki Ege, Doğu Akdeniz, Kıbrıs’ta Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetiminden yana tavır alan, bu ülkelerin girişimiyle Türkiye’ye karşı yaptırımları kabul eden AB’nin bu konularda tek yanlı bir tutum sergilemesi, uluslararası anlaşmalar ve ulusal çıkarlarımız açısından da kabul edilebilir bir tutum değil. Türkiye’ye tam üyelik dışında farklı bir ilişki çerçevesi önerilmesi, ekonomi-ticaretmülteci iş birliği alanlarına ilişkilerin sıkıştırılmak istenmesi Türkiye’nin tam üyelik hakkının ve müzakere sürecinin sulandırılmak istendiğini gösteriyor. Buna karşılık, raporda Türkiye’de insan hakları, demokrasi, temel haklar ve özgürlükler, muhalefete, medyaya ve yargıya yönelik siyasi baskılar, talimatlarla ilgili tespitler büyük ölçüde bizim de sürekli vurguladığımız, haklılık payı olan eleştiriler. İktidar, uzun bir aradan sonra yeniden AB ile ilişkileri ve tam üyelik müzakere sürecini canlandırmayı gündemine alırken, yıllardır bu konudaki kriterleri ve beklentileri bilmesine karşılık demokratikleşme yönünde en küçük bir adım dahi atmaması raporda dile getirilen eleştirilere haklılık kazandırıyor. İktidar, AB’nin yıllardır Türkiye’yi oyaladığından yakınıyor ancak 18 yıldır demokratikleşme kriterlerini karşılamak için bir çaba göstermiyor. Aksine otokrasiyi, yargı kararlarını tanımama tavrını yaygınlaştırıyor. AB, İstanbul Sözleşmesini tüm üye ülkeler için ‘bağlayıcı’ kabul ederken; iktidar, İstanbul Sözleşmesinden çıkma kararı aldı. İktidarın AB ile normalleşme, ilişkileri yeniden geliştirme söylemleri samimi değil. Avrupa Parlamentosu Raporu, yakın ve orta vadede Türkiye ile olumlu bir gelişmenin söz konusu olamayacağını sergiliyor! TÜRKİYE, AB’NİN YENİ GENİŞLEME PLANINA DAHİL EDİLMİYOR! Avrupa Birliği (AB) yeni bir genişleme dalgasını devreye koyuyor. Aralarında Ukrayna, Moldova, Gürcistan’ın yanı sıra Batı Balkan ülkelerinin yer aldığı 10 ülkenin 2030’a kadar AB üyesi olması hedefleniyor. AB’nin yeni genişleme planında Türkiye’nin yer almaması, AB açısından demokratikleşme kriterinin ön planda olduğunu gösteriyor. Avrupa Parlamentosu (AP), AB’nin yeni bir genişleme dalgasına hazırlanmasını öngören plana destek verdi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AP açılışında yaptığı geleneksel ‘Birliğin Durumu’ konuşmasında AB’nin 2030’a kadar 10 ülkeyi kapsayacak yeni bir genişlemeye hazırlanması gerektiğini söyledi. Bu kapsamda Ukrayna, Moldova’nın tam üyelik başvurularının gündeme alınması ve müzakerelere başlama sürecinin karara bağlanması gerektiğini kaydeden Leyen, Gürcistan ve bir süredir tam üyeliğe adaylık müzakereleri yürütülen Batı Balkan ülkelerine verilen sözlerin tutulması gerektiğini kaydetti. AB komisyonu Başkanı, birliğin inandırıcı olması için bu ülkelere tam üyelik konusunda bir takvim vermesi gerektiğini dile getirdi. Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası 1990’ların son çeyreği ile 2007 arası dönemde eski Doğu Bloku ve Varşova Paktı üyesi 9 ülkeyi (Polonya, Çekya, Slovakya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Litvanya, Estonya, Letonya) tam üyeliğe alan AB, Yugoslavya’nın dağılması sonrasında ise Hırvatistan ve Slovenya’yı tam üyeliğe aldı. Eski Yugoslavya’dan ayrılan Karadağ ve Sırbistan ile aday üyelik süreci yürütülüyor. Bunun yanında yine eski Yugoslavya’dan kopan BosnaHersek, Kosova’nın yanı sıra Batı Balkan ülkeleri Kuzey Makedonya, Arnavutluk ile de tam üyeliğe adaylık doğrultusundaki temaslar son birkaç yıldan bu yana hızlandırıldı. AB’nin onayladığı ‘Yeşil Mutabakat’ ve karbon emisyonlarının azaltılması kriterleri 2030’da tamamlanacak. Üye ve üyeliğe aday ülkelerin bu kriterleri karşılaması gerekiyor. AB ülkeleri termik ve nükleer santralları kapatıyor. Yeşil sertifika ve ‘karbon nötr’ belgesi olmayan ürünlerin AB pazarına girişi kısıtlanacak, ek gümrük vergisi uygulanacak. Bu karar en büyük ihraç pazarı AB olan Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. İktidar, yeşil enerji mutabakatı ve Paris İklim Anlaşması’nı imzalamasına rağmen kömürlü termik santrallara, linyit madenlerine yeni teşvikler veriyor. Akbelen başta olmak üzere kömür santralları için ormanlar, çevre, doğa yok ediliyor. Bu da Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakereleri sürecinde önemli bir handikap. Avrupa Konseyi (AK) Başkanı Charles Michel de AB’nin 2030’a kadar yeni üyeleri kabule hazır olması gerektiğini ifade etti. Bu çerçevede Batı Balkanlar'da 6 ülke (Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Kosova, Kuzey Makedonya) AB üyeliğine aday ve müzakere yürütüyor. Ukrayna ve Moldova ile katılım müzakereleri başlatmak içinse AB liderler zirvesinde tavsiye kararı bekleniyor. Gürcistan da AB üyeliği için sırada bekliyor. 2030’da tamamlanacak yeni genişlemede ‘tam üyelik müzakere sürecindeki’ Türkiye’den söz edilmiyor. Bunda, başta demokratikleşme kriterlerinin yıllardır karşılanmamasını, AB üyesi Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) tanınmamasını, yine Doğu Akdeniz ve Ege’de AB üyesi Yunanistan ve GKRY ile su ren anlaşmazlık ve gerilimleri kriz başlıkları olarak görmek olanaklı