Coğrafi işaret tescili ile yöresel ürünler ön plana çıkarılacak
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kendi kültürel ürünlerimizi Avrupa Birliği'nde ve sonrasında UNESCO üzerinden tüm dünyada tescil ettirmek için hızlı bir çalışma yapılacağını duyurdu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, coğrafi işaretleme ile kültürel değerlerin korunmasının mümkün olduğuna değinerek, "Şu anda çok sayıda fazla coğrafi işaret bölgesel alınmaya başlandı. Ama Avrupa Birliği'nde sayı düşük. Şu ana kadar Türkiye tarafından 21 tane coğrafi işaret alındı." sözlerini kullandı. Kültürel değerleri hızlıca sahiplenmek gerektiğine değinen Bakan Ersoy, "Bu yıldan itibaren ikinci bir yoğun çalışmayı Avrupa Birliği'nde yapacağız. Hızlı bir şekilde sayının yüzü geçmesini sağlayacağız. Biz sahiplenmezsek komşu ülkeler zaten bizim ürünlerimizi sahipleniyor. Bizim orada da hızlı bir şekilde davranıp kendi ürünlerimizi Avrupa Birliği'nde ve sonrasında UNESCO üzerinden tüm dünyada tescil ettirmemiz gerekiyor" dedi.
Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 4. Global Gastro Ekonomi Zirvesi'ne katılan ve burada konuşma yapan Bakan Ersoy, gastronominin, günümüzde dünya turizminde önemli bir noktaya sahip olduğuna değindi. Seyahat planı yapan insanların gezilecek yer seçiminde mutfak kültürünü göz önünde bulundurarak tercihte bulunduklarını aktaran Bakan Ersoy, Türkiye olarak eşsiz gastronomi deneyimleriyle dünya çapında fark oluşturulduğunu belirtti.
Bakan Ersoy, Türkiye'nin zengin mutfak kültürüne sahip olduğuna değinerek şu sözleri kullandı:
"Ülkemizin coğrafi konumu, çeşitli iklim ve toprak yapısı ile harmanlanmış zengin mutfak kültürü, gastronomi turizmi açısından bizlere büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bu benzersiz özelliklerimiz turistlere unutulmaz lezzet deneyimleri sunarak ülkemizi bir cazibe merkezi haline getirmektedir. Bildiğiniz üzere Bakanlık olarak, Türkiye’nin bu eşsiz konumunun, kültürel çeşitliğinin ve tarihî birikiminin şekillendirdiği, zengin yeme-içme kültürünün dünyaya tanıtılması noktasında bir dizi proje yürütüyoruz. Amacımız; Türk mutfağını markalaştırmak, yemek kültürümüzü tanıtmak, gastronomi turizminde dünyada lider destinasyonlar arasında yer almaktır. Bununla birlikte; harcama potansiyeli yüksek gastro-turistleri Türkiye’ye çekerek gastronomi turizminin meydana getirdiği küresel ekonomiden ülkemizin en büyük payı almasını sağlamak diğer önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor."
İSTANBUL, İZMİR VE BODRUM İÇİN BAŞARDIK
Türk mutfağını eşsiz hazine olarak tanımlayan Bakan Ersoy, "Asırlara yayılan bilgi ve deneyim aktarımının ürünü olan zengin mutfağımız, tarih boyunca çeşitlenerek günümüze kadar eşsiz tatlarıyla ulaşmıştır. Bu eşsiz hazineyi layıkıyla tanıtmak önceliğimiz." sözlerine yer verdi.
Atılan adımlardan sonuç aldıklarına değinen Bakan Ersoy, "Bu çerçevede attığımız adımlarla dünyada 'Gastrocity' olarak da adlandırılan Londra, Paris, New York gibi büyük metropollerde olduğu gibi 'fine dining' amacıyla Türkiye’ye gelinebileceğini anlatmak istiyoruz. Gerek tüm dünyada gösterilen tanıtım filmlerimiz gerekse de ülkemizde ağırladığımız gastronomi alanındaki kanaat önderlerinin etkileşimleri sonucunda, tüm dünyanın gözünü İstanbul ve İzmir ve Bodrum destinasyonlarımıza çekmeyi başardık." açıklamasında bulundu.
Yeme-içme sektörünün önemini dikkat çeken Bakan Ersoy, "Bakanlığımızın çok boyutlu yürüttüğü tanıtım süreciyle Michelin Rehberi tarafından kapsama alınan İstanbul, İzmir, Bodrum gibi destinasyonlarımız birer Gastrocity olarak öne çıkmaktadır. Michelin Guide’ın da son yıllarda ülkemizin yeme-içme sektörüne gösterdiği bu ilgi, Türkiye’nin gastronomi turizminde de ön sıralardaki yerini sağlamlaştırmaya başladığının göstergesidir. Yeme-içme sektörümüz, Michelin Guide’dan aldığı bu destekle global gastronomi turizmi hareketliliğinden hak ettiği payı almış; İstanbul, İzmir ve Bodrum marka değerlerini sağlamlaştırmıştır." cümlelerini kullandı.
Elde edilen verilere göre açıklamada bulunan Bakan Ersoy "Bu açıdan rakamları değerlendirdiğimizde ülkemizin turizm geliri 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12 artarak yaklaşık 56 milyar dolar olmuş; toplam gelir içerisindeki yeme-içme harcaması yüzde 19 oranında artmıştır" dedi.
DÜNYADA İLK SIRALARA GELİNDİ
Sürdürülebilirlik için daha farklı çalışmalara da yer verileceğini kaydeden Bakan Ersoy, "Konuklarımızın “Sürdürülebilir Turizm Programı” ile Türkiye’de sürdürülebilir bir konaklama deneyimi yaşamasını ve Michelin Rehberi tarafından sürdürülebilirlik tescili olan Yeşil Yıldız ile ödüllendirilen mekanlarda bir gastronomi deneyimi yaşamasını çok önemsiyoruz." açıklamasını yaptı.
Bakan Ersoy, "Global Sustainable Tourism Council ile Türkiye 3 yıllık hükümet bazında bir protokol yaptı. Dünyada ilktir." sözlerini kullandı. Yapılan açıklamaya göre imzalanan protokol kapsamında konaklama tesislerinin 3 aşamalı bir programa dahil olduğu, belirlenen kriterleri tamamlayıp bir sürdürülebilirlik belgesi alındığı öğrenildi.
Türkiye genelinde yaklaşık 21 binden fazla otel olduğu ve bunların 17 binden fazlasının birinci kriterini tamamladığını aktaran Bakan Ersoy, "Bu yıl içinde bunların tamamı birinci kriteri tamamlamış olacak. Yine binden fazla konaklama tesisimiz de 3. programı yani 2030'da tamamlaması gereken kriterleri tamamladı." dedi.
Turizme hizmet veren bütün işletmelerin sadece konaklama değil, yeme-içme ve transfer de dahil olmak üzere sürdürülebilirlik belgeleri almaları gerektiği belirtilen konuşmada, uluslararası kabul görmüş akredite edilmiş kurumlar tarafından verilen sürdürülebilirlik belgelerinin de alınması gerektiği belirtildi.
Bakan Ersoy, "Türkiye konaklama sektöründe atmış olduğu adımla dünyada son sıralardan ilk sıralara geldi. Yani kanuni bir düzenlemeyle yapmış oldu ve aşamalı; hızlı bir şekilde tüm tesislerin dönüşümünü sağlıyor ve şu anda birinci sırada örnek gösterilen bir konuma geldik. İnşallah ikinci aşamada da yeme içme sektörüyle ilgili böyle bir protokolü hazırlayacağız, görüşüyoruz da aşamalı bir şekilde yeme içme sektöründe başta bakanlıktan belgeli olanlar dahil olmak üzere sürdürülebilirlik konusunda gerekli adımların atılmasını sağlayacağız. Destek ihtiyaçları varsa desteklerini de vereceğiz. Çünkü dünyanın hızla eriştiği noktaya hepsinden önce Türkiye olarak bizim erişmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
TÜRK MUTFAĞININ MARKALAŞMASI AMAÇLANIYOR
Türk mutfağının markalaşmasını sağlamak, farkındalık oluşturmak, geleneksel ve sağlıklı özelliklerinin yanı sıra sürdürülebilirliğini vurgulamak amacıyla 2022 yılından beri Türk Mutfağı Haftası’nın kutlandığını aktaran Bakan Ersoy, "Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde 21-27 Mayıs tarihleri arasında düzenlediğimiz bu etkinliğimizin ana teması 'Sağlıklı, Sürdürülebilir, Atıksız Türk Mutfağı' olan etkinlik haftasının bu sene yurt içinde uygulanacak faaliyet konsepti '81 İlin Coğrafi İşaretli Ürünleriyle Türk Mutfağı' olacak. Yurt dışında uygulanacak faaliyet konsepti ise 'Tarih, Kültür ve Doğanın Buluşması: Turkaegean Lezzetleri' olarak belirlendi. " sözlerini kaydetti.
Tarih boyunca, coğrafi göçlerle, farklı medeniyetlerin etkileşimi ve kültürel yakınlaşmalarla zenginleşen Türk mutfağının karakteristik özelliğinde yöresel ürünlerin büyük bir rol oynadığını söyleyen Bakan Ersoy "Yöresel ürünler; coğrafi işaret tescili sayesinde ön plana çıkarılarak hem taklitlerine karşı koruma altına alınmakta hem de bulunduğu yörenin turizminin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Coğrafi işaretleme ile ayrıca, bölgenin kültürel değerlerinin tanıtımı ve korunması da mümkün olmaktadır." açıklamasını yaptı.
Şu an çok sayıda coğrafi işaret bölgesel alınmaya başlandığını ancak Avrupa Birliği'nde sayının düşük olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, "Şu ana kadar Türkiye tarafından 21 tane coğrafi işaret alındı. Bu yıldan itibaren ikinci bir yoğun çalışmayı Avrupa Birliği'nde yapacağız. Hızlı bir şekilde sayınını yüzü geçmesini sağlayacağız. Biz sahiplenmezsek komşu ülkeler zaten bizim ürünlerimizi sahipleniyor. Bizim orada da hızlı bir şekilde davranıp kendi ürünlerimizi Avrupa Birliği'nde ve sonrasında UNESCO üzerinden tüm dünyada tescil ettirmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
KAYNAK: İHA