34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
9.549,89%1,94
3359241฿%-1.3812
ATV’de yayınlanan kim milyoner olmak ister yarışmasında sorulan Dede Korkut karakterinin ardından sizler için Dede Korkut hikayelerinde geçen bütün karakterleri tek tek listeledik. Dede Korkut hikayelerinde geçen tüm karakterler kimler?
Dede Korkut Kitabı (Dresden yazmasının adıyla: Kitāb-ı Dedem Ḳorḳud Alā Lisān-ı Tāife-i Oġuzân, Vatikan yazmasının adıyla: Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı), Oğuz Türklerinin bilinen en eski epik destansı hikâyeleridir. Aslen sözlü bir edebî ürün olup 14. veya 15. yüzyılda anonim bir yazar tarafından yazıya geçirilmiştir.
Dresden yazması on iki, Vatikan yazması ise altı destansı hikâye ve bir önsözden oluşur. İçerdiği hikâyeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan birer sözlü gelenek ürünüdür. Hikâyeler kulaktan kulağa aktarıldığından dolayı gerçek hâlinin dışına çıkmıştır. XV. yüzyılın ikinci yarısında yazıya geçirildiği tahmin edilir. Oğuzların yaşam biçimlerinden, ekonomisine, inançlarından, giyinişlerine, beslenmelerinden içinde yaşadıkları doğaya kadar pek çok konuda bilgi sağlayan bir kaynaktır. Günümüze ulaşan üç el nüshası bulunmaktadır Dresden Kütüphanesi, Vatikan Kütüphanesi’ndeki iki esere ek olarak Kazakistan’da yeni bir nüsha ve on üçüncü hikâyenin bulunduğu 2018 yılında Halk Edebiyatı ve Destan Uzmanı Metin Ekici tarafından ilan edilmiştir.
Dede Korkut Kitabı, destansı Oğuz hikâyelerinin mecmuasıdır. İçerdiği on iki hikâyenin büyük bölümü ilk defa X.-XI. yüzyıllar arasında Oğuzların eski yurdu olan Seyhun nehri boylarında ortaya çıkmış, XI. yüzyılda Oğuzlar’ın Kuzey İran, Güney Kafkasya ve Anadolu’yu ele geçirmeleri ile Yakındoğu’ya gelmiştir. “Alpamış” olarak da bilinen Bamsı Beyrek hikâyesi ise V.-VI. yüzyıllara kadar tarihlenmektedir.
Hikâyelerin çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun iki büyük nehri Amıt suyu (Dicle) ve Aras nehrinin kollarından Kara Dere, Dereşam Suyu civarında geçer. “Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Boyu” hikâyesinde Trabzon çevresi net bir şekilde tasvir edilir.
Hikâyelerinin yazıya geçirildiği tarih olarak XV. yüzyılın ikinci yarısı kabul edilmektedir. Kars, Erzurum civarında hüküm süren Akkoyunluların bu destanları yazıya geçirttiği tahmin edilmektedir. Destan döneminden halk hikâyeciliğine geçiş döneminin en önemli ürünü Dede Korkut Hikâyeleridir. Hem şiir hem de düzyazı biçiminde yazılmıştır. Olay içeren yerler düzyazı, duygu içerikli yerler şiir şeklinde yazılmıştır.
Eserde nazım ve nesir bir arada verilmiştir. Dili Âzerî lehçesinin özelliklerini göstermekle birlikte bugünkü Azerî lehçesiyle karşılaştırıldığında bütün dil özelliklerinin bu lehçeye ait olmadığı görülür. Gereksiz edebiyat süsleri bulunmayan, kısa, yalın ifadelerle örülmüş, yapmacıksız, özensiz bir üslûp hâkimdir. Yer yer dünya mitoloji ve folklorik metinleri ile benzerlikler gösteren kısımlar mevcuttur.
Eserin günümüze ulaşan üç adet el yazması mevcuttur. Biri 19. yüzyılda Dresden’de, diğeri 20. yüzyılda Vatikan’da, üçüncüsü ise 21. yüzyılda Kazakistan’da bulunmuştur.
Kitâb-ı Dedem Korkud Alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân (“Oğuz boyunun diliyle Dedem Korkud Kitabı”)[9] adını taşır; giriş ve 12 hikâye içerir. İlk defa H. O. Fleisch tarafından bulunmuştur. Bilim dünyasına 1815’te Heinrich Friedrich von Diez’in yayımladığı bir makale ile tanıtılmıştır. Von Diez’in Dresden nüshasını kopyalayarak elde ettiği bir kopya, Berlin Kütüphanesi’ndedir ve Berlin nüshası diye adlandırılır.
Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı (Oğuzname hikâyesi, Kazan Bey ve diğerleri”) adını taşır; giriş ve 6 hikâyeyi içine almaktadır. Vatikan Kütüphanesi Türkçe kısmında 102 numarada kayıtlıdır.
Vatikan nüshasının ilk sayfası. İlk satırda “Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı” yazmaktadır, yani Oğuznâme Menkıbesinden söz ediliyor. Nüshaların dil özellikleri ve kurguları birbirinden farklıdır. Kimi araştırmacılar iki nüshasının ortak bir dip nüshaya dayandığı görüşündedir; kimileri ise iki nüshanın da farklı anlatıcılardan ayrı ayrı derlenmiş olabileceği ihtimalini dile getirmiştir.
Bilinen 12 hikayeye ek olarak 13. hikayeyi (Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi) barındıran tek nüshadır. Diğer nüshalar 15. yüzyıla aittir ancak bu nüshanın 14. yüzyıla ait olduğu ifade edilmektedir. Kesinleştiği takdirde en eski nüsha olacaktır.
Dede Korkut Hikâyeleri ilk olarak Berlin nüshasına dayanarak Kilisli Rıfat tarafından 1916’da Arap harfleriyle Kitâb-ı Dede Korkud alâ Tâife-i Oğuzân adıyla İstanbul’da yayımlandı. Orhan Şaik Gökyay, Berlin nüshasını Dresden nüshasının fotoğrafları ile karşılaştırarak “Dede Korkut” adıyla (1938) yayımlamıştır. Ardından Gökyay, Dresden nüshasını esas alarak Vatikan nüshasındaki fazlalıkları da eklemek suretiyle geniş bir incelemeyi “Dedem Korkud’un Kitabı” adıyla yeniden yayımladı (1973). Muharrem Ergin ise Dresden ve Vatikan nüshalarının tıpkı basımlarını vererek eseri Dede Korkut Kitabı I
Eser Rusça’ya (1950 ve 1951), İtalyanca’ya (1952), Almanca’ya (1958), İngilizce’ye (1972 ve 1978), Sırpça’ya (1981) çevrilmiştir. Farsça’ya İngilizce tercümesinden Bâbâ Korkud adıyla ve Türkçe aslından Hamâse-i Dede Korkut adıyla çevrilmiştir.
Hikâyelerin hepsinin bir toyla (eğlenceyle) başlaması eski bir Türk geleneğinin göstergesidir. Çocuklara ad verilirken yaptıkları işin gözetilmesi de eski bir Türk geleneği olarak kabul edilmelidir. Örneğin Boğaç Han, ismini boğayı öldürmesiyle almıştır.
Toy etme: Oğuzlar mühim konularda karar vermek için toplantı yaparlardı.
Kudretli Oğuz beylerini hep çağırdılar evlerine getirdiler. Ağır misafirlik eylediler.
Kitabın girişi iki kısımdan oluşur: Birincisi hikâyelerin kopyalanması sırasında yazılmış olan ve Dede Korkut’u tanıtan kısımdır. İkinci kısmı ise Dede Korkut’un sözlerine ayrılmıştır. Bu ikinci kısımda önce Dede Korkut’un söylemiş olduğu vecizeler sıralanmakta sonra da kadınları dörde ayıran sözleri gelmektedir.[4]
Dresden nüshasına göre eserde sırasıyla şu Oğuz hikâyeleri gelmektedir:
Dirse Han Oğlu Boğaç Han
Salur Kazan’ın Evi Yağmalanması
Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek
Kazan Bey Oğlu Uruz’un Tutsak Olması
Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
Kanlı Koca Oğlu Kanturalı
Kazılık Koca Oğlu Yegenek
Basat’ın Tepegöz’ü Öldürmesi
Begin Oğlu Emren
Uşun Koca Oğlu Segrek
Salur Kazanın Tutsak Olup Oğlu Uruz’un Çıkarması
İç Oğuz’a Taş Oğuz Asi Olup Beyrek Öldüğü
Vatikan yazmasında altı öykü vardır:
Hikayet-i Han Oğlu Boğaç Han
Hikayet-i Bamsı Beyrek
Hikayet-i Salur Kazan’ın Evi Yağmalanduğudur
Hikayet-i Kazan Begün Oğlu Uruz Han Tutsak Olduğudur
Hikayet-i Kazılık Koca Oğlu Yegenek Bey
Hikayet-i Taş Oğuz İç Oğuz’a Asi Olup Beyrek Vefatı
Cızlak nedir? Cızartma nasıl yapılır? Cızcız tarifi