34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
2.836,84%0,10
4.835,00%0,20
19.341,00%0,20
9.389,62%-0,33
3123129฿%-0.37854
TÜRKÇÜN: israil-Filistin arasındaki çözümün yol haritası nasıl olmalıdır? Devlet Bahçeli Türkgün Gazetesi röportajı tamamı!
Orbit – DEVLET BAHÇELİ: Öncelikle iki devletli bir çözümden başka seçenek yoktur. Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde, bağımsız ve coğrafi bütünlüğü güvenceye alınmış Filistin devletinin kurulması tarihen ve hukuken ertelenemez bir zorunluluktur. Uluslararası toplumun bunu yavaş da olsa kabullenmeye başladığı anlaşılmaktadır. Filistin huzura ve dirliğe kavuşmadan Orta Doğu’nun ve dünyanın güvenliğinden ve banşından söz etmek akıl işi değildir. Rusya ye Ukrayna arasındaki savaşın yanı sıra İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların yeni bir küresel savaş riskini kamçıladığı, artan gerilimin taşınması çok zor bir noktaya kadar genişlediği gözlerden kaçırılmamalıdır. Medeniyetler, milletler ve dinler arasındaki sathi cepheleşmenin sonu silahlı mücadeleye dönüş yaptığı takdirde korkunç ve kahredici bir tablo ortaya çıkacaktır. Bunun önüne geçmek küresel vicdanın sorumluluğudur. Bansın kaybedeni olmaz. Yaşanabilir, adil, hakkaniyetli, barışçıl, eşitlikçi, hür bir dünyanın istikrar içinde varlığı her toplumun, her ülkenin görevi olmalıdır. Bu da her devletin çıkarınadır. Ayrıca İsrail, Gazze’deki yıkımlardan dolayı tazminat ödemelidir. İsrail’in elindeki nükleer başlıklı silahların uluslararası gözlemciler aracılığıyla tespiti de yapılmalıdır. Şayet Gazze’nin güvenliğini sağlamak gündeme gelirse bunu ya Türkiye ya da islam ülkelerinin katılım ve katkısıyla teşkil edilecek barış gücü bu görevi yerine getirebilecektir. böylesi Hayatını kaybeden bırakmamalı. Filistinli mazlumlara Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, yaralılara şifalar diliyorum. İsrail mezalimini nefretle lanetliyorum. Kalbimiz kardeşlerimizle bir ve beraber atmaktadır. Yerimiz ve tarafımız da haktan yanadır. 1 Netanyahu ve yönetimiLahey’dekiUluslararası Ceza Mahkemesinde mutlaka yargılanmalıdır ” diyen Bahçeli. “Öngörüm şudur ki, Net anyahu. üpkıSırp General Ratko Mladiç gibi ömür boyu hapse mahkûm edilecektir. Mladiç de soylarım, savaş ve insanlığa karşı suç işlemiş ve nitekim cezalandırılmışü. Netanyahünun sonu da temenni ederim ki aynı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu, TURKCUN Etendim, yoğun bir gündemin içindeyiz Böylesi bir ortamda ilk sorum, israil’in Caizeye yönelik saldırılan olacak. Acaba ateşkes ne zaman olabilir? Masumların olumu ne zaman son bulabilk?
DEVLET BAHÇELİ: Ateşkesin hemen olması bunun daf evkinde kalıcı kapsayıcı ve sürdürülebilir bir barışla pekiştirilmesi adi bir ihtiyaçtır. Geçici ateşkesin çözüm olmadığı ortada Üstelik7 günlükinsaniaranınhitamında İsrail kanlı saldırılarına yenilerini ekledi.
Yine çok sayıdaFilistinlikatledildi.Üzüntü,müz tarifsiz. Öfkemiz tanımsız ve tahdit siz. 7 Ekim 2023 tarihindenitibaren Gazzeli l mazlumlannolukolukkanıdökülüyor Biraz vicdanı, biraz insaf ı birazizanı, biraz da insani değeri olan hiç kimse İsrail’in korkunç saldırılarına duyarsız ve duygusuz kalamaz. Gazze’de vahşet kol geziyor. Cinayet otomatiğebağlanmış. Yıkılmış, yakılmış, yerle bir edilmiş ve harap bitap düşmüş bir şehrin âdeta iniltileri duyuluyor. Göz göre göre hem savaş suçu hem de in sanlık suçu işleyen haydut bir devletle karşı karşayayız. İki aydır bebekler, çocuklar, kadınlar, diğer savunmasız Filistinliler bombaların hedefi oluyor. İsrail güvenli diyerek avillerisürdüğüGazzehin güneyine karadan saldırdı Katliamahız verdi. Çok aaklısahneler yaşanıyor.
Toza toprağa bulanmış, yüzü gözü kan içinde olan sabilerin çırpınışları anaların f eryatlan, arşa yükselen beddualar inanıyorum ki terör devleti İsrail’i mahvı perişan edecektir. Ateşkes rejimiderhâl tesis edilmelidir. İki taraf da ellerini tetikten çekmelidir. İtidal ve sükûnet mutlaka hayata geçmelidir.) Sayın Cumhurbaşkanımız çok boyutlu, aktif, ahlaki ve tarihi değerlerle perçinlenmiş çabalarıyla Filistinli kardeşlerimize tercüman olmaktadır. Türkiye haktan ve hakikatten yanadır.”i Türkgün gazetesine değerlendirdi. Söyleşinin ilkjgündem özde vadedilmiş topraklara hâkimiyet kurmanın, israil’in inanç ahçeli, “Bu hedefin nihai aşaması Türkiye’dir” diye konuştu. Toza toprağa bulanmış, yüzü gözü kan içinde olan sabilerin çırpınışları, anaların feryatları, arşa yükselen beddualar inanıyorum ki terör devleti İsrail’i mahvı perişan edecektir.” “EH3 i I siyasetin başka araçlarla devamı dışında bir şey değildir. İsrail’in temel amacı Gazze’nin ve Batı Şeria’nın Filistinlilerden ar indir ılmasıdır. Hamas’la savaş kisvesi altında bir halkın sürgün edilmesi ve soykırıma tabi tutulması için bütün şiddet yöntemleri kullanılmaktadır. Son günlerde, Mossad’ın Türkiye’deki Hamas üyelerine örtülü operasyon yapacağı iddialarını dikkatle analiz ve takip etmek, eğer böylesi bir teşebbüs olursa da karşılıksız ve cevapsız bırakmamak için bütün tedbirleri almak güvenliğimiz ve iç huzurumuz açısından mecburiyettir, Türkiyede suikast planlayan casuslar doğduklarına pişman edilmelidir. İsrail, Filistin topraklarını yutmak, Filistinlileri yerinden yurdundan çıkarmak için küresel destekli bir saldın mekaniğini devamlı ilerletmektedir. ABD Başkan Yardımcısı buna izin vermeyeceklerini söylese de ikna edici olmadı, Çünkü İsrail, ABD olmadan bir hiçtir, Şu anda atılan her bombanın, canı alınan her Filistinlinin vebali aynı zamanda ABD’nin üzerindedir. Hedef Türkiye Meselenin can alıcı noktası da büyük İsrail devletinin kurulma projesidir. Nüden Fırat’a kadar sözde vadedilmiş topraklara hâkimiyet kurmak, İsrail’in inanç bazlı ve tarihi arka planı olan alçak bir hedefidir. Bu hedefin nihai aşaması Türkiye’dir, İsrail, Orta Doğuya tutunup yayılma istidadı gösteren 75 yıllık bir kanser hücresidir. Netanyahu canidir, bebek katilidir. Siyonizm tehdidinin şu andaki taşıyıa bedenidir ve insanlığa doğrultulmuş namludur. Gerçi İsrail halkı da artık Netanyahünun uykularını kaçırmaktadır. Toplumsal tepki ve itirazlar yükseliş halindedir. İsrail yönetiminde çatlak seslere, muhalif tepkilere şahit olunmaktadır. Savaş Kabinesi’den bir bakanın Netanyahüyu sert sözlerle eleştirmesi medyaya kadar yansımıştır. Netanyahu köşeye sıkışmıştır. Ve canını aldığı, kanını döktüğü masumların vakti ve saati geldiğinde misliyle bedelini ödeyecektir. Netanyahu mutlaka yargılanmalı TÜRKGÜN: Bu kapsamdaki beklenti ve tahmininizi öğrenebilir miyim? • DEVLErEAHÇELİ-Netanyahu ve yönetimi, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesinde mutlaka yargılanmalıdır, Türkiye bu hususta cesur ve öncü bir rol oynamaktadır, Binlerce dilekçe, tevsik edilmiş belge ve bulgularla birlikte Lahey’e gönderilmiştir. Bu işin peşi bırakılmamalıdır. 21’inci yüzyılda sayıları 16 bini aşan savunmasız ve sivil insanı öldürmenin mutlaka hukuki ve cezai bir sonucu olmalıdır. Öngörüm şudur ki, Netanyahu, tıpkı Miloseviç ve Ratko Mladiç gibi yargılanacaktır, Bosna’da soykırım, savaş ve insanlığa karşı suç işleyen ve sonuçta da cezalandırılan canilerle Netanyahu arasında hiçbir fark yoktur. ABD önce hesap versin TÜRKGÜN: Türkiye’nin Hamas a bakışı eleştiriliyor. En son ABD Hazine Bakanlığı Müsteşarı bundan endişe duyduklarını açıklamış. Sizin görüşünüzü merak ediyorum. • DEVLETBAHÇELİ: ABD önce sırtını sıvazlayıp üstümüze saldığı teyitli ve tescilli terör örgütlerinin hesabını versin! PKK-PYD-YPG-FETO’yü kim himaye ediyor? Bu terör örgütlerinin arkasında duran hangi ülke? ABD’nin, PKK-YPG ile yanak yanağa vermesi, FETÖ’yü Pensilvanya’da pışpışlayıp koruma altına alması, bunlarla ihanet ve cinayet ittifakının içine girmesi inkâr edilemez bir husumet alameti değil mi? Hamas, halkım savunuyor Hamas’a terör örgütü gözüyle bakılması yanlıştır, art niyetliliktir, ikiyüzlülüktür. Hamas’ın çok yönlü değerlendirilmesi başka, terör örgütü yaftası vurmak başkadır. ABD’nin PKK-PYD-YPG-FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle ilişkisi milletimizi ve beşeriyeti kaygılandırmaktadır. Bu ülkenin terör örgütleriyle arasına mesafe koyması müttefiklik namusu adına tarihi, hukuki ve demokratik sorumluluğudur. Bize göre Hamas, halkını savunuyor. Terör örgütü arayanlar, elini tutup silah ve mühimmat verdiği bölücü hainlere bakmalıdır. İslam ülkeleri tesirli siyasetten mahrum TÜRKGÜN: Size göre İslam ülkelerinin duruşu ve takip ettikleri siyasetleri etkilimi? • DEVLETBAHÇELİ:Bu soruya hiç düşünmeden olumlu cevap vermeyi çok isterdim. Ancak geldiğimiz bu aşamada Arap ve islam ülkelerinin yeterli ve tesirli siyasetten mahrum olduklarını düşünüyorum. İki aydır mazlumlar katlediliyor, bu süre zarfında sadra şifa olacak türden Türkiye ve biraz da Katar dışında hangi ülkenin sesi duyuldu ki! İnsani yardım konusunda bile arzulanan gelişmeler maalesef yaşanmadı. Gerçi İslam İşbirliği Teşkilatı’yla Arap Ligi’nin Riyad Zirvesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın gayret ve girişimleriyle önemli kararlar alındı. Mesela, Filistin topraklarındaki işgalci yerleşimciler ilk kez terörist olarak tanımlandı. İsrail’in Gazze’ye saldırılarının misilleme veya meşru müdafaa gibi bahanelerle maskelenmesi reddedildi. Bunun yanında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden, derhâl kesin ve bağlayıcı bir karar alarak, saldırganlığı sona erdirme ve müstemlekeci işgalcilerin uluslararası hukuku, uluslararası insancıl hukuku ve tüm uluslararası meşruiyet kararlarını ihlal eden faaliyetlerini sona erdirmesi talep edildi. Elbette yapılması gereken daha pek çok şey de vardır. Türkiye gerek diplomasi ataklarıyla, gerek diyalog kanalları açarak, gerek uluslararası toplumu harekete geçirecek muazzam ve haklı bir mücadele yürütmektedir, Sayın Cumhurbaşkanımız çok boyutlu, aktif, ahlaki ve tarihi değerlerle perçinlenmiş çabalarıyla Filistinli kardeşlerimize tercüman olmaktadır. Türkiye haktan ve hakikatten yanadır. Zalimin karşısında, mazlumun yanındadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Cumhurbaşkanımızın ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin sonuna kadar yanındayız. TÜRKGÜN: Geçtiğimiz günlerde paylaştığınız bir sosyal medya mesajında “Gönüllü Kudüs Sevdaularfnın göreve hazır olduğundan bahsettiniz Biraz açar mısınız? • DEVLET BAHÇELİ: Gazze’de bir soykırım var mı? Maalesef var. Acımız ortak mı? Kuşkusuz ortak. Müslümanlar kardeşimiz değil mi? Evet, kardeşimiz. Kudüs bizim ilk kıblemiz, mukaddesatımızın onuru değil mi? Elbette öyle. 4 asır hâkimiyetimiz altında huzur ve barış içinde var olan topraklar bugün felaketin yörüngesine sabitlenmiş durumda. Kahramanlar ihtiyaç hasıl olursa Zeytin Dağı’ndan Kudüs’e bakmasını, Gazze’de ağızlarından kan damlayan bebekleri cesaretleriyle muhafaza etmesini bilecekler, bunu da başaracaklardır. Bu sözlerimden kim, ne anlamak istiyorsa onu anlasın. İlk kıblemizin şerefini korumak yeri gelirse görevimizdir. Buna da hazırız
Ak Parti’li Erkan Kandemir Düzce’de konuştu: CHP’de 60 senede ne değişti ki şimdi değişsin?