Devlet Bahçeli’den Cem Yılmaz’a Erşan Kuneri tepkisi: Küfürden öte gidemeyen sözde komedyen!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, toplumda artan şiddeti medyanın körüklediğini belirterek, üstü kapalı şekilde Cem Yılmaz'a tepki gösterdi. Küfür ve seviyesiz espiriler yapan sözde komedyen nitelemesi yapan Devlet Bahçeli, değerlerimize yönelik linç girişimi olduğunu belirtti. Devlet Bahçeli'den Cem Yılmaz'a Erşan Kuneri tepkisi: Küfürden öte gidemeyen sözde komedyen!

Bazı diziler hepimizi ve herkesi rahatsız etmektedir

Aile faciaları, vahşet haberleri, seri cinayetler, kan donduran diğer menfur hadiseler maalesef milli vicdanı derinden yaralamaktadır. Bazı diziler, gösterişe ve mübalağaya yaslanmış magazin programları, karamsarlık servis eden haberler hepimizi ve herkesi rahatsız etmektedir. Sabahın en erken saatlerinden gecenin geç vakitlerine kadar kavgadan, kargaşadan, kutuplaşmadan, değerlerimize yönelik linç girişimlerinden başka ekranlarda hiçbir şey göze çarpmamaktadır.

Gidişat iyi değildir

Gidişat iyi değildir. Boşuna denilmemiş; Arsıza yüz vermeyin tepenize çıkar. Edepsize çok susmayın sabrınızı yorar. Cahile çok vefalı olmayın bir pula satar. Yordam bilmeyenle yola çıkmayın, istikametiniz şaşar. Şiddeti aşağı çekmek amacıyla konunun uzmanları ve muhatapları tarafından iştirak edilecek geniş katılımlı bir şura toplantısı başta olmak üzere her çareye müracaat edilmelidir.

Netflix’de küfür ve en seviyesiz espriler

Netflix’de küfür ve en seviyesiz esprilerin yer aldığı, şarlatanlıktan öte bir meziyeti olmayan sözde komedyenlerin rol aldığı diziler artık haddi aşmıştır. Kadını metalaştıran, erkeği yozlaştıran ucube dizi sahnelerinin neresini beğenip takdir edeceğiz? Aile hayatı son sığınaktır. Bu sığınağın yağmalanması için planlı bir propaganda devrededir.

Küfür etmenin neresine güleceğiz?

Küfür etmenin neresine güleceğiz? Bir yanda magazin programlarıyla gözümüzün içine sokulan bohem ve aşağılık hayatlar varken, diğer yanda bu hayatları yaşayanların özgürlükçü ve hümanist poz vermeleri çelişkidir, alçak bir kumpastır.

"Böyle ekonomi olur mu?"

Sebze ve meyve fiyatlarını eleştirip, mesela lüks bir mekanda veya tatil beldesinde, dar gelirli bir ailenin neredeyse bir aylık mutfak masrafına eşdeğer bir parayı bir saatte harcayıp gününü gün eden ve kursaklarını dolduranların, Ya da, geceliği bir memurun aylık maaşına eşdeğer bir otelde keyif sürüp “ne olacak bu memleketin hali” diye gevşek gevşek konuşup, vur patlasın çal oynasın havasıyla har vurup harman savuranların; Veya ön kapıda mağdur, arka kapıda mağrur; görünüşte düşünceli ve duyarlı, esasta fırsatçı, faizci ve fazilet yoksunu tatlı su solcularının, meyhane devrimcilerinin, merdane gibi dönen devşirmelerin, böyle ekonomi olur mu, bu fiyat artışları ne olacak” diye sorup arkaya dolandıktan sonra yatlarla dolaşan, katlara doluşan, sonradan cebi para görmüş üçkağıtçı demokratların bize anlatacak, bizimle paylaşacak hiçbir şeyleri olamaz.

Değersizliğin kuyusuna düşenlerle yol yürünemez

Değersizliğin kuyusuna düşenlerle yol yürünemez, ortak bir gelecek hayali kurulamaz. Sözde gazeteci ve kiralık kalemlerin televizyon ve gazete köşelerinde, zillet ittifakının muhtemel adayını tartıştıkları kadar asıl ve öncelikli olarak ahlaktaki çözülmeyi tartışmaları gerekmiyor mu? Bunu beklemek haksız bir beklenti mi?