35,1761$% -0.01
36,7640€% 0.01
2.956,17%-0,72
4.803,00%-0,55
19.244,00%-0,55
10.025,47%0,77
3333935฿%0.47774
Ebedi aleme irtihal eden Haber7 Yazarı ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Yönetim Kurulu üyesi Eğitimci Yazar Dursun Ali Taşçı, Cuma namazı sonrası cenaze namazı kılınmak üzere Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’ne getirildi. Eski Spor Bakanı ve Trabzonspor Eski Başkanı Mehmet Ali Yılmaz ile aynı alanda cenaze namazı kılınan Dursun Ali Taşçı’nın sevenleri, oğlu Prof. Dr. Faruk Taşçı’ya taziyelerini iletti.
Merhum Taşçı’nın cenaze namazına katılım sağlayan Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Düzenli, Namaz Gönüllüleri Platformu Sözcüsü Yazar Abdullah Yıldız, İlahiyatçı Yazar Ahmet Bulut, Gazeteci İbrahim Erdoğan, Ensar Vakfı Genel Müdürü Hüseyin Kader, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı ve Haber7 yazarı Mahmut Bıyıklı, Haber7 muhabiri Nurullah Alpay’a açıklamalarda bulundu.
Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli, Dursun Ali Taşçı’ya Allah’tan rahmet dileyerek, “Değerli hocamızı kaybetmenin hüznünü yaşıyoruz. Bu değerleri kaybettikten sonra neleri kaybettiğimizi daha iyi anlıyoruz. Kıymetli insanlar kolay yetişmiyor. Dursun Ali Taşçı hocamız da 70 yıllık hayatında bu mücadele içerisinde devam etmiş. Eğitim camiasından diğer pek çok alanlardan gençlerin yetişmesinde, topluma iyi insanların yetişmesi için çaba göstermiş bir isimdi.” ifadesinde bulundu.
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Düzenli, “Dursun Ali Taşçı bir vicdan, bir ahlak, aynı zamanda bir dönemin hafızası… Şair ruhlu, kültür adamı, yazar… Bu ülke için dertlenen, özellikle eğitim açısında dertli olan bir Müslümandı, güzel bir kardeşimizdi. Allah gani gani rahmet eylesin.” dedi.
Merhum Taşçı’ya başsağlığı dileyen Namaz Gönülleri Platformu Sözcüsü ve yazar Abdullah Yıldız, Taşçı’nın her fırsatta “Ben din adamı değilim, dinimin adamıyım” dediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“20 sene önce Namaz Gönüllüleri Platformu’nu kurmaya çalıştığımız dönemde tanışmıştık. Kendisi edebiyatçıydı, Mesnevi’yi çok iyi bilirdi. Üstad Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve Seyyid Kutub’u… Hepsini harmanlayan bir zihin yapısına sahipti. Çok güzel bir kuvve-i natıkası vardı. 18 yıl boyunca Türkiye’yi ve Fransa’yı karış karış beraber dolaştık. Mikrofonu aldığında ilk cümlesi ‘Ben din adamı değil, dinimin adamıyım’ olurdu. Bahsettiğimiz üstadlardan süzdüğü fikirleri kendi ifadeleriyle sunar, salonları coştururdu. Namazı gençliğinden beri kaçırmadığı, sahib-i tertip olduğu bilinen bir hocamızdı. Namazı sevdiren kıssalar, hikâyeleri, yaşanmışlıkları çok güzel anlatırdı. “Referansım Allah’tır” kitabı onun en meşhur okunması gereken kitaplarından biridir. Kendisiyle yüzlerce panele, konferansa, seminere gittik. Yürekten konuştuğu için dinleyenler fazlasıyla etkilenirdi. Kendisini yetiştirmiş, hikmet sahibi birisiydi.”
İlahiyatçı Yazar Ahmet Bulut, “Anadolu irfanından beslendiği için gittiği her yerde ilim ve irfan konuşulurdu. Söylediğinin çok daha fazlasını yaşamaya gayret ederdi. En ufak bir yüz ekşittiğini görmedik. Nerede bir boşluk varsa orayı doldurmaya çalışan güzel bir insan, kıymetli bir yol arkadaşımızdı. İnsan yetiştirmeye çok önem verirdi. Bu toprakların gençleri ve onların geleceğini kendisine dert edinmişti.” ifadelerini kullandı.
Gazeteci İbrahim Erdoğan, “Öncelikle bir fikir adamı ve usta bir kalemdi. Son gününe kadar sürekli yazabilen, üretebilen, öncü bir isimdi. Çok faydalı ve kaliteli işler yaptı. Bize öncülük ve ağabeylik yaptı.” dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı da Taşçı ile TYB’de birlikte görev aldıklarını belirterek, “Dursan Hocam, bu milletin irfanını ve istikbalini her şeyin önünde görürdü. Marifete, vicdana, kalbe dokunan yazılar kaleme aldı. Memleketini sever, burada yaşayanların haliyle hallenirdi. Biz onu iyilerden bildik. Dilerim, bugün ona burada güzelce şahitlik etmek bizlere de nasip olur. Mekanı cennet olsun.” şeklinde konuştu.
Ensar Vakfı Genel Müdürü Hüseyin Kader, “Anadolu’nun birçok yerinde konferanslara birlikte katıldık. Konuşmalarına ‘Ben din adamı değil, dinimin adamıyım’ diye başlardı. Beraber güzel hatıralarımız oldu. Kur’an ve sünnet konusunda çok hassasiyet sahibiydi. Namaz konusunda huşuya dikkat ederdi. Necip Fazıl’ın rahle-i tedrisatından geçmiş biriydi.” diye konuştu.
KAYNAK: HABER7
CEO’luğu bırakmak zorunda kalmıştı! Tunaoğlu hakkında skandal bir iddia daha