34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
2.836,84%0,10
4.835,00%0,20
19.341,00%0,20
9.389,62%-0,33
3117063฿%-0.77661
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM’deki Amasra maden kazası oturumunda söz alarak kazanın geliyorum dediğini öne sürdü ve kader açıklaması yapılmasına yönelik eleştiri getirdi. TBMM’de ortam gerildi, o anlar tutanaklara yansıdı. Erkan baş: Lanet olsun sizin kaderinize! Kader, hep bize kader!
Yitirdiğimiz 41 madenciyi saygıyla anıyor; ailelerine, yakınlarına, tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Türkiye işçi sınıfının başı sağ olsun.
Şimdi, bugün, burada da aşağı yukarı dört gündür her konuşan üzüntü ifade ediyor. Biz de gerçekten üzüntülüyüz ama tam da bu nedenle gerçekten söylüyorum çok öfkeliyiz ve her konuşmanız öfkemizi büyütüyor ve bunu gizleme gereği falan da duymuyorum. Gerçekten üzülüyorsak öfkelenmek durumundayız, neden, biliyor musunuz, bakın burada her Allah’ın günü deyimi yerindeyse kırk takla atıyoruz, işçi sınıfı, işçiler nasıl yaşıyor, anlatmaya çalışıyoruz, ne dinliyorsunuz ne gündeme alıyorsunuz, ancak 40 işçi hayatını kaybedince gündem dışı konuşma konusu yapıyoruz.
Şimdi şunu düşünmenizi rica ediyorum: Cuma günü 18.15’te bu elim olay yaşandı, her ağzını açan, her ağzını açan “Devletimiz bütün olanaklarını seferber etti.” “Devletimiz bütün olanaklarını seferber etti.” Ya bu devlet bütün olanaklarını olaylar olmadan seferber etse, bu insanlar yaşasa günaha mı girersiniz? İşçiler ölmediği sürece sizin gündeminize girmeyecek mi hiç ya? Yirmi yıldır iktidardalar, yirmi yıldır iktidardalar, hâlâ önümüzdeki yüzyılda önleyeceklerini anlatıyorlar ve bunu bekliyor.
Şimdi Bakan -gerçekten büyük bir samimiyetle dinledim- ne diyecek acaba? Yerinde olmak istemediğim en büyük kişi şu anda, ne diyecek? Yirmi-yirmi beş dakika bir cümle söyledi ya “Vallahi billahi bizim suçumuz yok.” Başka hiçbir şey demedi. Ben de sormak istiyorum ya.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) – Olayı aydınlattı, aydınlattı olayı.
ERKAN BAŞ (Devamla) – Bakın, değerli arkadaşlar, normal bir ülkede olsak çoktan istifa etmesi gereken, Japonya’da olsak harakiri yapması gereken ama maalesef AKP Türkiyesinde hâlâ Bakan koltuğunda oturan kişiye sormak istiyorum: Bir ay önce Amasra’ya gittiniz değil mi, Sayıştay bu raporları yazdı, önünüze koydu değil mi. Ya, arkadaşlar ben ilçe ziyaretine gittiğimde, bir ilçe örgütünü ziyarete gittiğimde gitmeden önce bir raporlara bakıyorum, gittiğimde de oradaki arkadaşa soruyorum. “Ya, bundan bir ay önce oraya gittiğinde şu Sayıştay raporlarının gereğini yaptınız mı?” diye sorsaydı bu 41 işçi bugün yaşardı. Bu ihtimal bile bir insanın istifa etmesi için yeterli, bu ihtimal bile yeterli ama ne yaptınız…
Bakın, Sayıştay raporu… Hani Sayıştayın her lafına cevap yetiştiriyorsunuz. Sayıştay diyor ki: “O işletmede 1.145 işçi olması gerekirken 622 çalışan var.” Ve aynen cümle şu: “Kritik zamanlarda müdahale edilemiyor, iş güvenliği olumsuz etkileniyor.” Söylemiş, Sayın Bakan, söylemiş. Gittin ne yaptın orada ya turistik gezi mi yaptın? Fotoğraf çektirdiğin insanların yarısı yok bugün.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) – Denetime gidilmiş, bakılmış…
ERKAN BAŞ (Devamla) – İnsanların yarısı ölmüş, o fotoğrafta yanındaki çocuk şu anda ölmüş; hâlâ koltukta oturuyor.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) – Sayın Bakan, ne yapsın yani burada?
ERKAN BAŞ (Devamla) – Şimdi, “kader planı” diye yeni bir laf öğrendik, kader planı. Burada kayıtlara geçsin diye okuyorum, kayıtlara girsin diye okuyorum; aynen şöyle demiş, Cumhurbaşkanı gidiyor diyor ki: “Şükürler olsun, hamdolsun 41 cenazemize yirmi dört saat içerisinde ulaştık.” Ya, biz sizden insanları hayatta tutmanızı istiyoruz, ölüleri toplamanızı istemiyoruz ki, ölümleri engellemenizi istiyoruz. Siz cenaze toplamakla övünen bir iktidarsınız. Neymiş? Kadermiş. Lanet olsun böyle kadere! Hep işçi çocukları, hep yoksul çocukları mı ölüyor ya! (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Lanet olsun böyle kadere! Bir patron çocuğu ölmez mi? Hepsi zenginleşirken sürekli yoksul çocuklarına kader, kader, kader! Hep bize mi bu kadar ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Sen anlamazsın o işi.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) – Zengin olma kaderi verilmiş onlara.
ERKAN BAŞ (Devamla) – Değerli arkadaşlar, şöyle söylemiş: “Dalga geçebilir birileri.” Hani Bülent Bey bana diyor ya “Sen anlamazsın.” “Dalga geçebilir…” Hayır, dalga geçmiyorum, gayet iyi anlıyorum. 41 insanın arkasından dalga geçilmez. Bak, yemin ediyorum, dişlerimi sıkıyorum, yumruklarımı sıkıyorum, isyan ediyorum. Dalga falan geçmiyorum. Utanıyorum, bu ülkeyi böyle bir zihniyet yönettiği için utanıyorum ya.
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) – Sen kendinden utansana ya, sen kendinden utan!
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) – Utanılacak hiçbir şeyimiz yok.
ERKAN BAŞ (Devamla) – Lanet olsun sizin kaderinize! “Kader.” “Kader.” hep bize kader!
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) – Kadere lanet okuma ya!
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) – Lanet okuyup durma orada, milletin kürsüsünde.
ERKAN BAŞ (Devamla) – Buradan tüm Türkiye’ye sesleniyorum, şunu bilelim: 84 milyon yurttaş, hepimiz, en başta kendim; hepimiz suçluyuz. Ben Türkiye İşçi Partisinin Genel Başkanıyım ya; Türkiye İşçi Partisi, bu kadar işçi düşmanı…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Baş.
ERKAN BAŞ (Devamla) – …bu kadar, yirmi yıldır her gün, her gün işçileri katlederek iktidarda oturan bir partiyi yirmi yıldır o koltuktan indiremediğimiz için biz suçluyuz, kabul ediyoruz. Bu suçluluğu bilerek soruyoruz arkadaşlar -herkes bir cinayetten bahsediyor burada, cinayet- bu cinayetin katili kim Sayın Bakan? Katil kim ya? Bu katili bulacağız. Bu
19
katile yardım ve yataklık edeni bulacağız, suçunu örtbas edeni bulacağız, hepsiyle hesaplaşacağız. Öyle, her seferinde, insanlarımız hayatlarını kaybettikten sonra gelip burada, yapacağız edeceğiz demekle bu işler çözülmüyor. Güvenmiyoruz size ya. Niye güvenmiyoruz? Soma’dan sonra aynı konuşmaları yaptınız ve ne oldu Soma’dan sonra?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) – Kadere lanet okuyamazsın, kader imani bir iştir.
ERKAN BAŞ (Devamla) – Soma’da 301 işçi öldüğünde yaptığınız konuşmaların -çıkartalım tutanakları- hepsi aynı, hepsi aynı.
Sonuçta ne oluyor arkadaşlar? Biz ölmeye devam ediyoruz, işçiler ölmeye devam ediyor; siz de zenginleşmeye, koltukta oturmaya devam ediyorsunuz. Bu düzen yıkılacak, bu düzen böyle gitmez.
Son söyleyeceğim şey şu, buradan bütün işçi kardeşlerime sesleniyorum: Bakın, bu ülkede işçiler ya ölünce haber oluyor ya direnince haber oluyor. Bu ülkede ekmek kavgası artık ölüm ve yaşam kavgası. Hep birlikte tüm Türkiye’deki işçiler karar vereceğiz, bu iktidara karşı yaşam hakkımıza sahip çıkmak için ölürken değil, yaşarken değerimiz olsun diye birleşeceğiz ve Türkiye’yi bu zenginlerin, para babalarının bu saray iktidarından kurtaracağız, kurtaracağız ki bu ülkede işçiler özgürce yaşayabilsin, sadece işçi çocukları yetim kalmasın bu memlekette. İşçi çocuklarına yetimliği “kader” olarak sunan iktidarı reddediyoruz, sırf bu nedenle bile yıkılmayı hak ediyorsunuz; yıkılacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)
Mamak belediyesinden ilçe halkına atarlı giderli mesaj!