Esenyurt’taki tekel bayi cinayetinde yeni gelişme

İstanbul'un Esenyurt ilçesindeki tekel bayide 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıya ilişkin ara karar açıklandı. Hakim karşısına çıkan sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer'in tutukluluk halinin devamına hükmedildi.

Esenyurt'ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin davada ara karar açıklandı. Mahkeme heyeti 4 sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmanın ertelenmesine hükmetti.

10 SANIĞIN YARGILANMASINA DEVAM EDİLDİ

Esenyurt'ta geçtiğimiz temmuz ayında Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 10 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında ara karar açıklandı.

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar Tarık Özer, Azat Özer, Servet Özer ve Murat Özer tutuklu bulundukları cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

Tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Ercan Topçu ve Hüsamettin Ahmetoğlu, müştekiler Cantürk Erzen, Solmaz Erzen ve Yusuf Erzen, mağdurlar Huriye Bayındır ve Mustafa Bayındır ile tarafların avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.

Savunması alınan tutuklu sanık Tarık Özer, müşteki Cantürk Erzen'i 2015'ten beri tanıdığını, hem arkadaş olduklarını hem de ticari ilişkilerinin bulunduğunu söyledi.

KATİLİN SAVUNMASI

Erzen'in kendisinden inşaat demiri aldığını, karşılığında iki çek verdiğini anlatan Özer, Erzen'in çeklerinden birini ödemediğini, aradığında ise telefona bakmadığını ileri sürdü.

Avukatı aracılığıyla Erzen'e ödeme emri gönderdiğini söyleyen Özer, bunun üzerine Erzen'in WhatsApp durumunda kendisine yönelik küfür ve hakaret içeren paylaşımda bulunduğunu belirtti.

Cantürk Erzen'in tekel bayisine konuşmak ve küfürlü paylaşımını kaldırmasını istemek için gittiklerini savunan Tarık Özer, bayide Erzen'in oğlu Yunus Emre Erzen'i bulduklarını, onun da kendilerine saygısızca davrandığını ileri sürdü.

Konuşma sırasında elinin Yunus Emre Erzen'in belindeki silaha çarptığını, silah sesi duyması üzerine de ateş ettiğini savunan Özer, "Kimseyi öldürme kastım yoktu. Sadece kendimi savundum. Olay bir anda, kendiliğinden gelişti. Oğlumun ve kardeşimin yaralandığını, öldüğünü düşündüm. Yunus Emre Erzen'i ayaklarından yaralamak istedim, silahı bıraksın diye. Silahı bırakmayınca tekrar bacaklarına ateş ettim." diye konuştu.

Diğer maktul Batuhan Bayındır'a karşı bir eylemi olmadığını öne süren Özer, Bayındır'ın yere düşünce Yunus Emre Erzen'in silahından çıkan kurşunla vurulmuş olabileceğini iddia etti.

"ŞİŞE İLE VURDUM, ELİM PARÇALANDI"

Tutuklu sanık sanık Murat Özer ise Cantürk Erzen'i 2009'dan beri tanıdığını ve bazı ticari ilişkilerinde ona referans olduğunu söyledi.

Murat Özer, Cantürk Erzen'nin abisi Tarık Özer'e verdiği 1 milyon 300 bin liralık çekten birini ödemediğini, Erzen ile abisinden daha eski bir samimiyeti olduğu için, arayı bulmak maksadıyla tekel bayisine gittiğini savunan Özer, "Biz orada sadece konuşacak, küfürlü paylaşımını kaldırtıp anlaşacağız diye düşüyorduk." dedi.

Üç yıldan beri ruhsatlı silah taşıdığını bildiren Murat Özer, şu ifadeleri kullandı:

"Öldürecek olsam şişeden medet ummazdım. Orada tesadüfen ele geçirdiğim şişe ile vurdum. Elim parçalandı. Hastane raporunda var. İki mermi ayağıma geldi. Yunus Emre Erzen'in 4-5 kez arka arkaya ateş ettiğini hatırlıyorum. Abim Tarık Özer'in ateş edip etmediğini bilmiyorum. Kendisinin 200-300 milyon ciroluk şirketi var. İstese ruhsatlı silah alırdı. Bu olaydan dolayı çok pişman olduğumu belirtmek istiyorum. Ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Keşke yaşanmasaydı, ayağım kırılsaydı, keşke Cantürk Erzen küfretmeseydi. Abim ateş etmeseydi Yunus Emre Erzen, beni de abimi de abimin oğlunu da hepimizi öldürecekti."

"ÖNCE TELEFONLA, SONRA DİPÇİK KISMIYLA VURDUM"

Tutuklu sanık Azat Özer de olay günü nereye ne amaçla gittiğini bilmediğini savundu.

Konuşma sırasında Yunus Emre Erzen'in sürekli silaha baktığını dile getiren Özer, "Olay sırasında Yunus Emre Erzen'in kafasına kesinlikle vurmadım. Yaralamak için değil, amcamı korumak için önce telefonla, sonra silahın dipçik kısmıyla vurdum. Daha sonra önüme şarjörsüz bir silah düştü. Yanıma aldım, arabada şarjörü olmadığını fark ettim. Silahı yolda camdan fırlattım." şeklinde konuştu.

Tutuklu sanık Servet Özer de ölenlere Allah'tan rahmet diledikten sonra, Cantürk Erzen'i 15 yıldır tanıdığını, taraflar arasında barış sağlamak için çabaladığını ifade etti.

Servet Özer, "Üstümde şort vardı. Ağzımda sigarayla onları izledim. Meseleyi de bilmiyordum. Aralarında itiş-kakış olmasına rağmen o tarafa geçmedim. Silah patlayınca o tarafa geçtim. Her iki tarafa da engel olmaya çalıştım." şeklinde savunma yaptı.

TUTUKSUZ SANIKLARIN SAVUNMALARI

Tutuksuz sanık Adem Kılıç, iki tarafı da 20 yıla yakındır tanıdığını ve bölgede esnaf olduğunu belirterek, "Olay olup bittikten sonra başka olay olmasın diye ve başsağlığı için uğradım. Kesinlikle suçluyu kayırmam söz konusu değil. Ben de mağdur oldum. Yurt dışına çıkış yasağımın kaldırılmasını ve beraatimi istiyorum." dedi.

Tutuksuz sanık Ercan Topçu da Adem Kılıç gibi esnaf olduğunu ve olayla ilgisi bulunmadığını belirterek, yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını ve beraatine karar verilmesini talep etti.

Sanık Azat Özer'i saklamakla suçlanan tutuksuz sanık Hüsamettin Ahmetoğlu da Tarık ve Nimetullah Özer ile yaklaşık 7 ay önce tanıştığını ve bu kişilerden inşaat demiri aldığını, olayı ertesi gün televizyondan öğrendiğini söyledi.

Savunmaların ardından mahkeme başkanı, sanıkların daha önceki sabıka kayıtlarını ve olayda ele geçirilen silahlara ilişkin balistik inceleme raporlarını okudu.

ÇOCUĞU ÖLDÜRÜLEN DİĞER AİLE ŞİKAYETÇİ OLMADI

Daha sonra mağdur ve müştekilerin ifadelerinin alınmasına geçildi.

Olayda ölen Batuhan Bayındır'ın annesi Huriye Bayındır, "Benim oğlumdan ne istediniz? Olayla alakası yoktu. 7 aydır ne çektiğimi kimse bilmiyor. Ben bir anneyim. Ellerini vicdanlarına koysunlar. Nasıl bir insan, oğlunu katliama götürür? Bunlara cevap versinler." diye konuştu.

Şikayetçi olup olmadığı sorusuna Huriye Bayındır, "Devlete bırakıyorum." şeklinde cevap verdi.

Maktul Batuhan Bayındır'ın babası Mustafa Bayındır ise "Oğlumun ölüm sebebi, tesadüfen orada olması. Karşı tarafı tanımıyoruz. Biz büyüklük yaptık, şikayetçi olmadık. Bize evler, arabalar aldıkları doğru değil. Sadece annesine ev alacaklarını söylediler." dedi.

Müşteki Erzen ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, Mustafa Bayındır'ın şikayetçi olmaması için Silivri'de bir çiftliğe götürülüp tehdit edildiği iddiasını sordu.

Mustafa Bayındır, çocukluk arkadaşı Vahit Erdem'in aracı olması üzerine Özer ailesiyle görüştüğünü ama tehdit edilmediğini söyledi.

"YÜREĞİM PARÇALANA PARÇALANA O GÖRÜNTÜLERİ İZLEDİM"

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada beyanda bulunan maktul Yunus Emre Erzen’in annesi Solmaz Erzen, “Yüreğim parçalana parçalana o görüntüleri izledim. Çok saygılı hitap ediyor. Ama onlar çocuğa tahrik yapıyor. Çocuğun omzunu sıkıyor. Çocuk ‘Elini çek’ diyor. Arkaya fırlatıyor çocuğu. Kafasına şişe vuruyor. Servet de baskı uyguluyor hareket etmesin diye. Tarık Özer diğer çocukları tutuyor. İnsanlık dışı bir görüntü. Çocuğum hiç yok yere, günahsız yere öldü. Tasarlayarak geldiler ve çocuğu öldürdüler. Murat Özer’in de pasaportu varmış, demek ki kaçacaktı. Emre öldü gitti, sağdan soldan hala 'Bize yardımcı oldu' diyorlar. Hep alttan alırdı Emre. Orada da son dakikaya kadar duruyor. Siz 600 bin lira için mi kıydınız bu çocuklara. Ben avukat olsam bunların avukatlığını yapmam. Ben çocuğumu kaybettim. Bu dördünün de ağırlaştırılmış müebbet almasını istiyorum. Bunun izahı, indirimi yok” dedi.

Olayda yaralanan Yusuf Erzen ise olay günü tekel bayiinde kuzeni Yunus Emre ile muhabbet ettiğini söyleyerek, “Malum şahıslar iş yerine geldi. Şarjör gördüm. Karmaşa oldu. Emre’nin kafasında şişe kırdılar. Ben köşeye düştüm. Batuhan benim üstüme düştü. Tarık 8-10 kez arkaya doğru sıktı. Bize de sıktılar. Emre’ye sıkarken yalvarıyordum sıkmayın diye. Çıkarken sıkmaya devam ettiler. Hayatımda hiç silah elime almadım” dedi.

OĞLUNU ÖLDÜRENLERDEN ŞİKAYETÇİ OLDU

Maktul Yunus Emre Erzen’in babası Cantürk Erzen, “Kan güderek yaptılar, planlı yaptılar. Beni sürekli zorluyorlar. Cezanızı çekin. Emre mide ameliyatı olmuştu. Safra kesesi alındı. 3-4 ameliyat olmuştu, güçsüzdü. Dünya izledi oğlumun ölümünü. Cezanızı çekeceksiniz cezaevinde” diye konuştu.

Daha sonra ifadesi alınan müşteki Cantürk Erzen ise oğlu Yunus Emre Erzen'i öldürenlerden şikayetçi olduğunu bildirdi.

Kendisine gönderilen icra ödeme emrine tepki gösterdiğini, ancak WhatsApp durumundaki paylaşımının iddia edildiği gibi ağır küfür içermediğini söyleyen Erzen, ölen oğlunun başına şişeyle vurulduktan sonra ateş ettiğini ifade ederek, "Keşke kafalarına sıksaymış. Ben sana küfür etmişim. Evet ettim. Sen gidip oğlumu mu öldüreceksin?" şeklinde konuştu.

Cantürk Erzen'in avukatı Kerim Bahadır Şeker, Erzen'e, "Size barışma karşılığında üçüncü kişi vasıtasıyla 40 milyon lira, 13 yaşında erkek çocuğu ve 11 yaşında kız çocuğu verilmesi teklif edildi mi?" diye sordu.

Erzen de böyle bir teklifin yapıldığını söyledi.

Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına ve dinlenemeyen tanıkların dinlenilmesine karar verdi. Mahkeme, olay yeri görüntülerinin bilirkişi tarafından incelenmesine de hükmederek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz günü gece saat 23.20 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi'nde Baray Tekel-Gold Park Şarküteri isimli iş yerinde meydana gelen olayda taraflar arasında meydana gelen tartışma ve silahla ateş edilmesi sonucu Yunus Emre Erzen'in 8 kurşunla yaralanarak hayatını kaybettiği, Batuhan Bayındır'ın ise 2 el ateş edilmesi sonucu yaralanarak öldüğü anlatıldı.

İddianamede müşteki Yusuf Erzen ve şüpheli Murat Özer’in de çeşitli yerlerinden yaralandıkları belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Tarık, Murat, Azat ve Servet Özer’in ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme’, ‘kasten öldürme’, ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve '6136 Sayılı Kanun'a muhalefet' suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet ve 16 yıl 6 aydan 31 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Diğer 5 şüphelinin ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.

KAYNAK: İHA, AA