34,4969$% 0.17
36,4153€% 0.32
2.864,01%0,97
4.882,00%1,02
19.530,00%1,03
9.337,77%-0,55
3160381฿%1.47463
GALERİNİN DEVAMI
Eyüpsultan’da 1 Mart 2024’de iddiaya göre yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Acı hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı.
Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.’yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında İstanbul Havalimanı’ndan Mısır’a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.
Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında ‘suçluyu kayırma’ suçundan, şüpheli T.C. hakkında ‘bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak’ suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD’ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti.
Konuya ilişkin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek açıklama yapan Oğuz Murat Acı’nın babası Özer Acı, karşı tarafın dolaylı olarak kendileriyle iletişime geçtiğini belirterek, ‘’Maddi ve manevi yanımda olduğu söylendi. Maddi kısmını kenara bırakıp buyurun gelin dedik fakat şu ana kadar benimle iletişime geçen olmadı. O taraftan birileri, bilmiyorum. Tam o mu onun elemanı mı bilmiyorum. Aile dostumuz aranmış, böyle konuşulmuş. Ben ilk günden beri aynı sözümün arkasındayım, çocuk ile anne gelir teslim olur. 10 veya 12.gün dolaylı olarak taziyeye geleceklerini iletmişlerdi bana fakat ben yine aynı sözümü tekrarladım. Anne ile çocuk gelir teslim olur, sonra gelsinler taziyeye. Sizlere de bilgi vereceğim, aile benim taziyeme geliyor diye. Git gide daha zor oluyor, ayakta durmakta güçlük çekiyorum. Farklı bir bilgi yok, sadece dosyanın tamamlanma aşamasında olduğu söyleniyor’’ dedi.
Müşteki ailenin avukatı Hacı Orhan ise, ‘’Ben ilk günden beri söylüyorum, müvekkillerim de söylüyorlar. Öncelikle kişilerin teslim olup, gelip yargılanmaları gerekiyor. Bu yargılanma olmadan taziyeye gelmeleri doğru olmaz. Şu an onlar yurt dışına kaçmış haldeyken birilerinin taziyeye gelmesi doğru olmaz. Baba ‘teslim olsunlar taziyeye gelsinler’ şeklinde belirtti ancak bu yanlış anlaşıldı. Burada çok açık şekilde söylüyoruz ki bu olay ihmal sonucu ölüme sebebiyet vermektir. Bu yüzden olay sonucu konuşulan konuların dile getirilmesi doğru ve ahlaki değildir. Babanın şu an yurt dışına çıkış yasağı var, nerede olduğunu bilmiyoruz ama İstanbul veya Bursa’dadır diye tahmin ediyoruz. Daha babanın ifadesi alınmadı, bir an önce ifadesinin alınması lazım. Eğer bir dahli varsa aynı şekilde bir tedbir kararının uygulanması gerekir. Kayırma noktasında anne ve babanın cezasızlık hali var ancak biz burada ihmal sonucu adam öldürmeye giden bir süreçten bahsediyoruz. Özellikle telefonların oradan toplanıp götürülmesi talimatını verenin ve bu organizasyonu yapanın Eylem Hanım olduğunu düşünüyoruz. Orada olan çocuklar da aynı şekilde burada suçlu olacaklar. Suçluyu kayırma çocuğunuz için söz konusu olabilir ancak Eylem Hanım, Bülent Bey’in resmi eşi değil, diğer çocuklar da bu konuda bir yakınları değiller. Cezasızlık sebebi Timur hakkında olabilir ama diğerleri hakkında olamaz. O telefonlardan birisi de şu an hala kayıp’’ ifadelerini kullandı.
KAYNAK: İHA
Marmara’dan Saros’a uzanan tehlike: Uzmanlardan ‘Ganos’ uyarısı