34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
2.836,84%0,10
4.835,00%0,20
19.341,00%0,20
9.389,62%-0,33
3127049฿%0.98529
CHP’li belediyelerin ihmal ve iş bilmezlikleri iki hafta içerisinde büyük facialara yol açarken, her olayda iktidara yaylım ateşi başlatan çevreler siyasi rant suskunluğuna gömüldü.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin işlettiği Tünektepe Teleferik Tesisi’nde Ramazan Bayramı’nın 3’üncü meydana gelen kazada 1 kişi öldü, 17 kişi yaralandı. Kabinlerde mahsur kalan 174 yolcu, havada 23 saat süren kabusun ardından kurtarıldı. CHP’li belediyenin ihmallerinin kazaya yol açtığı saptandı. Kazadan 40 gün önce yıllık bakımı yapıldığı belirtilen tesisteki işlemlerin yerel seçim dolayısıyla kısa tutulduğu ve alelacele bitirildiği ifade edildi. 2021 yılında 72 gün, 2022’de 78 gün, 2023’te 71 gün süren bakımlar, 2024 yılında sadece 14 gün gerçekleştirildi.
Bakım çalışmalarının tam olarak yerine getirilmeden tesisin çalışmasına izin verilerek faciaya davetiye çıkaran Antalya Büyükşehir Belediyesi iştiraki Anet A.Ş. yetkililerinin de aralarında yer aldığı 5 kişi tutuklandı.
Fakat her olayda iktidarı töhmet altında bırakıcı söylemler üreten, yaşanan her kazada suçlu arayarak kişi ve kurumları ilgisiz de olsa hedef gösteren CHP tandanslı medya, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri Antalya’daki facia konusunda ikircikli tavra büründü.
Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri ise Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kazadaki payını gizleme rolünü üstlendi.
Sözcü gazetesi, olaya ilişkin yaptığı haberinde “Bir kişinin öldüğü Antalya’daki teleferik kazası üzerinden CHP’li başkanın hedef alınması tartışma yarattı” spotunu kullandı. Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, “Kazaya yıldırım yol açtı” yalanını köşesine taşıdı.
Sözcü ayrıca teleferiği 7 yıl önce inşa ederek hizmete sunan dönemin AK Partili Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in “en ucuz teleferik” sözünü gündeme taşıyarak absürt bir mantıkla hedef şaşırtma yoluna gitti.
“Çikolata kutusunda gelen paralarla yayın çizgisini değiştirdiği” iddiasıyla gündeme gelen Cumhuriyet gazetesi benzer yayınlar yaptı.
Cumhuriyet, faciaya yönelik haberinde teleferik kabinini suçladı.
Cumhuriyet gazetesinin sosyal medya hesaplarında kazaya dair 12 Nisan’da yapılan paylaşımda, “Antalya’da teleferik kabini can aldı… Ölen yurttaşın kimliği belli oldu” başlıkları kullanıldı.
CHP ve yurt dışı kuruluşlardan aktarılan paralarla yayın yaptığı belirtilen “fondaş” medya benzer tutumu 2 Nisan’da İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde yaşanan yangın faciasında da sergilemişti. Ruhsatsız işletilen gece kulübünde izinsiz yapılan tadilat çalışması sırasında çıkan yangında 29 işçi can vermişti.
16 katlı binanın altında 1.500 kişi kapasiteli gece kulübü işletilmesine göz yuman CHP’li Beşiktaş Belediyesi’nin “işletme izni” verdiği, yangın çıkışı bulunmayan mekana “yangın yönetmeliğine uygun” şeklinde ruhsat tanımladığı ortaya çıkmıştı.
Antalya’daki teleferik faciasına ya suskun kalan ya da suçluları kurtarmaya çalışan koro, Beşiktaş’ta da aynı işgüzarlığı yapmıştı. İnsan hayatını değil siyasi rantı öncelediği ortaya çıkan CHP’nin fonlu medyası, dernekleri, vakıfları, meslek örgütleri Beşiktaş’ta 29 işçinin yanarak öldüğü feci kazayı unutulmaya terk etmişti.
Son iki hafta içerisinde belediye ihmallerinin can kayıplı kazalarla patlak verdiği Antalya ve Beşiktaş’taki siyasi rantçılığa tepki gösteren Gazeteci Yazar Ekrem Kızıltaş, bu yayın kuruluşlarının hakikati ortaya çıkarmak için değil gerçekleri gizlemek için çalıştığına vurgu yaptı.
Yeniakit gazetesine konuşan Ekrem Kızıltaş, “Sözcü ve Cumhuriyet’in dili şaşırtıcı değil. Bu gazetelerin al birini vur ötekine. Bunlarda basın ilkeleri, ahlâk kodları gibi dert yok, gazetecilik yapmıyorlar. Bunlar sahiplerinin sesleri. Sahiplerinin menfaatlerini koruyup kolluyorlar. Sahiplerinin suçlarını başkalarına yüklemekten ise çekinmiyorlar. Her olaydan sahiplerinin işlerine yarayacak bir şey çıkarıyorlar. Bunların habercilik yapma, objektif olma gibi kaygıları yok. Böyle bir kaygıları olmadı, olmayacak. Çünkü hükümeti hedef alan ‘medya kurumlarının’, ‘habercilerin’ gayeleri halka hakikatleri anlatmak değil.” dedi.
Kızıltaş, şöyle devam etti:
“Sahipleri, bunlardan gerçekleri gizlemelerini ya da çarpıtmalarını dilerler. Sahipleri, bunlardan bir cenah ya da taraf olarak kendi işlerine yarayacak haberler kaleme almalarını beklerler. Yani bir afette ya da olayda hükümete ithamlarda bulunanlara, CHP’li belediyeleri de aklamaya gidenlerin gazetecilik yapmadıkları muhakkak. Bunlarda etik ilke ne arar. Bu tarihte böyle idi, bugün de böyle. Bunlar için haberin doğru olup olmadığı önemsiz. Ne milleti ne memleketi ne medya etiğini düşünüyorlar. Her şey gözümüzün önünde olup bitti.”
Beşiktaş’ta 29 işçi can verdiği olayda CHP yanlısı gazeteciler hemen devreye girdiğini hatırlatan Kızıltaş, “Belediyede sorumluluk bulmamak için 1987’de verilmiş ruhsatı, onayı gündeme getirdiler. Bir araya getirilen pek çok yerden, 2 bin metrekareye taşınmış alandan söz etmediler. Belediyeden ‘Bize müracaat etmediler’ gibi bir tuhaf bir açıklama geldi. Müracaat etmediler ise gerekeni yapmalısın, çalışmayı durdurmalısın. Fonlu medyadan bu konuyu irdeleyen olmadı.” sözlerini sarf etti.
Aynı tutumun Antalya’daki kazada da sürdüğüne işaret eden Ekrem Kızıltaş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Antalya’da böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldık. 7 yıldır çalışan bir teleferik var. Güya Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından bakım yapılmış. Enteresandır ki bu bakımın da hemen ardından faciaya tanık olduk. Burada da fonlu medyadan belediyeye laf eden yok, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na fatura kesmeye çalışan ise çok. Heyhat ki heyhat! Bunlara yağlı kemik atan kesim habercilik yapılmasını değil de kendi menfaatlerine hizmet edilmesini diliyorlar. Bunlar da o kesime yaranmak için gerekli her adımı atıyorlar. Yazık, çok yazık.”
KAYNAK: HABER7
Emeklilik ve engelli raporu düzenleyen çete çökertildi! 182 kişi hakim karşısında