34,5013$% 0.18
36,4282€% 0.36
2.866,41%1,05
4.888,00%1,13
19.557,00%1,14
9.345,36%-0,47
3177643฿%1.9932
Türkiye’de Osmanlı’dan kalan miras niteliğindeki birçok eser ve ibadethane günümüzde kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Bu eserlerden birçoğunun bulunduğu İstanbul’da yıllar önce yıkılan, yakılan bir dergah ve camii daha tekrar ihya ediliyor.
İstanbul Cağaloğlu’nda İstanbul Valiliği’nin hemen karşısında yer alan içerisinde Türkiye’de etkin cemaatlerden İskenderpaşa Cemaati’nin merkezi olarak belirtilen Fatma Sultan Camii ve Gümüşhanevî Dergâhı’nın bulunduğu külliye tekrar inşa edilmeye başlandı. 18’inci yüzyılda yapılan ve 1950’li yıllarda yıkıldığı ve yakıldığı belirtilen külliye İstanbul Valiliği Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından tekrar aslına uygun şekilde yapılıyor. 19 Ocak 2023’te başlayan inşaatın yaklaşık bir yıl içerisinde ihya edilerek hizmete gireceği belirtiliyor.
Osmanlı İstanbul’unda dini, ilmi, sosyal ve siyasi hayatın merkezinde yer alan dergâhlar, şehrin kültürel dokusunu şekillendiriyordu. Fetihten sonra hızla çoğalan bu dergâhlar arasında, Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendi tarafından kurulan Gümüşhanevî Dergâhı dikkat çekiyordu.
Bugün İstanbul Valiliği olarak kullanılan Cağaloğlu’ndaki bina, Osmanlı döneminde Sadaret/Bâbıâli yani “Başbakanlık” binası olarak kullanılıyordu. Lale Devri’nin önemli sadrazamı Nevşehirli Damad İbrahim Paşa, eşi Fatma Sultan ile birlikte 1727-1728 yıllarında Fatma Sultan Camii’ni inşa ettirdi. Bu cami, zamanla Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendi tarafından canlandırılarak 1859 yılında dergâh olarak kullanılmaya başlandı ve tam teşekküllü bir tarikat külliyesi haline geldi.
Dergâh, cami-tevhidhane, harem ve selamlık bölümlerinden oluşuyordu. Eğitim ve dini faaliyetlerin yanı sıra, sosyal yardımlaşma ve dayanışma konularında da önemli hizmetler sundu. Devletin ekonomik zorluk yaşadığı dönemlerde, dergâh topladığı paralarla işletmeler kurarak topluma destek sağladı. Kurduğu matbaa ve kütüphanelerle İslam dünyasında ilmin yayılmasına katkıda bulundu.
Dergâhta faaliyet gösteren şeyhler sırasıyla; Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendi (1859-1893), Kastamonulu Hasan Hilmi Efendi (1893-1911), Safranbolulu İsmail Necati Efendi (1911-1919), Dağıstanlı Ömer Ziyaeddin Efendi (1919-1920) ve Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi (1920-1925) olmuştur.
1925’te tekkelerin kapatılmasının ardından, Gümüşhanevî Dergâhı bir süre İstanbul Valiliği’nin yatakhanesi ve cami-tevhidhanenin bir kısmı ise elbise deposu olarak kullanıldı. 1956-1957 yıllarında Bâbıâli Caddesi’nin genişletilmesi nedeniyle yıktırıldı. Gümüşhanevî Dergâhı, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde İstanbul’un dini ve kültürel hayatında önemli bir rol oynadı.
Dergâhın kapanmasından sonra, temsil ettiği tasavvuf anlayışı Serezli Hasib Efendi (ö. 1949), Kazanlı Abdülaziz Bekkine Efendi (ö. 1952), Bursalı Mehmed Zahid Kotku Efendi (ö. 1980) ve M. Esad Coşan Hocaefendi (ö. 2001) gibi önemli şahsiyetler tarafından yaşatıldı. Esad Coşan, dergâhın manevi mirasını devam ettirerek, Türkiye ve dünyada tasavvufun yayılmasına ve yaşatılmasına katkıda bulundu. Gümüşhanevî Dergâhı, yetiştirdiği şahsiyetler ve gerçekleştirdiği faaliyetlerle bugün de etkisini sürdürmektedir.
KAYNAK: HABER7
Okul inşaatında çökme: İşçiler beton kalıbın altında kaldı