34,4465$% 0.3
36,3032€% 0.16
2.836,84%0,10
4.835,00%0,20
19.341,00%0,20
9.389,62%-0,33
3101707฿%1.93975
İYİ Parti’nin EYT sorununun çözümü için araştırma önergesi TBMM’de reddedildi! İşte önergenin ayrıntıları. İYİ Parti’li Miletvekilleri tarafından, TBMM Genel Kurulu gündemine getirildi. Önergenin ayrıntılarını Erhan usta anlattı.
EYT sorunu yani yirmi yıldır aslında devam eden bir sorun ve yaklaşık 4,7 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiriyor, aileleriyle birlikte belki 15-16 milyon, belki 20 milyon kişiyi ilgilendiren bir husus. Bu işin tarihçesini anlatmaya gerek yok; işte, daha önce çıkartılan bir yasayla ortaya çıkan bir durumdur. Dün Sayın Genel Başkanımız Akşener grup toplantısında İYİ Partinin EYT çözüm önerisini toplumla paylaşmıştır. Bütün hesabı kitabı yapılmış, iyi çalışılmış bir çözüm önerisi toplumla paylaşıldı. Ben aslında bu konunun biraz daha detaylarıyla ilgili olarak Genel Kurulu hem bu anlamda bilgilendirmek hem de -tabii, bu konu önemli bir konu- toplumsal mutabakatın da olmasının çok faydalı olacağı bir konu olduğu için de bunun Meclis tarafından araştırılmasının da doğru ve yerinde olduğunu düşünüyorum.
Şimdi, 4,7 milyon emekli EYT’li var; yani bunların 3 milyonu şu an itibarıyla prim ödeme gün sayısını doldurmuş, yaşı bekliyor. 1,7 milyon civarında da potansiyel EYT’li var; onlar da prim ödeme gün sayısını önümüzdeki dönemde dolduracak ve yaş nedeniyle bekleyecek ama emekli olamayacaklar. Dolayısıyla 4,7 milyon kişi. Biz bu çalışmayı yaparken 4 tane temel ilkeyle aslında hareket ettik. Bir tanesi, hakkaniyetin tesisi yani bir adaletli bir sistem kurmak gerekiyor. Burada EYT’liler içerisinde de bir adaletsiz bir sisteme neden olmamak lazım. Dolayısıyla 4,7 milyon kişinin gerek 3 milyonu şu anda hak etmiş olan gerekse önümüzdeki süreçte hak edecek olan 1,7 milyonla birlikte 4,7 milyon kişinin tamamının faydalanabileceği bir çözüm önerisi sunuyoruz.
İkinci ilkemiz, biz bu konuyu bir sosyal yardım olarak değil, bir hak kaybının giderilmesi şeklinde ele alıyoruz ve ona göre düzenliyoruz.
Üçüncüsü olarak da tabii bunun kamu maliyesi açısından ve sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından da nesiller arası adaletinin tesis edilmesi gerekiyor, bu da diğer bir aslında ilkemiz. Bu anlamda, buradan gelecek mali yükün sosyal güvenlik sistemi üzerinden değil de efendim bütçe tarafından oluşturulacak özel kaynaklarla karşılanması gereğine de inanıyoruz.
Dördüncü ilke olarak da düzenlemenin basit ve anlaşılabilir olması lazım. Bu düzenleme için “Sadece şu vakte kadar müracaat edenler faydalanır, ondan sonra müracaat edenler faydalanmaz.” şeklinde insanları panik hâlinde bundan faydalanmaya itecek bir düzenleme olmaması lazım, bu pencere önümüzdeki süreçte hep açık olacak. Yani bu haktan istifade etmek isteyenin acele etmesine gerek yok, önümüzdeki süre içerisinde açık olacak.
Dolayısıyla aslında şu anda çalışan ama emekli olmak istediği zaman yani işte yaş sınırı nedeniyle beklemek durumunda olan hiç kimsenin de paniklemesine ihtiyaç yok; bugün çalışıyorsa yarın işini kaybettiğinde veya işte bir sağlık sorunuyla karşılaştığında da emekli olma hakkını ona vereceğiz, kurgulamamız bu şekilde. Biz, buna “geçiş dönemi emekliliği” diyoruz çünkü az önce ifade ettiğim gibi diğer türlü olması durumunda sosyal güvenlik sisteminden karşılanması lazımdı, burada da şimdi bütçeden karşılanacağı için böyle bir düzenleme yapılıyor, böyle bir isim veriliyor.
Şimdi, burada önemli olan husus tabii bunun mali etkililerin doğru analiz edilmesi.
Bugüne kadar AK PARTİ Hükûmetleri bu konuyla ilgili olarak bir tane doğru düzgün hesap ortaya koymamıştır, varsa hesapları çıksın söylesinler. Bir sayfa bir not dolaştı, o da kamuoyunda dolaşmadı, geçmişte bana da gönderilmişti o not, bir sayfa bir not var, hiçbir çalışma yok. Dolayısıyla, buraya karşı kategorik olarak Sayın Erdoğan’ın bu meseleye bakış açısında bir bozukluk var, bunu çift dikiş olarak görüyor. Yani 5 maaş verdiği danışmanlarına çift dikiş yok, bu insanlara bunu çift dikiş olarak gören haksız bir tutumu var. Dolayısıyla, bu anlamda mali etkilerinin iyi analiz edilmesi lazım, iyi bir hesap kitap yapılması lazım. Biz şu anda devletin elinde olmayan bu konuyla ilgili hesapları yapmış ve ortaya koymuş bir siyasi partiyiz eğer bununla ilgili tartışmalar olursa o hesaplarımızı da daha detaylı bir şekilde veririz.
Şu kadarcık bir şey söyleyeyim: Burada öngörülen maliyet, yıllık maliyet, şu geçmediğimiz köprüler, yollar var ya, onlar için hazine garantileri kapsamında ödediğimiz yıllık maliyetten daha az olacaktır. Yani 5 tane yandaş müteahhite verilen paradan daha az bir maliyetle EYT sorunu çözülebilecektir, bu kadar net veya bir mukayese daha olsun diye söyleyeyim: Damat Bakan göreve gelir gelmez yanlış bir borçlanma stratejisi uyguladı. Ne yaptı? Altın ve döviz cinsinden yurt içinden borçlandı.
Bu borçlanma, Türkiye’nin ta otuz-kırk yıl öncesinde bıraktığı, dünyada da hiçbir ülkenin kendi ülkesinde, başka para biriminden borçlanmadığı bir borçlanma stratejisi uygulandı. Bunun Türkiye o günden bugüne kadar olan maliyeti ne biliyor musunuz? Gerçekleşen maliyeti 105 milyar TL yani 105 katrilyon. O senetlerin itfaları geldikçe önümüzdeki dönemde gerçekleşecek maliyeti de 460 milyar TL. Arkadaşlar, bu çalışmayı biz geçen hafta yaptık, dolar kuru 14,80 TL’ydi, şimdi 15,40’a göre alınca bunda biraz daha, yüzde 3-4 artış olacak. Yani şunu söylüyorum: Sadece yanlış borçlanmanın ilave maliyetinin 565 katrilyon lira olduğu bir ülkede bundan daha az yükle, on beş yıllık yükü bundan çok daha az olacak bir şekilde EYT sorunu çözülebilir. Yani Hükûmetin tercihi vatandaştan yana değil, 5 milyon insanı görmeyen fakat 5 müteahhidi gören bir AK PARTİ iktidarı var. Dolayısıyla biz bu sistemi hep beraber değiştireceğiz.
Yayınlanmayan Güldür Güldür Nebati skeci TBMM’de gündemine geldi! Erhan Usta Ak Parti’ye nedenini sordu