Lozan’ı paspasa çevirdiler
Lozan Antlaşması’nın üzerinden tam 101 yıl geçerken, hala yürürlükteki muahedenameyi Yunanistan tarafı defalarca kez ihlal etti.
Haber7 - ÖZEL
Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiye edildiği, asırlarca hükmettiğimiz toprakların Anadolu’dan koparıldığı korkunç süreçte verilen İstiklal Harbi’nin ardından imzalanan Lozan Antlaşması’nın üzerinden 101 yıl geçti.
24 Temmuz 1923’te Türkiye, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Sırbistan, Hırvatistan ve Slovenya (Yugoslavya) tarafından imzalanan Lozan Barış Antlaşması, en çok Türkiye ile Yunanistan’ı ilgilendiriyor.
İki sınır komşusunu ciddi müeyyidelerle sınırlayan Lozan Antlaşması Türkiye’de kimi çevrelerce sıkı sıkıya uygulanması gereken bir muahede olarak öne çıkarılsa da Yunanistan’da adeta sakız gibi çiğnenmiş durumda.
Yunanistan son olarak Batı Trakya’daki 4 Türk azınlık ilkokulunu kapatarak yok saydığı Lozan Antlaşması’nı 101 yılda delik deşik bir milletlerarası anlaşma hüviyetine dönüştürdü.
Ege Adaları’ndaki hakimiyet, silahsızlanma, kıta sahanlığı, Batı Trakya’daki azınlık hakları hususlarında defalarca Lozan’ı ihlal eden Yunanistan’ın 101 yıllık Lozan karnesi şöyle...
LOZAN’A RAĞMEN ADALARI SİLAH YIĞDILAR
Lozan Antlaşması’nın 13. maddesi gereği Adalar Denizi’nde (Ege) deniz üssü ve hiçbir istihkam kurulamıyor.
Fakat Yunanistan, Ege’deki 23 adanın 18’ini silahlandırılarak cephanelik durumuna getirdi. Yunanistan’ın Ege adalarındaki toplam asker mevcudu 100 bin dolayında.
Yunanistan, Lozan ve Paris antlaşmasıyla “gayri askeri” statüye alınan Limni, Sakız, Sisam, Semadirek, İstanköy adalarını 1960’lı yıllardan bu yana silahlandırıyor. Bu adalar son yıllarda mekanize birliklerin kışlası haline dönüştürüldü.
Yunanistan, 2020 yılında Meis Adası’na turistik feribotlarla tam teçhizatlı asker sevk etti.
Yunanistan’ın Lozan’ı yok sayarak silahlandırdığı Ege Adaları şunlar:
- Boğazönü Adaları (Kuzey Ege Adaları): Semadirek, Limni, Taşoz, Bozbaba
- Saruhan Adaları (Doğu Ege Adaları): Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, İpsara
- Menteşe Adaları: İstanbulya, Rodos, Herke, Kerpe, Kaşot, İlyaki, İncirli, Kelemez, Leryos, Batnaz, İlipsi, Sömbeki, İstanköy, ve Meis.
3 MİL KURALINI İHLAL EDİP ADALARI İŞGAL ETTİLER
Lozan Antlaşması’nın 6. maddesine göre deniz sınırları, kıyıdan 3 mil uzaklıktaki ada ve adacıkları kapsıyor.
Yunanistan 1936 yılında çıkardığı kanunla karasularının 6 deniz mili olduğunu iddia etti. Lozan’ı ihlal eden Yunan’a ait olmayan adalarda egemenlik dışı faaliyetlerde bulunuluyor.
Lozan’a aykırı olarak Yunanistan; Keçi Adası, Eşek Adası gibi 17 ada ve 1 kayalıkta hukuksuz olarak varlık gösteriyor.
Yunan bayrağı çekilen bu adalarda üstelik askeri yapılanmaya gidiliyor.
TÜRK OKULLARINA KİLİT
Lozan’ın 40. maddesi azınlıklara eğitim-öğretim, dini ve sosyal kurumlar kurma, yönetme, denetleme hakkı veriyor.
Yunanistan ise Batı Trakya’daki Türk azınlığına ait okulların faaliyetini, ülkedeki tasarruf tedbirleri ve öğrenci sayılarının yetersizliği bahanesiyle kapatıyor.
30 yıl önce 231 olan Türk Azınlık ilkokullarının sayısı 2011’de 188’e, günümüzde 86’ya düştü.
Lozan’ı çiğneyerek çocukların eğitim hakkını gasp eden Yunanistan son olarak Batı Trakya’da 4 Türk azınlık ilkokulunu kapatma kararı aldı. Rodop şehrinde Hacıören, Keziren, Payamlar, İskeçe şehrinde Karaköy İlkokulu kapatılacak.
EĞİTİM DİLİNDE LOZAN’I TAKMIYORLAR
Lozan’a göre azınlıklara yönelik eğitim çift dilli olması gerekirken Atina, anaokulundan itibaren Yunanca’yı dayatıyor.
2006 yılında kamuya ait anaokuluna gitmenin zorunlu yapıldığı ülkede, anaokuluna kayıt yaptırmayan çocuklar ilkokullara kaydedilmiyor. Anaokullarında eğitim dilinin Yunanca olması sebebiyle Türkler bu okullara çocuklarını göndermek istemiyor.
OKUL YÖNETİMİNİ TÜRKLERE BIRAKMIYORLAR
1923 Lozan Antlaşması'na göre Yunanistan, Batı Trakya'daki Türk azınlık okullarının idare ve eğitim kadrosuna müdahale etme hakkına sahip değil.
Fakat Gümülcine ve İskeçe şehirlerindeki medreselere Yunan Encümen Heyeti atamaları yapıyor. Bu heyetlerin Genel Sekreterlik görevlerine ise Hristiyan Yunan vatandaşları getiriliyor.
VAKIF HAKLARINA GASP
Lozan Barış Antlaşması’nın 40-42. maddelerine göre Türk azınlık, hayır kurumları ve dini kurumlarını kurma, yönetme ve denetleme haklarına sahip.
Lozan’ı delik deşik eden Yunanistan, dini vakıfların idarecilerini devlet olarak atıyor. Yunan vakıf gelirlerini de vakıflara iade etmeyerek kamu kaynaklarına aktarıyor. Türkler, vakıf yöneticilerini kendi seçemiyor. Atina yönetimi ‘Türk’ ibaresi geçen STK’ların kuruluşuna izin vermiyor.
MÜFTÜ ATAMASINA BİLE MÜDAHALE
Lozan ve Atina Anlaşmalarına göre müftüler kendi toplulukları tarafından seçilmesi ve bir Baş müftü tarafından denetlenmesi gerekiyor.
Fakat Yunanistan, müftüleri devlet atamasıyla görevlendiriiyor. Baş müftü atamasında da devlet otoritesini kullanılıyor.
TÜRK NÜFUS ERİYOR
Lozan Antlaşması’nın 45. maddesi, Yunanistan’daki Müslüman azınlığa geniş nüfus imkanları tanıyor.
Batı Trakya’da ise Türk nüfusunun oranı zaman içinde ciddi şekilde azalış gösterdi. 1955-1998 yılları arasında yaklaşık 60 bin Batı Trakya Türk’ü vatandaşlıktan çıkarıldı.