Mahmud Esad Coşan Hocaefendi vefatının 23’ncü sene-i devriyesinde rahmetle anılıyor
İlim, fikir ve gönül insanı Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, vefatının 23’ncü sene-i devriyesinde dualarla anılıyor.
Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişleten ve bu gaye ile dünyanın bir çok ülkesine seyahatlerde bulunarak eğitim programlarına katılan Mahmud Esad Coşan hocanın vefatının ardından 23 yıl geçti.
Ömrünü Kur'an yoluna adamış bir alim Mahmud Esad Coşan. Görünmez üniversite olan İskenderpaşa'da bir profesördü o. Bugün, Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi'nin vefatının 23'ncü yıl dönümü. İşte Mahmud Esad Coşan Hoca'nın öyküsü...
ESAD COŞAN HOCAEFENDİ'NİN HAYATI
1938 yılında Çanakkale'de doğdu. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şâdiye Hanım'dır. 1950’de İstanbul Vezneciler İlkokulu'nu, 1956'da Vefa Lisesi'ni bitirerek aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümüne girdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ile Türk-İslam sertifikalarını alarak, 1960 yılında Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde açılan asistanlık imtihanını kazanarak, Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi. Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlikte bulundu.
1965 yılında XV. Yüzyıl şairlerinden olan "Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri" konusunda doktora tezi vererek "İlahiyat Doktoru" ünvanını aldı. 1967-1968 yılları arasında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersini tedris etti. 1973 yılında ise, "Hacı Bektaş-ı Veli, Makâlât" adlı doçentlik tezi ile doçentlik unvanını aldı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsü'ne öğretim üyesi olarak tayin edildi. 1977- 1980 yıllarında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi.
1982 yılında profesörlüğe yükseldi. Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayırabilmek düşüncesiyle, 1987 yılında emekliliğini isteyerek üniversiteden ayrıldı.
İlk dini eğitimini ailesinde gördü. Genç yaşta vefat eden annesi, zikir ehli bir hanımdı. Babası Necati Efendi; Serezli Hasib Efendi, Kazanlı Abdülaziz efendi, Mehmed Zahid Kotku Efendi gibi alim ve fazıl şeyh efendilerin sohbetinde ve hizmetinde bulunmuş, hal ehli bir kimsedir. Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin yakın dostlarındandı. Bu münasebetle, küçük yaşta hoca efendilerin meclislerine devam etti, onların maddi ve manevi ilgilerine mazhar oldu.
İSKENDERPAŞA CAMİİ'NDE HADİS DERSLERİ VERMEYE BAŞLADI
Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin bizzat elinden tutarak kürsüye oturtması ile İskenderpaşa Camii'nde, dergahın eğitim kitabı olan Gümüşhanevî'nin "Ramûz el- Ehâdis" adlı hadis kitabından hadis dersleri vermeye başladı (1977). Yine onun arzusu üzerine, 13 kasım 1980 günü vefatından sonra, cemaatin eğitimiyle ve her türlü meselesiyle ilgilenme, tebliğ ve irşad görevini üstlendi.
Onun döneminde hadis derslerine ilgi daha da arttı. Cemaat yer bulamadığı için camiye ilaveler yapıldı; ders dinlenilecek yerler beş-altı kat genişletildi . Ayrıca Ankara, İzmir, Bursa, Sapanca, İzmit ve Eskişehir'de mûtad hadis dersleri başlatıldı.
Yurt içi ve dışında basın-yayın, eğitim, kültür-sanat, sağlık, sesli ve görüntülü yayıncılık gibi, hayatın her sahasını kavrayan çok yönlü vakıf, dernek ve şirketin kuruculuğunu yaparak, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in Medine-i Münevvere'de yaptıklarını bu çağda yapmak için gereken her türlü müessesenin kurulmasına önderlik etti ve hizmet sahasını genişletti.
Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin emri üzerine kurduğu "Hakyol Vakfı"nın çalışmalarıyla bizzat ilgilendi, muhtelif yerlerde şubeler açtırdı. Eğitim ve yardımlaşma faaliyetini yaygınlaştırmak için çalışmalar yaptı.
ÇEŞİTLİ VAKIF VE DERNEKLERİN ÖNCÜSÜ OLDU
Sanat ve kültürle ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim Kültür ve Sanat Vakfı"nı, sağlık hizmetleri için "Sağlık Vakfı"nı kurdurdu. Hanımların eğitimi ile ilgili olarak "Hanım Dernekleri"nin; çevre ile ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim, Ahlak, Kültür ve Çevre Dernekleri"nin kurulmasını ve yaygınlaştırılmasını teşvik etti. Bu çalışmalarla, toplumun güzel amaçlar için bir araya gelmesini, organize olmasını sağlamaya çalıştı.
Vakıflara ait harabe haline gelmiş bir takım ecdad yadigarı eserlerin tamir ve tecdidiyle ilgilendi; onların gayesine uygun olarak tekrar faaliyete geçmesini temin etti: Ahmed Kamil Tekkesi, Selami Mustafa Efendi Tekkesi, Şeyh Murad Efendi Dergahı, Kanuni zamanında yapılan ve şimdi Şadiye Hatun Teşhis Kliniğinin hizmet verdiği külliye.... gibi.
Eğitimin yaygınlaştırılması için basın ve yayın çalışmalarıyla ilgilendi. 1983 eylülünde "İslam" dergisini, 1985 nisanında "Kadın ve Aile" ve "İlim ve Sanat" dergisi yayınlanmaya başladı. Daha sonra "Gülçocuk" dergisi çıkartıldı. Sağlık va bilimle ilgili konularda ise "Panzehir" dergisi yayınlandı
Kitap yayıncılığı için "Seha Neşriyatı" kurdurdu; çeşitli dini, edebi, tarihi, kültürel eserler neşredildi. Yayıncılığın geliştirilmesi, haftalık ve günlük yayınlara geçilebilmesi için çalışmalar başlattı. Onun gayretleriyle bir matbaa tesis edildi (Ahsen), dizgi tesisleri kuruldu (Deha).
Sesli ve görüntülü yayıncılık alanında hizmet etmek, milli ve manevi değerlerimize uygun yayınlar yapmak üzere "Ak-Radyo (AKRA)" adı altında bir müessesenin kurulmasına öncülük etti (1992). Halen İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adapazarı, Denizli başta olmak üzere yüzden fazla merkezden radyo yayınları yapılmaktadır. Ayrıca uydudan yayın yapan radyo dünyanın birçok yerinden de dinlenilebilmektedir.
AVUSTRALYA'DA VEFAT ETTİ
Kaliteli bir eğitimi temin etmek amacıyla, özel eğitim kurumlarının kurulmasını teşvik etti. Çeşitli illerde ilkokul öncesi, ilkokul ve orta öğrenime yönelik eğitim tesisleri kurdurdu.
Yurtdışındaki Müslümanlarla diyaloğu sağlamak amacıyla "İskenderpaşa Turizm (İSPA)" adı altında bir seyahat acentası kurulmasına öncülük etti.
İlmi seviyesi yüksek hocalar yetiştirmek amacıyla İstanbul'da, Ankara'da, Konya'da ve Bursa'da hadis ve fıkıh enstitüleri açtırdı. Buralarda İlahiyat fakültelerinde okuyan veya mezun olan kimselere, özel hocalardan Arapça, hadis, tefsir ve fıkıh dersleri verdirilmesini temin etti.
Sohbetlerine yurt içinde yurt dışında büyük ilgi gösterilmesi ve çeşitli yerlere davet edilmesi, onun çok seyahat etmesine neden oldu. Avrupa'da, Kuzey Amerika'da, Afrika'da, Orta Asya ve Avustralya'da pek çok ziyaretler, vaazlar, sohbetler yaptı; eğitim programlarına katıldı. Her yıl hac ve umre dolayısıyla değişik ülkelerden gelen Müslümanlarla görüştü, diyalog kurdu.
Hakkı ve hayrı, iyiyi ve güzeli tebliğ etme yönünde şumüllü ve verimli çalışma yapmaktan bir an bile geri kalmadı. Çevresini de daima bu tür çalışmalara teşvik etti.
Doğu dillerinden Arapça ve Farsçayı, batı dillerinden Almanca ve İngilizceyi bilmekteydi.
4 Şubat 2001 tarihinde, damadı Prof.Dr. Ali Yücel Uyarel ile bir cami açılışı yapmak için Grifit şehrine giderken, Avustralya yerel saatiyle 12'de, Sydney civarında, Dubbo kasabası yakınlarında geçirdiği trafik kazası sonucu vefat etti.
EYÜPSULTAN MEZARLIĞI'NA DEFNEDİLDİ
Avustralya’da, bir cami açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında elim bir trafik kazası neticesinde Hakk’a yürüyen Mahmut Esad Coşan hocanın naaşı Türkiye’ye getirildi. 9 Şubat 2001 tarihinde Eyüpsultan Mezarlığı’na defnedildi.