Mecliste kalp krizi geçiren Hasan Bitmez’in konuşması ve konuşma sırasında yaşanan tartışmalar!

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Bütçe görüşmelerinin hayırlı sonuçlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan diliyorum. Mecliste kalp krizi geçiren Hasan Bitmez'in konuşması ve konuşma sırasında yaşanan tartışmalar!

Hasan Bitmez'in son konuşması

Orbit - Türkiye siyasetinin ve millî görüş hareketinin hem kodlarının hem de tarihî serüveninin şahidi olarak da birkaç hususu özellikle dış politika bağlamında sizlerle paylaşmak istiyorum. 2002 yılında iktidara gelen AK PARTİ, Türkiye toplumu başta olmak üzere, mazlum toplumlar için büyük umut olmuştu çünkü Erbakan Hocanın talebesi olduğunu iddia eden bir isim büyük bir oy oranıyla Türkiye'de iktidara gelmişti. Tabii, iktidara gelişinin arka planını milletin bilme imkânı kısıtlıydı ve pek de mümkün değildi; dolayısıyla haklı olarak çok büyük mana yüklemiş ve beklenti içine girmişlerdi. Bizim milletimiz mazlumun yanında, zalimin karşısında her daim saf tutmuştur. Dün, burada, AK PARTİ’nin hatipleri konuşurken bir cümle kullandılar “Cevizin içine girmek lazım, kabuğunda kalmamak lazım.” diye, şimdi cevizin içine giriyoruz. Sayın Erdoğan Başbakan olur olmaz, ABD’ye koşup oğlunun okuduğu Harvard Kennedy School’da 5 Şubat 2004 tarihinde bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında çok önemli cümleler var. Bu cümleleri sizlere takdim edeceğim: “İsrail devletinin yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine Türkiye razı olmayacaktır. Türkiye, ABD’nin Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle arzu etmektedir. Şu anda yüzde 36’sı Kıbrıs’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşam alanıdır; belli bir oranda bu tür toprağı verebiliriz.” Aslında bu ifadeleri de kapsayan konuşmanın tamamında aşağıdaki sözleri vermiş oluyordu Sayın Cumhurbaşkanı: “ABD’nin ve küreselcilerin emperyalist hedeflerini gerçekleştirmesine hiçbir şekilde engel olmayacağız, bilakis her türlü desteği sağlama noktasında iş birliği yapmaya hazırız. ABD’nin bizden talep ettiği bütün yükümlülükleri yerine getireceğiz. Bunun için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini dahi feda etmeye söz veriyoruz ve bunu garanti ediyoruz.” NURETTİN ALAN (İstanbul) – Onu nerede demiş? HASAN BİTMEZ (Devamla) – “İsrail’in güvenliği bizden sorulur.” Bu arada, Sayın AK PARTİ Genel Başkanı orada, bu sözlerin altında, konuşmanın bütünü içerisinde bakıldığında “Bu sözleri biz veriyoruz ama bu arada ihtiyaç duyduğumuz kamuoyu desteğini sağlamak ve kaybetmemek için partimizi bundan sonra da desteklemeye devam etmeniz…” ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Nereden çıkarıyorsunuz ya? HASAN BİTMEZ (Devamla) – “Ayrıca toplumun zaman içerisinde yapacağınız katliamlarınıza karşı sessizliğini temin etmek için…” ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Ya, değerli arkadaşlarım, bu hakikaten çok ayıp bir şey! HASAN BİTMEZ (Devamla) – “…yüksek sesli ve yüksek tonlu bazı çıkışlarımız, sözlerimiz olabilir, siz bunlara aldırış etmeyin, rahatsız da olmayın çünkü bunlar size ve siyonist emellerinize hiçbir zaman zarar vermeyecek ve sadece sözde kalacaktır.” ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Böyle bir şey olamaz yani! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Konuşmanızda kurduğunuz cümleler ve taahhütlerinizin tamamı siyonizmin, ırkçı emperyalizmin, küreselcilerin dünya hâkimiyetini kurmasını ve tahkimleştirmesini temin eden bir yaklaşımdır. Bu çerçevede, Büyük Orta Doğu Projesi’nin yani büyük İsrail projesinin eş başkanlığını Yemen ve İtalya Başbakanlarıyla beraber kabul ettiniz. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Şu hale bak ya, uydur uydur diz! HASAN BİTMEZ (Devamla)- Yetmedi, İspanya Başbakanıyla birlikte de Medeniyetler İttifakı’nın Eş Başkanlığını kabul ettiniz. Evet, Büyük Orta Doğu Projesi büyük İsrail projesidir ve bu proje birlikte çalıştığınız ABD Dışişleri Eski Bakanı Condoleezza Rice’ın ifadesiyle Orta Doğu’daki 22 ülkenin sınırlarını ve yönetimlerini değiştirmek üzere tasarlanmış siyonist, küreselci bir projedir. Türkiye’ye döndünüz ve 16 Şubat 2004 tarihinde Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında “Bizim BOP eş başkanı olarak Kuzey Afrika ve genişletilmiş Orta Doğu projesinde bir görevimiz var.” dediniz ve iktidarınız boyunca da buna uygun dış politika sergilediniz. BOP eş başkanlığı çerçevesinde ilk hatalı adımınız ABD’yi “dost ve stratejik ortak” olarak kabul etmenizdir. Bununla birlikte, ABD’nin Irak’ı işgaline yardımcı oldunuz. 1 Mart 2003 tarihinde bu Meclise tezkere getirttiniz. Tezkere yeterli sayıya ulaşamadığı için reddedilmiş oldu ama Dışişleri Bakanlığı genelgesiyle tezkereden almayı istediğiniz yetkileri aldınız. 60 bin Amerikan askerine havaalanlarımızı, limanlarımızı ve tesislerimizi kullandırdınız, işgale ortak oldunuz. Yetmedi, genç Amerikan askerlerinin ve subaylarının ülkelerine sağ salim dönmesi için de dua ettiniz, Irak talan edildi, insanlar öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Bu nasıl laf ya Sayın Başkan! Böyle kafanıza göre… HASAN BİTMEZ (Devamla) – Saddam bir bayram günü idam edildi, Irak sayenizde parçalanmanın eşiğine geldi, terör örgütleri Irak’ta katliam ve talan yaptı. Siyonizmin Suriye'ye diz çökertme projesine de yardımcı oldunuz. Bugün Suriyeliler perişan, yüz binlerce insan öldü, milyonlarca insan göçmen oldu Suriye de bölünme aşamasına geldi, ABD bölgeye yerleşti, terör örgütleri Suriye'de cirit atıyor. Libya desteğinizle, NATO müdahalesiyle birlikte istikrarsızlaştırıldı, Kaddafi insan onuruna yakışmayan bir şekilde öldürüldü, kardeş kardeşe kırdırılmak isteniyor, hâlâ kargaşa devam ediyor ve Libya'nın petrolleri maalesef emperyalistlerce kullanılıyor. Yemen’de iç savaş mezhep fitnesiyle, bahanesiyle devam ettirilmeye çalışılıyor. Birçok konuda Amerika Birleşik Devletleriyle birlikte oldunuz. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Nerede Erbakan Hocanın nezaketi, nerede sizin nezaketiniz. HASAN BİTMEZ (Devamla) – BOP eş başkanlığı kapsamında 2’nci hatalı dış politikanız ise Avrupa Birliği politikanızdır. Avrupa Birliğini bir medeniyet projesi olarak kabul ettiniz, öncelikli ve vazgeçilmeyi stratejik hedef olarak ilan ettiniz. Altmış yıldır kapısında beklediğiniz Avrupa Birliği ne siyaseten ülkemizin varlığıyla uyumlu görülebilecek bir birliktir ne de millî ve manevi değerlerimizle uyuşabilecek bir durumu vardır. Avrupa Birliği ülkeleri kendini Hristiyan kulübü olarak görüp, siyasi ve askerî olarak buna göre tutum takınan bir örgüttür. Bu yüzden Avrupa Birliğinin siyasi mekanizmalarına kendini teslim eden bir siyaseti takip etmek yerine Avrupa Birliğiyle eşit ortaklar olarak masaya oturabileceğimiz bir genel çerçeveyi her zaman size ifade ettik. Bugün, Avrupa’da İslam düşmanlığı ve yabancı düşmanlığı had safhaya ulaşmıştır. Avrupa devletleri dün Bosna'da soykırıma göz yumdukları gibi, bugün de İsrail'in Filistin’de gerçekleştirdiği soykırıma karşı ikiyüzlü bir siyaset izlemektedir; Avrupa ve Batı ikiyüzlüdür. Filistin’de yapılan katliama sessiz kalarak ve hatta siyonist soykırıma aleni destek vermekte, böylece hukuku üstün tutan bir birlik olmadıklarını ortaya koymaktadırlar. Bir barbarlar topluluğudur Avrupa, sürekli ahkam kesiyorlar ama hiçbir icraatları yok. Peki, siz Avrupa Birliğinden ne umuyorsunuz arkadaşlar? Bazen Avrupalı siyasetçiler tarafından açıkça dile getirildiği üzere bu uyuşmazlığın altında yatan şey Türkiye’nin bir Müslüman ülke olmasıdır. Türkiye'yi oyalayarak kendi siyasetine alet eden ve Türkiye'den tavizler koparan Avrupa Birliği için önce gidip bakanlık kurdunuz, sonra beceremediniz bunu başkanlığa çevirdiniz ve Güney Kıbrıs'ın Avrupa Birliğine üye olmasına sessiz kaldınız. Türkiye bu muameleye maruz kalacak bir ülke değil arkadaşlar. Avrupa Birliğinin bizden istediği tavizlerin en başında gelen millî davamız Kıbrıs; Avrupa Birliği konusunda birinci ele alacağımız mesele aslında budur. Kıbrıs, Osmanlı bakiyesi olan, devlet olma vasfını kazanamamış bir kara parçasıdır. Millî davalarımızın en önde gelen Kıbrıs meselesi için AK PARTİ İktidarı Allah için ne yaptı arkadaşlar? Belçika modeli ve Annan Planı diyerek bayraklaştırdığınız, Kuzey Kıbrıs’tan vazgeçme anlamına gelen federe devlete yeşil ışık yaktınız, Kıbrıs’a en büyük zararı verdiniz “Toprakların belli bir kısmını vermeyi biz garanti ederiz.” dediniz, “Askerin bir kısmını çekebiliriz.” dediniz. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Bu nasıl bir şeydir ya, nasıl böyle konuşuyorsun ya! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Kuzey Kıbrıs'ın tanınması için herhangi bir girişiminiz oldu mu? ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Bu kadar yalanı söylerken yüzün bile kızarmıyor! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Eğer olduysa görünen o ki hiçbir sonuç alamadınız. Yirmi yıl önce Kuzey Kıbrıs'ı tanımayan ülkeler bugün hâlâ tanımıyor arkadaşlar, yirmi yıl önce Kıbrıs'ı tanımayan ülkelerin hiçbiri bugün Kıbrıs'ı tanımıyor. İHA’lar ve SİHA’lar gönderdiğiniz Ukrayna ve Azerbaycan neden Kıbrıs'ı tanımıyor? Çünkü siz istemiyorsunuz. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yalan! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Bu konuda bir tane de adım atmadınız, atmadınız elbette. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yalan, yalan, külliyen yalan! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Bunun yerine Kıbrıs'ta tek devletli bir modeli çözüm olarak milletin önüne getirdiniz Annan Planı’yla. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Çok yalan söylüyorsun, çok. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Kıbrıs'ı pazarlık masasına meze ettiniz arkadaşlar. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yalan, külliyen yalan! HASAN BİTMEZ (Devamla) – “Çözümsüzlük çözüm değil.” diyerek hayatını Kıbrıs davasına adayan Rauf Denktaş'ı istenmeyen adam ilan ettiniz. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Hatibi uyarmanız lazım Sayın Başkan, hatibi uyarmanız lazım. Bu, Ecevit’e de hakaret, hepimize hakaret. HASAN BİTMEZ (Devamla) – 1974’ten önce Rumların yaptığı onca katliamı unutmuş, Kıbrıs'ın tarihî ve stratejik önemini göz ardı eden bir bakış açınız tam da emperyalizmin arzu ettiği bir bakış açısı. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Böyle bir şey olamaz, böyle bir konuşma olamaz! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Bu yüzden geçmişte düzen partilerinin olduğu gibi sizin de amacınız Kıbrıs'ı verip Avrupa Birliğine girmek oldu. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yalan! Yalancı! RESUL KURT (Adıyaman) – Bak biz varız diye Kıbrıs’ı alamıyorlar. HASAN BİTMEZ (Devamla) – “Kıbrıs sorununun çözümü” dediğiniz budur arkadaşlar. RESUL KURT (Adıyaman) – İyi öğren, iyi öğren; iyi öğrenememişsin. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Bunun Kıbrıs'ın kaybından başka bir sonucunun olmayacağı da açıktır. Avrupa Birliği bizden bir şey daha istiyor, diyor ki… RESUL KURT (Adıyaman) – Sizden istiyor sizden, bizden değil. HASAN BİTMEZ (Devamla) – “Dicle, Fırat ve GAP havzasının idaresinin uluslararası bir konsorsiyuma devredilmesi gerekir.” ve bir şey daha diyor: “İsrail ve komşularının bu sulardan yararlanmasının temin edilmesi gerekir.” Ne alakası var İsrail’in Avrupa Birliğiyle? ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Tamamen yalan. HASAN BİTMEZ (Devamla) Bundan iki ay önce Meclis Başkanı Avrupa Parlamenterler Meclisi Başkanları toplantısına gitti, İsrail’in Meclis Başkanıyla orada görüşmek için can attı ve görüştü. Avrupa Parlamenterler Meclisi Başkanları toplantısında İsrail’in ne işi var arkadaşlar? Gerçi Numan Bey de… Evet, arkadaşlar, Avrupa Birliği demek İsrail’le tek devlet olmak demektir. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Ya, Cumhuriyet Halk Partisine söyle, beraber geldiniz, beraber geldiniz ya. Nasıl geldiniz ben merak ediyorum. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Avrupa Birliği bizden başka hangi tavizleri istiyor? Ekonominin kontrolünü istiyor; “Özelleştirme yapın.” diyor, “Yabancılara satış yapın.” diyor, “Tarım ve hayvancılığı olumsuz etkileyecek programları uygulayın.” diyor ve siz bunları tıpış tıpış uyguluyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Avrupa Birliği bizden başka ne istiyor? Ermeni meselesinde özür dilemenizi istiyor. Bütün bunları yapsanız, bundan sonra da Avrupa Birliğine girme garantiniz yok. Avrupa Birliği ülkeleri referandum yapacak, tarih de belli değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Pazarlık masasında görüştünüz mü? BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyin. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Ne münasebet, ne münasebet; böyle bir saçmalığı biz niye dinleyelim, ben anlamadım? Böyle bir usul de yok, kafana göre takılacaksın. HASAN BİTMEZ (Devamla) – BOP eş başkanlığı konusunda üçüncü hatalı davranışınız İsrail’e sonsuz aşkınızdır. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – İki yüzlüsünüz, samimiyetsizsiniz. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Önce İsrail’in işgal vahşeti karşısında AKP’nin tutum ve davranışını özetleyen Akif’in şu dizelerini tekraren buradan takdim etmek istiyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar) ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Neyi alkışladınız, neyi alkışladınız? İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Arkadaşlar, müdahale etmeyin, orada söz alıp konuşursunuz, cevap hakkınız var, müdahale etmeyin, cevap hakkınız var, lütfen ya. HASAN BİTMEZ (Devamla) – “Enseden aslan kesilmek, cepheden yaltak kedi, Müslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi.” (Saadet Partisi sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler) AKP’nin yirmi iki yıllık iktidarı sonucunda sergilenen dış politika sonucunda, dış politikasını özetleyen sloganı buraya, sizlerin huzurunuzda koydum. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Kendinize yakışanı yapıyorsunuz. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Hiç alakası yok. İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Cevap hakkınızı kullanın. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Şu ne demek, şu! İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Özlem Hanım istediği gibi mi konuşacak! ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Bu ne biçim laf ya! İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Bırak ya! HASAN BİTMEZ (Devamla) – İsrail'e olan aşkınızı fotoğraflarla göstermeye devam edeceğim. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar) ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yapma ya, yapma ya! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakan olur olmaz gitti ADL’den Cesaret Ödülü madalyası aldı. BÜŞRA PAKER (İstanbul) – Ya, bırak Allah’ını seversen ya! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Biz bunu söylediğimiz zaman diyorlar ki: “Bu cesaret ödülü madalyasını diplomatlarımız için aldık.” ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Öyle, aynen öyle! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Diplomatlarımız için niçin Demirel’e vermediler? Niçin Özal'a vermediler? Niçin Mesut Yılmaz'a vermediler? Niçin Ecevit’e vermediler? BÜŞRA PAKER (İstanbul) – Size vermediler diye derdiniz orada! Beklemiyordu kimse. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Siz “Biz her türlü koşulda sizin, İsrail devletinin yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine müsaade etmeyeceğiz.” dediğiniz için. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Bunu söylemeyen kaç ülke var ya! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Yetmedi, Meclis Başkanımız Numan Bey’in 2008 yılındaki Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun İsrail'in Nükleer Varlığının Araştırılması Önergesi’nde Türkiye’nin “Evet, araştırılsın.” demediği için İsrail'e araştırma yapılmadığını söylemişti. Şimdi, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız diyor ki: “Vakit çok geç olmadan İsrail'in nükleer silahları şüpheye yer bırakılmayacak şekilde denetlenmeli.” O zaman böyle diyorsunuz, bugün böyle diyorsunuz. O gün İsrail'in lehine, bugün toplum kızıyor diye aleyhine. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Onu gün gün farklı konuşan siz yaparsınız. Pazarlık masasında gün gün farklı konuşuyorsunuz. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Yetmedi, İsrail'e olan aşkınızı ifade edecek 2010 yılında Mayıs ayında İsrail'e büyük bir jest yaptınız, OECD'ye girmesine onay verdiniz; siz yaptınız. Yetmedi, bir jest daha yaptınız: İsrail’in NATO faaliyetlerine katılmasına siz onay verdiniz arkadaşlar, ben vermedim; Türkiye’de ne biz ne Cumhuriyet Halk Partisi ne de diğer partilerin hiçbiri son yirmi yıldır iktidarda değiliz, siz verdiniz; sizin tarihinizde olanları söylüyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

Allah'ın gazabı meselesi ne?

ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Olamazsınız da zaten! Bu kafayla yirmi yıl daha olamazsınız zaten, bu kafayla yirmi yıl daha olamazsınız! HASAN BİTMEZ (Devamla) – İsrail aşkınızı özetleyen bir cümleyi de parti sözcünüzden söylüyorum: “İsrail devleti ve halkı Türkiye’nin dostudur.” (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar) İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Sayın Başkanım, müdahale edecek misiniz? BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen hatip sözünü tamamlasın, tamamladıktan sonra Grup Başkan Vekilinize söz vereceğim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar) BÜŞRA PAKER (İstanbul) – Yazıklar olsun! İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Ya, cevap hakkını kullanın Büşra Hanım. “Cevap hakkı” diye bir şey var ya! Kendi görüşünü ifade ediyor ya! BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen… ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) – Yazıklar olsun! BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, hatibin söz hakkına lütfen müdahale etmeyin. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Arkadaşlar, gelin burada konuşun. YUSUF AHLATCI (Çorum) – Hoşuna mı gidiyor! ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Yalancısın! İftiracısın! BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, hatip kürsüdeyken lütfen sükûneti sağlayalım. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Sayın Meclis Başkanımız dedi ki: “Hatip konuşurken bağırmak sokak adabıdır.” Dün dedi, dün. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar) YUSUF AHLATCI (Çorum) – Duymuyoruz, biraz daha bağır. Duymuyoruz, duymuyoruz. İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Sıralara vurmayın Allah aşkına ya! Devletin sırası ya! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Bir başka İsrail aşkınızın ve Filistin ihanetinizin belgesi bu sözleşmedir. Mavi Marmara davasıyla ilgili İsrail’le anlaşma yaparak Filistin davasına ihanet ettiniz. Bu anlaşmadan önce diyordunuz ki: “Özür dilenmesi lazım, tazminat ödenmesi lazım, Gazze’den ambargonun kalkması lazım.” Hiçbiri olmadı arkadaşlar, hiçbiri olmadı. Bu “20 milyon” ifadesi de tazminat değil. Orada ne diyor? “Ex gratia” yani lütuf. İsrail’in 20 milyonluk lütfuna maruz oldunuz. Bu anlaşma, İsrail vatandaşlarının her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır ve bu anlaşma Kudüs'te ve Ankara'da imzalanmıştır, Tel Aviv’de değil. İstanbul ağır ceza mahkemesi bu anlaşmaya istinaden yargılanan İsrail Genelkurmay Başkanı ve 4 sanığın yargılanmasını takipsizlik kararı verdi, sizin sayenizde. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar) ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Bravo, ben de sizi alkışlıyorum. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Altmış beş-yetmiş gündür Filistin’de soykırım yapıyor, Gazze'de soykırım yapıyor, biz “Diplomatik ilişkilerinizi kesin, gemi göndermeyin.” dedik, gönderiyorsunuz, hâlâ diplomatik ilişkilerimizi kesmiyorsunuz ama İsrail sizi adam yerine koymuyor, kendisi bunları çağırıyor. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Size yakışanı yapıyorsunuz, tam size yakışan bu. BÜLENT KAYA (İstanbul) – İsrail’e destek vermek size, protesto etmek bize yakışır. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Böyle gelin, böyle konuşursunuz. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Kalkan yüzlerce gemi gitmeye devam ediyor arkadaşlar. BÜLENT KAYA (İstanbul) – Yalansa çıkın yalanlayın. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Bir taneniz çıkıp da “Gemi gitmiyor.” diyemiyorsunuz, gemiler gidiyor, gemiler gidiyor ve sizin bu yüz karanız. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar) Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan ilginç bir savunma yapıyor “İsrail'le ilişkiler Filistin davasına zarar vermiyor, İsrail'le bir taraftan ortak çıkarlarımız temelinde ilişkilerimizi muhafaza ederken büyükelçimizi istişareler için merkeze çağırdık.” diyorsunuz, “Güvenlik Konseyi İsrail saldırılarını durdurmakta kifayetsiz kaldı.” diyorsunuz, siz kifayetli misiniz arkadaşlar? Siz ne bulacaksınız, ne yaptınız? Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: “İsrail’e destek verenler yarın insan içine çıkacak yüz bulamayacaklar.” siz de bulamayacaksınız. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde 13 ülke İsrail'le barış, İsrail'in ateşkes yapmasını talep etti. Sizin dostunuz olan Amerika bunu veto etti. Sizin dostunuz olan Amerika bunu veto etti. Siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. BÜŞRA PAKER (İstanbul) – Siz hangi yüzle çıkıyorsunuz? HASAN BİTMEZ (Devamla) – Aslında yapıyorsunuz daha önce Irak’ta koalisyon güçlerinin işini bitirmesi için imkânlarınızı seferber ettiğiniz gibi, bugün de gemilerle ve uçaklarla İsrail için lojistik imkânlarınızı aynı şekilde seferber ediyorsunuz. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Hamas’a “terör örgütü” diyenlere de bir çift lafın olacak mı? Samimiyetini görelim, hadi! Hamas terör örgütü mü? HASAN BİTMEZ (Devamla) – Gemilerin gitmesine müsaade ediyorsunuz, utanmadan “ticaretimiz” diyorsunuz; “İsrail’e gemiler” diyoruz, “teröristlerle beraber” diyorsunuz; “İsrail’e gemilerle mühimmat taşıyorsunuz.” diyoruz, “CHP’yle birlikte oldunuz.” diyorsunuz; “İsrail’le diplomatik ilişkileri kesmelisiniz.” diyoruz, “Mecliste Cola’yı yasakladık.” diyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Milletvekili. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Bitti ya, yirmi dakika konuştu, artık yeter! Yirmi dakika konuştu Sayın Başkan! Yirmi dakika artık yeter, yeter yani! ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Tamam bitti, otur sıfır. Otur, otur! HASAN BİTMEZ (Devamla) – “AK PARTİ’li yöneticilerin ve çocuklarının sahibi ve ortağı olduğu, işletmecisi olduğu gemilerle İsrail’e mühimmat taşımaktan vazgeçin.” diyoruz, “Starbucks’larda boykot yapıyoruz.” diyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen kürsüdeki hatibin sözlerine müdahale etmeyin lütfen. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Otur, Otur, sıfır! HASAN BİTMEZ (Devamla) – “İsrail sizin eylemsizliğinizden, tavırsızlığınızdan cesaret alıyor.” diyoruz, “Miting yapıyoruz.” diyorsunuz. Mitingin parasını kim ödedi arkadaşlar? Emin Akbaşoğlu burada dedi ki: “AK PARTİ olarak yapıyoruz.” Ama siz devlet olarak ödediniz. Bu kadar ikiyüzlüsünüz! (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar) BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Bu sizin mitinginizden daha iyisini Avrupa’da, Amerika’da, Londra’da, Tokyo’da, oradaki Hristiyanlar, Yahudiler sizlerden daha iyi miting yapıyor. BAŞKAN – Aksi takdirde İç Tüzük 68’i uygulamak zorunda kalacağım lütfen. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Ne yapacaksınız? Dışarı mı atacaksınız! Valla dışarı çıkmayı tercih ederim, kendi kendine konuşur. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Siz İsrail’in suç ortağısınız! Siz İsrail’in suç ortağısınız! Elinizde Filistinlilerin kanı var! (Saadet, CHP, HEDEP, İYİ Parti sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler) İş birlikçisiniz! ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Ahlaksız! Yalancı! ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Görevini yaptın, geç hadi geç! HASAN BİTMEZ (Devamla) – İsrail’in Gazze’ye attığı her bombada katkınız var. ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Yaptın görevini, yaptın, görevini tamamladın, git hadi! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Hemen şimdi gerçekçi bir adım atın, Türkiye öncülük etsin. Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Libya, Cezayir… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Sayın Bitmez, selamlayın lütfen. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yalancı! Tamam artık Sayın Başkan! ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Ama üç dakika sözünü kesti adamın. HASAN BİTMEZ (Devamla) – Bitiriyorum Başkanım. ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkanım, söz kesti. ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Lütfen ya, beş dakika konuşma bir dakika uzar, adam yirmi dakika konuştu! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Şimdi bizim konuşmamızı istemiyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından “Yalan! Yalan!” sesleri, gürültüler) Ben konuşmamı bitiriyorum ama Sezai Karakoç’un size atfen yazdığı satırlarla bitiriyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) “Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak…” ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yazıklar olsun sana! Yazıklar olsun ya! HASAN BİTMEZ (Devamla) – “…Hâlbuki biz sussak tarih susmayacak…” (AK PARTİ sıralarından gürültüler) ÇİĞDEM KONCAGÜL (Tekirdağ) – Tarih sizi unutmayacak! ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun! Yazıklar olsun! HASAN BİTMEZ (Devamla) – “…Tarih sussa hakikat susmayacak/Onlar sanıyorlar ki bizden kurtulsalar mesele kalmayacak/Hâlbuki bizden kurtulsanız vicdan azabından kurtulamayacaksınız…” (AK PARTİ sıralarından gürültüler) ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yazıklar olsun sana! Asıl size lazım vicdan azabı! HASAN BİTMEZ (Devamla) – “…Vicdan azabından kurtulsanız tarihin azabından kurtulamayacaksınız/Tarihin azabından kurtulsanız Allah’ın gazabından kurtulamayacaksınız.” (AK PARTİ sıralarından “Cehennem azabından kurtulamayacaksınız!” sesi) ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Yürü! Siz öyle olacaksınız! HASAN BİTMEZ (Devamla) – Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP, HEDEP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler) (Hatibin kürsüde bayılıp yere düşmesi) (AK PARTİ sıralarından “Allah’ın gazabı böyle olur işte! Allah’ın gazabı böyle!” sesi)