Meral Akşener: Eğilmedik bükülmedik
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Akşener; İYİ Parti’nin Bursa Orhangazi Belediye Başkan Adayını İsmail Kaya, Bursa Yenişehir Belediye Başkan Adayını Ercan Özel, Bursa Karacabey Belediye Başkan Adayını Fatih Karabatı, Bursa Keles Belediye Başkan Adayını İsmail Yeni, Adana Karaisalı Belediye Başkan Adayını Kemal Metin, Adana Tufanbeyli Belediye Başkan Adayını Recep Balı, Sakarya Geyve Belediye Başkan Adayını Yusuf Baran, Aydın Karacasu Belediye Başkan Adayını Zeki İnal, Aydın Kuşadası Belediye Başkan Adayını Behçet Alp, Aydın Sultanhisar Belediye Başkan Adayını Cihan Demirel, Edirne Uzunköprü Belediye Başkan Adayını Ediz Martin, Edirne Meriç Subaşı Belediye Başkan Adayını Hüseyin Atılgan olarak ilan etti.
Meral Akşener, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İYİ Parti’yi ziyaret eden Bakırköy Zihinsel Engelliler Eğitim Derneği Başkanı Nurgen Eryavuz ve Yönetim Kurulu üyelerine “hoşgeldiniz” diyerek konuşmasına başladı.
“MAALESEF TÜRKİYE’DE SON 10 AYDA 364 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ!”
25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü geride bıraktığımızı vurgulayarak konuşmasına başlayan Meral Akşener, “Ülkemizdeki birçok mesele gibi kadın ve kadına yönelik şiddet meselesi de ne yazık ki sadece böyle özel günlerde hatırlanıyor. Ancak maalesef Türkiye’de son 10 ayda 364 kadın öldürüldü. Her gün, ülkemizin dört bir yanından artı, sokak ortalarına kadar taşan kadına yönelik şiddet görüntüleri geliyor. Çocuklarımız bile şiddetin, tacizin, tecavüzün, mağduru oluyor. Boşanmalar çığ gibi artıyor, aile yapımız sarsılıyor. Ve şiddetin, bundaki payı da maalesef büyük. Çok değil, daha bu haftanın başında Ankara’da bir kadın eşi tarafından vurularak öldürüldü. İstanbul’da bir başka kadın ise çocuklarının gözleri önünde katledildi. Adana’dan, Çankırı’dan, Kocaeli’nden, Muğla’dan, memleketin dört bir yanından; her gün yeni bir kadın cinayeti haberi alıyoruz. Ülkemizde kadınlar artık; ‘Şiddet, ne zaman kapımı çalacak?’ bekleyişiyle yaşıyor. Evde, işte, sokakta, her yerde; ‘Ya sıradaki ben olursam?’ tedirginliğiyle yaşıyor. Akşam saatlerinde tek başına kaldığı zaman can güvenliğinin korkusuyla yaşıyor.” ifadelerini kullandı.
“HER GÜN YENİ BİR KADIN CİNAYETE KURBAN GİDERKEN, AK PARTİ İKTİDARI OLARAK İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLEREK CİNAYETLERİ DURDURABİLDİNİZ Mİ?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin kadın hakları ve şiddetle mücadeleye en küçük olumsuz bir etkisi olmamıştır.” sözlerini hatırlatarak konuşmasını sürdüren Akşener, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin cinayetleri durdurmadığını da vurguladı; “Madem öyle; o zaman İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin kadınlar üzerinde nasıl olumlu bir etkisi oldu? Çık, onu da açıkla. Her gün yeni bir kadın cinayete kurban giderken, Ak Parti iktidarı olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek cinayetleri durdurabildiniz mi? Onu da açıkla. Her gün yeni bir kadın şiddete maruz kalırken, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek bu şiddete mâni olabildiniz mi? Onu da açıkla. Her gün yeni bir aile içi vahşete şahit olurken, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek aile içi huzuru sağlayabildiniz mi? Onu da açıkla. Kadınlar, her gün bir yenisi eklenen korkularla yaşarken; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadınları koruyabildiniz mi? Onu da açıkla. Değerli dava arkadaşlarım, bu soruların hepsinin cevabı; ‘Hayır’.” dedi.
“KADIN DÜŞMANI BİR AZINLIĞI TATMİN ETMEK İÇİN KADINLARIN HAKLARINDAN TAVİZ VEREN KİRLİ BİR ANLAYIŞLA, HİÇBİR ŞEYİ DEĞİŞTİREMEZSİNİZ!”
Akşener, 2023 yılında Türkiye’de 364 kadının şiddet yüzünden hayatını kaybettiğini vurguladı. Ahlakı kadın bedeni üzerinden tanımlayan zihniyete yol verilerek hiçbir şeyin değişmeyeceğini belirterek; “En ufak bir adım bile atmadılar. Peki sonuç ne oldu? Sonuç, 2022 yılında 334 kadın şiddet yüzünden, hayatını kaybederken; 2023’ün bitmesine 1 ay kala bu sayı 364’e çıktı! Üstelik daha kaç kadını kaybedeceğimizi bilmiyoruz! Daha kaç kadının şiddet altında yaşamaya çalıştığını bilmiyoruz! Daha kaç kadının çaresizce ölümü beklediğini bilmiyoruz! Daha kaç kadını, baskı ve tehditlerle mücadele ettiğini bilmiyoruz! Ama bildiğimiz bir şey var ki o da kadın düşmanı bir azınlığı tatmin etmek için kadınların haklarından taviz veren kirli bir anlayışla hiçbir şeyi değiştiremezsiniz! Ahlakı, kadın bedeni üzerinden tanımlayan bu çürük zihniyete yol verdiğiniz müddetçe hiçbir şeyi değiştiremezsiniz! Objektiflerin karşısına geçip; ‘Kadına şiddet abartılıyor.’ diye pis pis sırıtanları susturamadığınız müddetçe hiçbir şeyi değiştiremezsiniz! İstanbul Sözleşmesi’ni; tüm gereklilikleriyle birlikte, hakkıyla uygulamaya almadığınız müddetçe hiçbir şeyi değiştiremezsiniz! Hele de ekonomideki zorlukları inkâr ettiğiniz gibi kadına yönelik şiddeti de inkâr ederek hiç değiştiremezsiniz!” şeklinde konuştu.
“BİZ KADINLAR OLARAK; SİZİN KENDİ ELLERİNİZLE YOL AÇTIĞINIZ HAKSIZLIKLAR ÇAĞINDA MÜCADELEMİZDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ!”
Akşener konuşmasına; “Ama ne yaparsanız yapın, şunu hiçbir zaman unutmayın ki biz kadınlar olarak; sizin kendi ellerinizle yol açtığınız haksızlıklar çağında mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz! Her zaman ve her koşulda tek bir kadının mücadelesini, tüm kadınların mücadelesi olarak görmeye devam edeceğiz! Dayattığınız hiçbir prangaya da asla boyun eğmeyeceğiz! Ve er ya da geç; kadınların korkmadan yaşayacağı; adaletine, hukukuna, yargısına güveneceği; çocuklarını da huzurla büyüteceği bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz!” sözleriyle devam etti.
“‘BEN EKONOMİSTİM’ İNADININ CEFASINI, YİNE MİLLETİMİZ ÇEKİYOR!”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yaklaşık 2 buçuk yıl önce faizleri yüzde 19’a çıkaran Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alındığını ancak geçtiğimiz hafta Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 40 seviyesine çıkardığını hatırlatarak konuşmasını sürdürdü: “Biz ise İYİ Parti olarak, dün neredeysek bugün de aynı yerdeyiz! O günün şartlarında iktidarı defalarca uyarmıştık. ‘Merkez Bankası’nın işine karışmayın.’ demiştik. İktidarı akla ve bilime davet etmiştik. “’Faiz sebep enflasyon sonuçtur.’ saçmalığından vazgeçin.” demiştik. Dün, tüm bu ikaz ve eleştirilerimizi duymazdan, görmezden gelen iktidar; görünen o ki bugün, yine kendisine yakışan bir tutarsızlıkla; ‘Faizi yükselt ki enflasyon düşsün.’ modeline dönüyor. Memleketi kendi elleriyle soktukları krizden çıkış yolunu da zor durumdaki milletimizin üzerine karabasan gibi çökmekte arıyor. ‘Kendileri ettiler, kendileri buldular.’ diyeceğim ama; kendileri ettiler ama maalesef yine milletimiz buluyor. ‘Ben ekonomistim’ inadının cefasını, yine milletimiz çekiyor.”
“EĞER BUGÜN, ÜLKEMİZDE GEÇİM SIKINTISI VARSA BU AK PARTİ’NİN ESERİDİR!”
Sözlerinin devamında vatandaşları, temel ihtiyaçlarını almak için bile düşünmek zorunda bırakan geçim sıkıntısının Ak Parti iktidarının eseri olduğunu belirten Akşener; “Hakikat, tüm çıplaklığıyla önümüzde duruyor. Eğer bugün, ülkemizde geçim sıkıntısı varsa bu Ak Parti’nin eseridir. Eğer bugün, insanlarımız en temel ihtiyaçlarını almak için 40 kere düşünmek zorunda kalıyorsa bu Ak Parti’nin eseridir. Eğer bugün, kiracılar ev sahipleriyle davalık oluyorsa; her gün bir adli vaka haberi alıyorsak; bu Ak Parti’nin eseridir! Bu çok açık. Faizlerin yüzde 40’a dayanmış, enflasyonun da yüzde 60’ı aştığı bir ekonomide; işçiler yoksullaşıyor, memurlar yoksullaşıyor, emeklilerimiz açlık sınırının altında yaşamaya zorlanıyor… Ama bu vahim tabloda bile ne hikmetse ülkemizde hâlâ birileri zenginleşmeye aynen devam ediyor. İşte 85
milyonun rızkını çalıp; lüks içinde yüzen, küçük bir azınlığa veren ve hukukta cezası olmayan bu soygunun adı enflasyondur!” dedi.
“ASGARİ ÜCRETLİ AÇLIĞA MAHKÛM, AİLESİ DE YOKSULLUĞA MECBUR HÂLE GETİRİLMİŞ!”
Akşener, konuşmasında asgari ücretin artık yılda bir defa belirleneceğini söyleyen Çalışma Bakanı’nın sözlerini hatırlatarak bu güncellemenin asgari ücretliyi açlığa mahkûm etmek olduğunu söyledi; “Çalışma Bakanı çıktı ve asgari ücretin artık yılda bir defa belirleneceğini söyledi. Üstelik bunu ‘Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek için yapmalıyız.’ dedi. Şu utanmazlığa bakar mısınız? Türk-İş verilerine göre Kasım'da açlık sınırı 14 bin 25 lira, bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 18 bin 239 lira olmuş. Dört kişilik bir aile için 45 bin 686 liraya ulaşan yoksulluk sınırı, 11 bin 402 liralık asgari ücretin dört katını aşmış. Temmuz ayındaki asgari ücret bugün 4 ay sonra açlık sınırının yüzde 20 altına inmiş, ailenin yoksulluk sınırı asgari ücretin 3,3 katı iken bugün 4 katını aşmış. Asgari ücretli açlığa mahkûm, ailesi de yoksulluğa mecbur hâle getirilmiş. Böyle bir tablo karşısında çıkmışlar, asgari ücreti yılda bir defa belirleyeceklerini söyleyebiliyorlar. İşte utanmazlık budur...”
“BU MİLLETİN BOĞAZINDAN ARTIK ELİNİZİ ÇEKİN!”
Akşener, sözlerine; “Yüksek enflasyon dönemlerinde ücret ve maaş ayarlamaları ne kadar sık yapılırsa çalışanlar ve emekliler enflasyona karşı o kadar korunmuş olur. Ama biz, tam olarak bu nedenle “Böylesine yüksek bir enflasyonda asgari ücreti, memur maaşlarını, emekli aylıklarını yılda 2 defa güncellemek yetmez; bu sayı dörde çıkartılmalı.” derken Sayın Bakan bunun bir de “asgari ücretliler için” yılda bir defaya düşürüleceğini söylüyor. Böyle bir insafsızlık olabilir mi? Enflasyonun karşısında ne kadar zam alırsa alsın daha 1 aya kalmadan maaşlar erirken şimdi 1 yıl boyunca milletimiz ne yapacak? Her şeye her ay zam gelirken 12 ay boyunca aynı maaşla nasıl idare edecek? Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Madem bir yerlerden kısmanız gerekiyor, o zaman bir zahmet kendinizden kısın! Biraz da siz tasarruf edin! Biraz da siz kemer sıkın! Artık biraz da siz sorumluluk alın! Artık biraz da siz bedel ödeyin! Bu milletin boğazından da artık elinizi çekin!” ifadeleriyle devam etti.
“GAZİ MECLİSİMİZDE BUGÜN SÖZÜ EYTLİLERE BIRAKIYORUZ.”
Toplumun dezavantajlı gruplarından sözcüleri Meclis kürsüsünde ağırlayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu hafta sözü, EYT ve Emekliler Federasyonu Genel Başkanı Arzu Lastikçi’ye bıraktı.
Akşener’e teşekkür ederek konuşmasına başlayan Arzu Lastikçi, konuşmasında emeklilerin ve emeklilikte yaşa takılanların yaşadığı problemlerden söz ederek; “3 Mart 2023 tarihinde çıkarılan yasa ile kısmi emeklilikte 5 bin prim haklarımız masada bırakıldı. EYT meselesi Sayın iktidar sahiplerinin söylediği gibi kökten çözülmedi. Sayın bakan Vedat Bilgin 12 Kasım 2022 tarihinde yaptığı açıklama ile düzenlemenin çerçevesini çizmiş; ‘Prime takılanlar diye bir şey olmayacak. 8 Eylül 99 öncesi prim günü şartı olan 5.000 primi değiştirmiyoruz. Bu kötü senaryoları aklınızdan silin. Hizmet yılı olarak da kadınlarda 20 yıl erkeklerde 25 yıl hizmet süresini kapsıyor.’ dedi. Sayın Çalışma Bakanı’nın yaptığı açıklamalar üzere mağdur arkadaşlarımız emekli olacakları inancıyla yakınlarına çektirdiği banka kredileri ile sosyal güvenlik kurumuna giderek doğum veya askerlik borçlanması ile eksik primlerini tamamladılar. Açıklanan yasa ile sadece yaş şartının kaldırılması ve 99 öncesi hakların tamamının iade edilmemesi sebebiyle emekli olamadıkları için çekilen banka kredileri borcu sebebiyle şu an icralık konuma getirilmiş durumdalar. Devletin Sayın Bakanına inandık, güvendik, zor durumda kaldık. Devletimizin icra makamı Sayın Bakanı ve inanarak çekilen krediler ve yapılan borçlanmalar sebebiyle üzerine yeni bir enkaz yıkılan mağdurlar yaratılmıştır. Bizler devletin bakanına inanmayacağız da, güvenmeyeceğiz de; kime inanıp güveneceğiz? Ekonominin omurgası işçileri, emekçileri olarak; mağduriyet üzerine mağduriyet ekleyen değil, vatandaşın sorununu çözecek, sosyal güvenceyi ve adaleti tesis eden yasaların hayata geçirilmesini; hak olanın sahibine kayıtsız şartsız teslimini ve bir an evvel masada bırakılan 5000 prim ve kısmi emeklilik haklarımızın acilen yasalaştırılması talep ediyoruz. Hiçbir mesele yarım kalmaz. Masada bırakılan 2 hak teslim edilirse dosyayı kapatacağız, asla geri adım atmayacağız. Haklarımızı alana kadar da mücadelemize devam edeceğiz.” şeklinde konuştu
“SEÇİM VAADİ, BİR İKTİDARIN NAMUS SÖZÜDÜR. SÖZÜNÜZÜ TUTUN!”
Arzu Lastikçi’ye teşekkür ederek sözlerine devam eden Meral Akşener EYT’lilerin bir ayrıcalık değil kazanılmış haklarını istediklerini vurgulayarak; “EYT’li kardeşlerimiz, sizden bir ayrıcalık talep etmiyorlar! Bir lütufta bulunmanızı da beklemiyorlar! Onlar, yıllardır olduğu gibi sadece kazanılmış haklarının peşinden koşuyorlar! EYT’lilerimize kısmi emeklilik hakkını behemehal iade edin. Ve kısmi emeklilikte artan prim sayısını SSK’lılarda 3600’e, Bağ-kur’lularda ise 5400’e düşürün. Normal emeklilerdeyse prim ödeme gün sayısını olması gerektiği şekilde 5000 olarak kabul edin. Seçim vaadi, bir iktidarın namus sözüdür. Sözünüzü tutun!” ifadelerini kullandı.
“İNSANLARIMIZI GELİYORUM DİYEN FELAKETTEN KORUMAK İÇİN HER ŞEYİMİZ VAR AMA GEREKENİ YAPACAK CİDDİYETTE BİR İKTİDAR YOK!”
6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen büyük depremleri hatırlatan Akşener, depremin üzerinden 9 ay geçtiğini ve artık bilim insanları dışında kimsenin depremi konuşmadığının altını çizerek; “Depremin üzerinden 9 ay geçti. Bugün deprem riskine dikkat çekmek için çırpınan birkaç bilim insanı dışında depremi konuşan hemen hiç kimse kalmadı. Hatta iktidarın bütçe planında; her an olabilecek Marmara Depremine karşı bir hazırlık yok. Her an olabilecek İzmir depremine karşı bir hazırlık yok. Her an olabilecek Bingöl depremine karşı da bir hazırlık yok. Olası Marmara depreminde sadece İstanbul’da yıkılması öngörülen on binlerce bina var ama insanlarımız bu betondan tabutlarda oturmaya devam ediyor. Allah korusun, yeni bir felaket yaşamamız an meselesi ama hiçbir hazırlık yok… Bir yanda, bomboş arazilerimiz var. Bir yanda, övündüğümüz inşaat sektörümüz var. Bir yanda, demir çelik sektörümüz var. Bir yanda, çimento fabrikalarımız var. Mimarımız var, mühendisimiz var. Yani insanlarımızı geliyorum diyen felaketten korumak için her şeyimiz var ama gerekeni yapacak ciddiyette, gerekeni yapacak liyakatte, gerekeni yapacak basirette bir iktidar yok.” dedi.
“DEPREME HAZIRLIKLI TEK BİR ŞEHRİMİZ BİLE YOK!”
Ak Parti'nin 21 yıllık iktidarları boyunca Türkiye'nin depreme hazır hâle getirilebileceğini ama iktidarın bu imkânı kullanmadığını ve hiçbir şehirde depreme hazırlık yapılmadığını belirten Akşener; “Coğrafyamızın şartları gereği ülkemizin birçok bölgesinde aktif faylar bulunuyor. Ancak bu gerçeğe rağmen depreme hazırlıklı tek bir şehrimiz bile yok. 21 yıllık iktidarı boyunca Ak Parti, ülkemizin her yanını depreme hazır hâle getirebilirdi. Ellerinde böyle bir imkân vardı. Ama hazırlık bir yana deprem gerçeğini ciddiye alan ne bir bakan ne de bir belediye başkanı göremedik. Aksine rant meraklısı bir zihniyetle, kural tanımaz bir şekilde ellerini attıkları her yeri imara açtılar. 21 yılda rant için kesmedikleri ağaç, çökmedikleri arazi kalmadı. Hatay’ın hâli ortada. Kahramanmaraş’ın, Adıyaman’ın, Malatya’nın hâli ortada… Binlerce aile dağıldı. On binlerce insanımız başka kentlere göç etmek zorunda kaldı. İktidar ise bu vahim tablodan mahcup olacağı yerde bugün, yerinden yurdundan olmuş insanlarımıza yardım eli uzatmakla övünüyor. Ayıptır, günahtır…” ifadelerini kullandı.
“İYİ BELEDİYECİLİK VİZYONUMUZLA, MİLLETİMİZE HER ŞEYDEN ÖNCE YAŞAYAN VE YAŞATAN ŞEHİRLER İNŞA EDECEĞİZ!”
Meral Akşener; Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’nın Ak Parti döneminde büyükşehir yapıldığını hatırlattı, bu bölgelerdeki deprem riskinin bilim insanları tarafından birçok kez dile getirildiğini ancak bir hazırlık yapılmadığını vurguladı. Akşener konuşmasına; “Yani depremin geleceği biliniyordu. Ama Malatya’da tarım arazilerine, kayısı bahçelerinin olduğu alanlara yüksek katlı konutlar inşa edildi. Nurdağı gibi nüfusu sadece 50 bin olan bir ilçemize 10 katlık imar izinleri verildi. Böyle bir aymazlık, böyle bir şuursuzluk olabilir mi? Kuralsızlığı, kanunsuzluğu artık bir alışkanlık hâline getiren bir iktidarla imar mevzuatlarını tartışmayı elbette gereksiz buluyorum. İşi verenin, yapanın ve denetleyenin aynı dereden sulandığı bir ortamda yapılacak iş; mevzuat tartışmak değil, rant şebekelerini belediyelerin dışına itmektir. Ve önümüzdeki yerel seçimler de şehirlerimizi bu yolsuzluk sarmalından kurtarmak için büyük bir fırsattır. İşte biz, İYİ Parti olarak bu kutlu göreve talibiz! İYİ Belediyecilik vizyonumuzla, milletimize her şeyden önce yaşayan ve yaşatan şehirler inşa edeceğiz. Can ve mal güvenliğini esas alan şehircilik anlayışımızla deprem risklerini proaktif olarak yönetebilen; sağlık, gıda, ulaşım ve barınma imkanlarına sahip; afetlere dirençli kentler inşa edeceğiz. ‘Felaket değil, tedbirsizlik öldürür.’ düşüncesiyle; deprem, su baskını, sel ve orman yangınları gibi tüm afetlerde milletimizin sağlık ve refahını güvence altına alacağız.” sözleriyle devam etti.
“İYİ BELEDİYECİLİK İLE KENTSEL DÖNÜŞÜM ANLAYIŞI DA DEĞİŞECEK.”
İYİ Parti olarak yönetecekleri belediyelerde vatandaşla buluşturacakları “Toplumsal Etkinleştirme” programları ile depreme karşı bilinç, hazırlık ve mücadele kabiliyetini artıracaklarını söyleyen Akşener; “İYİ Belediyecilik anlayışıyla yönettiğimiz şehirlerde, elbette kentsel dönüşüm anlayışı da değişecek. Doğal afet riskinin yüksek olduğu illerimizde yaşanabilecek tüm yıkım ve kayıpları en aza indirecek bir kentsel dönüşümü; rant değil, çevre ve insan odaklı; kent kimliğini koruyan, doğaya ve tarihe saygılı bir anlayışla gerçekleştireceğiz. Araç muayene sisteminin bir benzerini binalarımız için de oluşturacağız. Bu sayede binaların depreme dayanıklılığını denetlediğimiz gibi kolon kesimlerinin de önüne geçmiş olacağız. Devraldığımız tüm şehirlerimizde azami bina yaşı belirleyerek bu yaşın üzerindeki binaları zorunlu kentsel dönüşüme tabi tutacağız. Sanayi tesisleri ve organize sanayi bölgelerinin de deprem riski düşük olan bölgelere, taşınmasını sağlayacağız. Kentsel dönüşümün en önemli konusu olan finans sorununun çözülmesi, inşaat maliyetlerinin de düşürülmesi için özel bir çalışma yürüteceğiz. Yerleşik, köklü semtlerde mahalle ve komşuluk ilişkilerini koruyan mahiyette semte özel kentsel dönüşüm projeleri
geliştireceğiz. Kentsel dönüşümün kent içi göçe ve yabancılaşmaya neden olmasına izin vermeyeceğiz. Konut üretiminde de yatay ve az katlı yapılaşmanın yaygınlaşmasına, kent dokusunun ve milli mimarînin gelişmesine öncülük edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“VASATA MAHKÛM EDİLMİŞ TÜRK MİLLETİNİ; İYİ BELEDİYECİLİKLE TANIŞTIRACAĞIZ!”
Akşener, sözlerinin devamında İYİ Parti’nin belediye başkan adaylarına seslendi; “İYİ Parti olarak, Türkiye’yi yepyeni bir belediyecilikle tanıştıracağız. Vasata mahkûm edilmiş Türk milletini, İYİ belediyecilikle tanıştıracağız. Ranta, yolsuzluğa kurban edilmiş şehirlerimiz; sevgiyle, ahlakla, liyakatle; yani hak ettikleri gibi nasıl yönetilir cümle aleme göstereceğiz. İki yumruk arasına sıkıştırılıp, yok sayılan milletimizi bu cendereden çekip çıkaracağız! Buradan tüm belediye başkan adaylarımıza sesleniyorum; öncelikle hepiniz İYİ belediyecilik vizyonumuzla işinizi en iyi şekilde yapacaksınız. Kimsenin baskısına boyun eğmeyeceksiniz. Ranta, yolsuzluğa prim vermeyeceksiniz. İşe alım yaparken liyakat dışında hiçbir kritere bakmayacaksınız. Çünkü sizler, kazandığınız belediyeleri İYİ Parti’nin emrine sokmak için aday değilsiniz. Tam tersine, sizler; siyasi partilerin arka bahçesine dönmüş belediyeleri özgürleştirecek ve yeniden milletin emrine sokacaksınız. Yolsuzluğun kanıksatıldığı insanlarımıza ahlaklı olmanın faziletini ve bereketini göstereceksiniz. Durmadan, dinlenmeden çalışacak; her biriniz kazandığınız il ve ilçelerin efsane başkanları olacaksınız! Şunu hiçbir zaman unutmayın; İYİ Parti, siyasetin ahlaksız tekliflerini elinin tersi ile itenlerin partisidir! İYİ Parti, illetin selameti için her türlü baskıya göğüs gerenlerin partisidir! İYİ Parti, memleketine hizmet için çetin yolları yürüyenlerin partisidir! Sizler de bu kutlu hareketin uç beyleri olarak İYİ Parti’nin neler başarabileceğini tüm Türkiye’ye göstereceksiniz!”
“İYİ PARTİ; TÜRK’SÜZ BİR TÜRKİYE DÜŞLEYENLERE KARŞI GÖĞSÜNÜ GERE GERE; ‘NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE’ DİYEBİLMEK İÇİN KURULDU”
İYİ Parti’nin bundan 6 yıl önce Türk siyasetine yeni bir nefes olarak kurulduğunu vurgulayan Akşener; “İYİ Parti’miz, bundan 6 yıl önce; ‘her şey bitti’ dendiği anda; umutların yittiği, çarelerin tükendiği bir anda; Türk siyasetine yeni bir nefes oldu. Koltuk hırsına, siyasi ranta, kişisel ikbal hesaplarına feda edilen millet iradesinin gür sesi oldu. Balçıkla sıvamaya çalışanların karşısında ülkemizin istikbali için her daim inatla parlayan bir güneş oldu. Ve bugün ne kadar tartışılırsa tartışılsın, kaç cepheden hedef alınırsa alınsın hangi kirli tuzaklar kurulursa kurulsun; İYİ Parti’nin güneşi ilk günkü ışıltısını koruyor. Çünkü İYİ Parti birilerinin kariyer basamağı olsun diye kurulmadı. İYİ Parti siyaset simsarlarının kirli düzeni sürsün diye kurulmadı. İYİ Parti ittifaklara dayanıp, yan gelip yatmak için de kurulmadı. Aksine İYİ Parti; hür ve müstakil bir yolda
Türkiye’nin önünü açmak, Türk Milleti’ni hak ettiği yaşam standartlarına kavuşturmak ve memlekete daima şerefle hizmet etmek için kuruldu. İYİ Parti ne idüğü belirsiz ekonomi politikalarıyla ezilen; yokluğa, yoksulluğa mahkûm edilen Türk Milleti’nin ekonomik kurtuluşu için kuruldu. İYİ Parti ülkemizin sınırlarını kevgire çevirip milyonlarca kaçağı, sığınmacıyı vatan topraklarına alanlara karşı; Türk çocuklarının, Türk kadınlarının huzurlu ve mutlu geleceği için kuruldu. İYİ Parti Türk’ten rahatsız olanlara karşı, Türk’ün adını bu memleketten silmeye çalışanlara karşı, Türk’süz bir Türkiye düşleyenlere karşı göğsünü gere gere; ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ diyebilmek için kuruldu. Ezcümle İYİ Parti; güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye’yi Türk milletiyle el ele verip, küllerinden doğurmak için kuruldu.” dedi.
“KİMSE KUSURA BAKMASIN; BİRİLERİNİN KEYFİNİ KAÇIRMAYA, RAHATINI BOZMAYA, HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKMAYA AYNEN DEVAM EDECEĞİZ!”
Akşener, İYİ Parti’nin siyasetin yaşadığı tıkanıklığa karşı yeni, hür ve müstakil bir zemin inşa etmek için mücadele edeceklerini de vurguladı; “Kurulduğumuz günden beri İYİ Parti’nin sağından solundan çekiştirip, bize istikamet çizmeye çalışanlar hep oldu. Memleketin onca sıkıntısı varken her akşam sıkılmadan İYİ Parti’ye ahkam kesenler hep oldu Olmaya da devam edecek İYİ Parti’nin sırtından kurban kesmek isteyenler hep oldu. Olmaya devam edecek. Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki; olmaya da devam edecek. Varsın, olsun. Biz nelerin içinden geçtik? Bu ne ki? Biz, İYİ Parti’yi muhtelif şer odaklarını mutlu etmek için kurmadık. Biz, İYİ Parti’yi milletimizi mutlu etmek için kurduk. Onun için de ilk günkü gibi milletin emrinde çalışmaya devam edeceğiz! Ülkemizde siyasetin yaşadığı tıkanıklığa karşı; yeni, hür ve müstakil bir zemin inşa etmek için tüm gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz! Kutup siyasetine sıkıştırılıp, birbirinin karşısına dikilen milletimiz için bir çıkış yolu olmaya devam edeceğiz! Velhasıl, kimse kusura bakmasın; birilerinin keyfini kaçırmaya, rahatını bozmaya, heveslerini kursaklarında bırakmaya aynen devam edeceğiz!”
“TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ; CUMHURİYET’LE, ATATÜRK’LE, TÜRK MİLLETİYLE PROBLEMİ OLANLARA TESLİM ETMEYECEĞİZ!”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; “Dün, bu iktidara karşı hiçbir başarı gösterememiş olanlar; bugün, kendi sebep oldukları başarısızlığın faturasını İYİ Parti’ye kesmeye çalışıyorlar. Çünkü ranttan, ahlaksızlıktan ve arsızlıktan beslenen düzenlerinin bozulmasını istemiyorlar. Kurdukları ‘al gülüm, ver gülüm’ çarkına çomak sokulsun istemiyorlar. İşte bu yüzden de dün, yüzde 60 borazanlığı yapanlar; bugün, çıkıp utanmadan İYİ Parti analizleri kasıyorlar. Ancak şunu unutuyorlar ki onların attığı çamur, bize
yapışmaz. Onların sürdüğü balçık, İYİ Parti güneşini sıvayamaz. Onların estirdikleri fırtınalar, bizden toz dışında bir şey alamaz! Çünkü biz, milletimize asla yalan söylemedik. Biz asla beytülmale el uzatmadık! Biz asla hırslarımıza teslim olmadık! Biz asla koltuk sevdasına, esir olmadık! Biz asla milletimizin çağrısına, kulak tıkamadık! Biz asla onlar gibi bozulmadık, çürümedik! Harama ‘ne âlâ’, batıla ‘eyvallah’ demedik. Eğilmedik, bükülmedik, asla boyun eğmedik! Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da kendi günahlarını saklamak isteyenlerin İYİ Parti’yi özne yapmasına izin vermeyeceğiz! Türkiye'nin geleceğini; marjinal akımlara, şer odaklarına, rant şebekelerine; Cumhuriyet’le, Atatürk’le, Türk milletiyle problemi olanlara teslim etmeyeceğiz! Tüm engellere, iftiralara, dedikodulara rağmen İYİ Parti olarak Türkiye’yi Demokratik Millî Yükselişine mutlaka kavuşturacağız!” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.