35,0753$% 0.1
36,5919€% 0.61
2.949,72%1,03
4.799,00%0,80
19.223,00%0,80
9.848,48%-0,68
3562463฿%-2.52604
TÜBİTAK’ın desteğiyle Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü öncülüğünde, Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü, İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi, Akdeniz Bilim Vakfı ve Türk Deniz Araştırmacıları Vakfından akademisyenler, Akdeniz Havzası’ndaki ve Karadeniz’deki Yelkovan Kuşlarının Korunması” projesi kapsamında ortak çalışma başlattı.
“Yeni Nesil Genomik, Akustik ve GPS-GSM İzleme Yöntemleri kullanan akademisyen ekibi, şubat ayında İstanbul Boğazı’na açılarak, deniz yüzeyine yakın olacak şekilde iki bot arasına 50 metre şeffaf ağ gerdi.
Ağa takılan yelkovan kuşlarını dikkatle kurtaran akademisyenler, boy ve kanat uzunluğu ile ağırlığını ölçtüğü kuşlardan kan örnekleri aldı.
Ekip, dış özelliklerini de raporladığı kuşların sırt tüylerinin üzerine kibrit kutusu büyüklüğünde birer uydu vericisi taktı.
Yapılan işlemlerin ardından tekrar doğaya salınan kuşlar, bilgisayar sistemiyle anbean takip edilmeye başlandı.
Özel şifreyle girilen sistemdeki haritada, numaralandırılan her kuşun sinyal verdiği rotalar sarı çizgilerle görülebilirken, aynı yerde yakalanıp cihaz takılan kuşların aynı göç rotasını kullanıp kullanmadıkları da tespit edilebiliyor.
Bilgiler Tarım ve Orman Bakanlığı ile paylaşılıyor
Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Bilgin, Türkiye’deki yelkovan kuşlarının Batı Akdeniz ve Ege Denizi’nde üreme kolonileri olduğunu, bu kuşlarla İstanbul Boğazı’ndaki yelkovan kuşlarının akrabalık ilişkileri olup olmadığını araştırdıklarını anlattı.
Seferihasar, Gökçeada, Fethiye, Olimpos ve Kaş’ta yelkovan kuşlarının bulunduğu alanlara ses kayıt cihazları koyduklarını belirten Bilgin, “Özellikle üreme döneminde olan yelkovan kuşlarının seslerini yakalarsak, oralarda üreme kolonileri olduğunu anlayabileceğiz. Bu alanlar özel olarak korunması gereken koloniler olacak. Türkiye’de şu anda yelkovan kuşlarına ait üreme kolonileri olup olmadığını bilmiyoruz.” dedi.
Kuşlara verici cihazları takarak hareketlerini uydu üzerinden takip ettiklerini kaydeden Bilgin, kuşların korunmalarına katkıda bulunmak için Türkiye’deki üreme kolonilerinin yerlerini, beslenme ve göç davranışlarını tespit etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Yelkovan kuşlarının neslinin tehlike altında olduğunu vurgulayan Bilgin, proje sonunda elde ettikleri bilgileri Tarım ve Orman Bakanlığı ile paylaşarak kuşların Türkiye’de korunmasına yönelik stratejiler geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Üçüncü yılda yakalamayı başardılar
Projeye başladıkları ilk 2 yılda kuşları yakalama çalışmalarının başarısız olduğunu anlatan Bilgin, 3’üncü yılda benzer bir proje yürütmeyi planlayan diğer üniversiteler ile işbirliği yaparak ekip oluşturduklarını, sonrasında kuşları yakalamayı başardıklarını ifade etti.
Yelkovan kuşunu yakalamanın neredeyse imkansız olduğunu ifade eden Bilgin, “Bunlar saatte 70 kilometre hıza ulaşan kuşlar. İnanılmaz hızlı uçuyorlar. 3’üncü senede TÜDAV’dan Asaf Ertan’ın 30 sene önce kullandığı, iki duba arasına bir ağ germe yönteminin modifikasyonuyla ilerleyebildik. Ağın bir tarafı büyük bir tekne, diğer ucu zodyak bottaydı. Bir de dışarda zodyak bot bulunuyordu. Yelkovanlar, Boğaz göçleri süreçlerinde bu ağı görmeyerek takılıyorlardı. Takıldıkları an, ortada olan zodyak müdahale etti, hemen yelkovanları sudan topladık. Bu şekilde 30 yelkovanı yakaladık” diye konuştu.
Her gün sistemdeki haritaya bakıp kuşların nerede olduğunu takip ettiklerini söyleyen Bilgin, kuşlara takılan vericilerin, 3 ay sonra sırtlarından doğal bir şekilde düşeceğini belirtti.
Veri toplamaya ilk olarak İstanbul Boğazı’nda başladıklarının altını çizen Bilgin, “Bu kuşların günde 500 kilometreye yakın yol katettiğini, saatte 70 kilometre hıza ulaştıklarını gözlemliyoruz. Çok ilginç davranışlar gösteriyorlar.” ifadesini kullandı.
Batı Karadeniz ve Sivastopol’a gidiyorlar
Haritaya göre kuşların şu ana kadar daha çok Batı Karadeniz kıyıları ile Ukrayna’nın Sivastopol şehrinin kıyılarında sinyal verdiğini, Doğu Karadeniz kıyılarına gitmediklerini aktaran Bilgin, “Sivastopol tarafında verimli bir beslenme alanı olduğunu görüyoruz. Doğu Karadeniz’e geçtiklerini çok görmüyoruz. Daha yakın bölgeden beslenme gereksinimlerini karşılayabilecekken daha uzun mesafeler katedip enerji harcamayı tercih etmiyorlar diye anlıyoruz. Şu an için özellikle Karadeniz kıyılarımızda üreme kolonisine ait veri yok gibi. Öyle bir koloni olsa, orada uzun süre kalmasını ve sinyal vermesini beklerdik” şeklinde konuştu.
Cinsiyetlerini, akrabalık ilişkilerini belirlemek için kuşların kan örneklerini aldıklarını dile getiren Bilgin, veri toplama sürecinin devam ettiğini belirterek, proje sonunda elde ettikleri bilgileri rapor haline getireceklerini söyledi.
30 yıldır ayakkabı boyuyordu, Türkiye şampiyonu oldu