34,4359$% 0.29
36,2550€% 0.04
2.835,87%0,06
4.834,00%0,18
19.337,00%0,18
9.389,62%-0,33
3125169฿%3.31873
Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov Moskova’da tedavi gördüğü merkez kliniğinde 92 yaşında yaşamını yitirdi. Son SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov 92 yaşında öldü!
Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov 92 yaşında hayatını kaybetti. Rus politikacı Gorbaçov Sovyetler Birliği’nin dağılması kararını almıştı. 1980’lerde hayata geçirdiği glasnost (açıklık) ve perestroyka (yeniden inşa) politikalarıyla beraber Rusya’da liberalleşme ve serbest piyasaya geçiş adımlarını atan Gorbaçov, ABD ile imzaladığı stratejik silahsızlanma anlasmalarıyla da Soğuk Savaş’a bitiren Sovyet politikacı olarak hafızalara kazındı.
Mihail Sergeyeviç Gorbaçov (Rusça: Михаи́л Серге́евич Горбачёв, d. 2 Mart 1931, ö. 30 Ağustos 2022), Rus siyasetçi ve Sovyetler Birliği’nin son lideri (1985-1991).
Gorbaçov’un perestroika (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) adını verdiği reform çalışmaları Soğuk Savaş’ı bitirdi; ancak bu reformlar Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin ülkede politik üstünlüğünü kaybetmesine ve sonrasında da Sovyetler Birliği’nin dağılmasına neden oldu. 1990’da Nobel Barış Ödülünü kazandı. Hakkında en çok eser yazılan ilk 100 kişi listesinde yer almaktadır ve hayatta olan tek Sovyetler Birliği Cumhurbaşkanıdır.
2 Mart 1931’de Kuzey Kafkasya’nın Stavropol bölgesinde Privolnoye köyünde doğdu. İlk öğrenimini köyünde yaptı. 1952 senesinde Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne (SBKP) girdi. 1955’te Moskova Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Stavropol, Genç Komünistler Birliğinde görev aldı. 1970’te Stavropol teşkilatı birinci sekreteri oldu. 1971’de SBKP Merkez Komitesi üyeliğine seçildi. 1978’de tarım sorumlusu olarak sekretaryaya girdi. 1979’da politbüro yedek üyesi, 1980’de de asil üyesi seçildi. Çernenko’nun 1985’te ölümü üzerine SBKP Genel Sekreteri oldu. Glasnost (açıklık) ve perestroika (yeniden yapılanma) politikalarıyla dünyada büyük yankılar uyandırdı. Ekim 1988’de devlet başkanlığı görevini de üstlendi.
Mihail Gorbaçov, ülke ekonomisinde gözle görülür bir ilerleme sağlayamadığı için SBKP’nin reformcu üyeleri tarafından eleştirilmeye başlandı. Ancak çeşitli ülkelere yaptığı gezilerle dıştaki itibarını artırdı. Çin’e giderek bu ülkeyi 30 yıl sonra ziyaret eden ilk Sovyet lideri oldu. Ayrıca Batı Almanya, Birleşik Krallık ve Finlandiya’yı da ziyaret etti.
Gorbaçov iktidara gelince aşırı alkol tüketimine ve yolsuzluklara karşı kampanya açtı. Halk ve Sovyet yöneticileri ile ilişkileri daha sıklaştırdı. Yönetici kadroyu gençleştirdi. Dış siyasette Batı ile daha yakın ilişkiler kurdu. ABD Başkanı Reagan ile Cenevre’de zirve toplantısı yaptı. Silahsızlanma, bilim, kültür ve eğitim alanlarında bilgi alış verişi için anlaştı (1985).
1986’da Reykjavik’te, yeniden yapılan zirve görüşmesinde, silahların denetimi görüşüldü. Fakat ABD Başkanı Reagan, Yıldız Savaşları projesinden taviz vermediği için silahsızlanma görüşmesinden bir netice alınamadı.
1987’de iktisadi reformlardan ve dış siyasette izlenecek politikalardan bahsetti. Glasnost ve perestroika adı verilen reformlar Yüksek Sovyet meclisinde oy birliğiyle kabul edildi. Temmuz 1987’de Avrupa ve Asya’da yerleştirilmiş olan orta ve kısa menzilli füzelerin imha edilmesini kabul etti. 1987’de yayımladığı kitabında reformları geniş kapsamlı olarak açıkladı. Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin 70. yıl dönümündeki konuşmasında, Josef Stalin ve Lev Troçki’yi eleştirdi. 8 Aralık 1987 tarihinde ABD Başkanı Reagan ile orta menzilli füzelerin imhası anlaşmasını imzaladı.
En önemli meseleleri SSCB’ye bağlı Cumhuriyetlerdeki milliyetçi hareketler ve bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile maden işçilerinin grevleri oldu. Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Türkistan’da silahlı çatışmalar oldu. Doğu ve Batı Almanya birleşmesini kabul ederek ses çıkarmadı.
ABD Başkanı George H. W. Bush ile 2-3 Aralık’ta Malta açıklarındaki bir savaş gemisinde görüştü. 9 Eylül 1990’da Helsinki’de Bush ile tekrar görüştü ve Amerika Birleşik Devletleri’nden ekonomik yardım istedi. Aralık 1990’da Nobel Barış Ödülü’nü kazandı.
1990 yılının sonlarında Sovyetler Birliği’nin tüm Cumhuriyetlerine ‘Yenilenmiş Birlik Federasyonu’ için referandum çağrısında bulundu. Sovyet liderinin bu çağrısına, 9 Cumhuriyet olumlu yanıt verdi. 17 Mart 1991 tarihinde Rusya SFSC, Belarus SSC, Ukrayna SSC, Kazakistan SSC, Kırgızistan SSC, Tacikistan SSC, Türkmenistan SSC, Özbekistan SSC ve Azerbaycan SSC’nde, Sovyetler Birliği’nin korunması konusunda referandum (Sovyetler Birliği Referandumu 1991) düzenlendi. %80 katılımın olduğu referandumda, halkın % 77’si Sovyetler Birliği’nin korunması yönünde oy kullandı. Diğer altı Cumhuriyette ise Merkezi Hükümetler oylamayı reddetmesine rağmen, yerel Sovyet konseyleri seçim sandıkları kurdu ve bu ülkelerde de birlik lehine sonuç çıktı.
Sosyalist rejimi isteyenler ile kapitalist rejimi isteyenler arasında zor günler geçirmekteydi. 19 Ağustos 1991 tarihinde Birliğin dağılmasına karşı KGB ve ordunun desteğini alan en yakın arkadaşı olan Gennadi Yanayev ve 8 arkadaşından meydana gelen İhtilal Komitesi, Gorbaçov’a karşı darbe yaptı. Yapılan darbe başarısızlıkla sonuçlandı. Darbecilerin bazıları yurt dışına kaçtı. Darbe girişimi Mart 1991’de yapılan referanduma göre, 20 Ağustos’ta yapılması planlanan Yenilenmiş Birlik Anlaşmasının iptal edilmesine sebep oldu. 22 Ağustos 1991 tarihinde Gorbaçov, Devlet Başkanlığını tekrar eline geçirdi. Daha önce kendisine karşı en büyük rakip olarak bilinen Rusya’ya seçilen Yeltsin ise, darbede Gorbaçov’u en çok destekleyenlerden olarak darbenin kısa sürede bastırılmasına yardımcı oldu. Ancak bu durum Yeltsin’in güçlenmesine, Gorbaçov’un gücünü kaybetmesine yol açtı. Bu durum 1991 yılı sonuna doğru hız kazandı. Sovyetlerden ayrılan 11 devlet, 8 Aralık’ta bir araya gelerek Bağımsız Devletler Topluluğu’nu (BDT) oluşturdu. Bu durum Gorbaçov’u tamamen yetkisiz bıraktı. Bunun üzerine 25 Aralık 1991 tarihinde televizyona çıkarak; Görevimi kaygı içinde ama umutla bırakıyorum. Herkese iyi şanslar diliyorum. diyerek görevinden istifa etti. Bundan sonra emekliye ayrılarak çeşitli basın yayın organlarında yorumculukla meşgul oldu.
Sosyal-Demokrat Parti’yi kurarak birkaç kez parlamento seçimleri ile devlet başkanlığı seçimlerine katıldıysa da başarılı olamadı.
Şu anda Novaya Gazeta adlı gazetenin sahibidir.
Gorbaçov’un resmî Sovyet portresi. Gorbaçov’un birçok resmî fotoğrafında ve görsel tasvirinde kafasındaki doğum lekesi çıkartılmıştır.[1]
Gorbaçov’un başının üstünde belirgin bir doğum lekesi vardır.[2] 1955’e gelindiğinde saçları seyrelmişti,[3] ve 1960’ların sonunda keldi.[4] 1960’lar boyunca obeziteye karşı mücadele etti.[5] Doder ve Branson onu “tıknaz ama şişman değil” olarak nitelendirmiştir.[6] Güney Rus aksanıyla konuşur,[7] ve hem halk hem de pop şarkıları söylediği bilinir.[8]
Hayatı boyunca modaya uygun giyinmeye çalıştı.[9] Az miktarda içki içerdi ama sert içkilerden hoşlanmazdı.[10] Sigara içmezdi.[11] Özel hayatına karşı korumacıydı ve insanları evine davet etmekten kaçınırdı.[12] Gorbaçov karısına çok değer veriyordu,[13] o da kocasına değer veriyordu.[14] Tek çocuğu olan kızını, siyasetçilerin çocukları için ayrılmış bir okul yerine Stavropol’deki yerel bir devlet okulana gönderdi.[15] Sovyet yönetimindeki birçok çağdaşının aksine, kadın düşkünü değildi ve kadınlara saygılı davranmasıyla tanınıyordu.[16]
Gorbaçov Rus Ortodoks olarak vaftiz edilmişti ve büyürken büyükanne ve büyükbabası Hristiyanlık inancına sahipti.[17] 2008 yılında, Assisili Fransis’in mezarını ziyaret ettikten sonra basında Hristiyan olduğuna dair bazı spekülasyonlar çıkmış, bunun üzerine ateist olduğunu açıklamıştır.[18] Üniversitede okuduğundan beri Gorbaçov kendisini bir entelektüel olarak görüyordu;[19] Doder ve Branson, Gorbaçov’un çoğu Rus entelijansiyasının aksine “bilim, kültür, sanat veya eğitim dünyasıyla” yakından bağlantılı olmadığına dikkat çekerek, “entelektüelliğinin biraz öz-bilinçli” olduğunu düşündüler.[20] Stavropol’de yaşarken eşiyle birlikte yüzlerce kitap toplamıştır.[21] En sevdiği yazarlar arasında Arthur Miller, Dostoyevski ve Cengiz Aytmatov yer alırken, polisiye okumaktan da hoşlanıyordu.[22] Yürüyüşe çıkmaktan hoşlanırdı,[23] doğal ortamları severdi,[24] ve aynı zamanda futbol hayranıydı.[25] Sovyet yetkilileri arasında yaygın olan büyük, alkollü partiler yerine, toplananların sanat ve felsefe gibi konuları tartıştığı küçük toplantıları tercih etti.[26] 30 Ağustos 2022’de öldü.
Gorbaçov’un üniversite arkadaşı Mlynář, onu “sadık ve dürüst” olarak tanımladı.[27] Kendine güvenen,[28] kibar,[11] ve nazikti; [11] mutlu ve iyimser bir mizacı vardı. [29] Kendini küçümseyen mizah,[30] ve bazen küfürler,[30] kullandı ve sık sık kendisinden üçüncü şahıs olarak bahsetti.[31] Yetenekli bir yöneticiydi,[16] ve iyi bir hafızası vardı.[32] Çok çalışan ya da işkolik olan [33] Genel Sekreter olarak sabah 7:00 ya da 8:00’de kalkar ve 1:00 ya da 2:00’ye kadar yatmazdı.[34] Batı banliyölerinden sabah 9 ila 10 arasında işe gidip akşam 8 civarında eve dönüyordu.[35] Taubman, Gorbaçov’u “son derece düzgün bir adam” olarak nitelendirdi;[13] Gorbaçov’un “yüksek ahlaki standartlara” sahip olduğunu düşünüyordu.[36]
Gorbaçov Kudüs’teki Batı Duvarı’nda, 16 Haziran 1992
Zhores Medvedev onun yetenekli bir hatip olduğunu düşünüyordu ve 1986’da Leon Troçki’den bu yana “Gorbaçov muhtemelen Parti’nin üst kademelerindeki en iyi konuşmacıdır” demişti.[37] Medvedev ayrıca Gorbaçov’u Brejnev, Andropov ve Çernenko’da olmayan “karizmatik bir lider” olarak değerlendirdi.[38] Doder ve Branson onu “şüphecileri entelektüel olarak baştan çıkarabilen, her zaman onları kendi tarafına çekmeye çalışan ya da en azından eleştirilerini köreltmeye çalışan bir büyücü” olarak nitelendirmiştir.[39] McCauley, Gorbaçov’un liderlik döneminin büyük bölümünde sertlik yanlısı Marksist-Leninistler ile liberaller arasında başarılı bir şekilde manevra yaparak “büyük bir taktik beceri” sergilediğini düşünmekle birlikte, kısmen “ayaküstü politika yapmaya yatkın” olduğu için “stratejik, uzun vadeli düşünmekten ziyade taktiksel, kısa vadeli politikada çok daha yetenekli” olduğunu da sözlerine ekledi.[40]
Doder ve Branson, Gorbaçov’un “özünde bir Rus, sadece sınır bölgelerinde yaşayan insanların olabileceği kadar yoğun bir vatansever” olduğunu düşünüyorlardı.[41] Taubman ayrıca eski Sovyet liderinin “kendini beğenmişlik ve kendini haklı görme duygusu” ile bazı meslektaşlarını rahatsız eden “ilgi ve hayranlık ihtiyacı” olduğunu da belirtmiştir.[36] Kişisel eleştirilere karşı duyarlıydı ve kolayca alınabiliyordu.[42] İş arkadaşları, görevlerini yarım bıraktığı için sık sık hayal kırıklığına uğruyorlardı,[43] ve bazen de onun tarafından takdir edilmediklerini ve gözden çıkarıldıklarını hissediyorlardı.[44] Biyografi yazarları Doder ve Branson, Gorbaçov’un “kişisel yaşamında düzene eğilimi olan” bir “püriten” olduğunu düşünüyorlardı.[45] Taubman onun “hesaplanmış bir etki için havaya uçurma yeteneğine sahip” olduğunu belirtmiştir.[46] Ayrıca Gorbaçov’un, ülke içindeki popülaritesinin azaldığı 1990’da, Sovyetler Birliği’nde eleştirildiği bir özellik olan “yurtdışında aslanlaştırılmaya psikolojik olarak bağımlı” hale geldiğini düşünüyordu.[47] McCauley, “onun zayıf yönlerinden birinin eylemlerinin sonuçlarını öngörememesi olduğu” görüşündeydi.[48]
Irak’ta olaylar neden çıktı? İşte tüm ayrıntılar!