35,1935$% 0.28
36,6419€% 0.61
2.951,66%0,75
4.831,00%0,43
19.322,00%0,41
9.710,85%-0,56
3338919฿%-6.90999
TÜİK’in enflasyon rakamları memur ve emekli zamlarını kuşa çevirdi. CHP Genel Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TÜİK’in enflasyon verilerinin memur ve emekli maaş zamlarını düşürdüğünü ifade eden Ağbaba, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin enflasyon açıklamalarını da eleştirdi.
CHP Genel Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TÜİK’in enflasyon verilerinin memur ve emekli maaş zamlarını düşürdüğünü ifade eden Ağbaba, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin enflasyon açıklamalarını da eleştirdi.
CHP’li Ağbaba, basın toplantısında şunları söyledi:
Ülkede her kurumda yaşanan kargaşalar en sonunda TÜİK’e de sıçramış oldu. Deyim yerindeyse TÜİK son günlerde kaynayan kazana dönüştü. TÜİK’te geçen ay önce Fiyat İstatistikleri Daire Başkanı Cem Baş istifa etmişti. Geçtiğimiz hafta ise TÜİK’te tüketici fiyatlar endeksini hesaplayan birimin başındaki isim olan Mustafa Teke görevinden ayrıldı. En sonunda TÜİK’te tam 20 bölge müdürü Erdoğan’ın imzası ile değişti. Milyonlarca memurun, emeklinin, işçinin kaderini TÜİK belirliyor. TÜİK’in açıkladığı verilerle milyonlarca vatandaşın alacağı ücret belirleniyor. TÜİK geçen hafta açıklamış olduğu aylık 2,98 enflasyon artışı ile zam oranlarının açıklanmasına daha bir ay varken, şimdiden verileri karartmaya başladı.
Piyasaların, ekonomistlerin geçen ayki aylık enflasyon beklentisi yüzde 6-7,5 arasındayken TÜİK her nasıl olduysa zamsız bir günün geçmediği mayıs ayında enflasyonun aylık artışını 2,98 olarak açıkladı. Yetmedi, 20 yıldır açıklanan madde sepetinin açıklanmasına son verdi. Eğer TÜİK piyasalarında beklentisi olan gerçek enflasyon artışını açıklamış olsaydı, temmuz ayında memur ve emekliler daha fazla zam alacaktı. Şimdi Temmuz ayında 6 aylık enflasyon farkının yüzde 39 ile yüzde 40 arasında olacağı söyleniyor. Eğer ki Mayıs ve Haziran ayında yüzde 6’lık bir artış yaşansaydı memur ve emekliler yüzde 48 ve üzerinde bir zam alacaktı. Şu anda TÜİK milyonlarca memur ve emeklinin en az 8 ila 9 puan arası zammına el koymuş durumda. Verilerle oynayarak çalışanlara daha az zam vermek, emek gaspıdır, hırsızlıktır. Kendilerinin dahi inanmadığı verilere milyonlarca vatandaş neden inansın?
Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, 6 ay önce yaptığı açıklamada enflasyonun Ocak ayında pik yapacağını fakat 2023 seçimlerine Türkiye’nin enflasyonda tek haneyle gireceğini savunmuştu. Nebati bu sözleri söyledikten sonra enflasyon TÜİK’in karartmalarına rağmen Mayıs ayında %73,50 ile 24 yılın zirvesine çıktı. 2023 yılı için tek haneli enflasyon tahminini ise yüzde19,9 ile iki haneye çıkardı. AKP’de alışılagelmiş çark etme kültürüne Nebati de uyum sağlamış oldu. Bu arada Nebati’den bir itiraf daha duymuş olduk. ‘’Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik. Yüksek faiz artışı yapardık’’ diyor ve ekliyor; “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar”. Nebati bu itirafıyla; 10 milyona yakın asgari ücretli ve ailesini, 13 milyondan fazla emekli ve hak sahibini, 5 milyona yakın kamu çalışanını, küçük esnafı, çiftçiyi, ülkede emeği ile geçinen herkesi bilinçli bir şekilde açlığa ve yoksulluğa terk ettiklerini açık açık itiraf etmiş. Nebati kısacası “biz sadece zengini ve yandaşı daha fazla zengin etmek, emeği ile geçinmeye çalışan milyonlarca ücretli vatandaşı ise daha fazla yoksullaştırmak için varız” diyor. Altta kalanın adeta canı çıksın diyor.
Erdoğan “Dünyada her kim bu kardeşinize saldırıyorsa aslında Türkiye’ye saldırıyor demektir” diyor. Elbette ülkenin cumhurbaşkanına karşı bir saldırı olursa bunun karşısında biz de dururuz. Ancak ortada bu tür bir saldırı yokken, kendi tabanını konsolide etmek için inatla ve ısrarla sanal düşman yaratılmak isteniyor. Seçim yaklaştı, halkı; milliyetçilikle kandırmak için yine aynı senaryoya başvuruyor. Sayın Erdoğan’a hatırlatmakta yarar var “sen Türkiye demek değilsin” Sen seçilmiş ve önümüzdeki seçimde seçilmeyecek olan düz insansın. 5 Yıllığına seçilmiş bir Cumhurbaşkanının Türkiye’nin sahibi gibi hareket edip, kendisini Türkiye ile özdeşleştirmesi ayrıca ele alınması gereken psikolojik bir sorundur. Kusura bakmasın koltuğunun bekası için Türkiye’yi ateşe atmak istemesine izin veremeyiz. Türkiye birden büyüktür. Erdoğan’ın üzülmesine gerek yok. Kişiler gider devlet kalır. Erdoğan da ilk seçimlerde gidecek, devletimiz devam edecek.
Erdoğan bugün kabine toplantısının ardından 3600 Ek gösterge çalışmasının detaylarını paylaşacağını açıkladı. Aylardır 3600 Ek gösterge ile ilgili bir çalışma yapıldı. Çalışmaya sadece iktidar yetkilileri ve Memur-Sen sendikası katıldı. Milyonlarca memur ve memur emeklisini ilgilendiren Ek gösterge konusunda ne diğer sendikaların görüşü alındı ne de kamuoyu ile açık açık bilgi paylaşıldı. Umarız ki bu düzenleme geçmişte olduğu gibi kimseye danışılmadan bir gece KHK’sı ile çıkan taşeron düzenlemesine benzemez. Ama şu unutulmasın ki bugün iktidar bu düzenlemeyi her ne kadar gizleyerek yapıyor olsa da Genel Başkanımızın 3600 Ek gösterge ile ilgili çalışmalarının sayesindedir. Emekliye bayram ikramiyesi, eksikte olsa taşeron işçilere kadro verilmesi, Asgari ücret artışları, Asgari ücretten vergi kesintisine son verilmesi nasıl Genel Başkanımızın sayesinde hayata geçirildiyse, 3600 Ek gösterge meselesinde de iktidara bu düzenlemeyi yapmaya zorlayan Genel Başkanımızdır. Şimdi EYT mağduriyetine son vermek için, kadro hakkından yararlanamayan taşeron işçilerinin kadroya geçirilmesi için, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi için, asgari ücretin açlık sınırının altında kalmaması için, ilk seçimde Cumhuriyet Halk Partisini iktidara hep birlikte taşıyacağız.
Malatya’da 14-15 Nisan geceleri son yılların en etkili zirai don olayı yaşandı. Akçadağ, Battalgazi, Yeşilyurt, Yazıhan, Darende, Kale, Elâzığ Baskil gibi düşük rakımın olduğu yerlerde yüzde 70’in üzerinde bir zarar oluştuğu dile getirildi. Zirai don nedeniyle çiçek veya tomurcuk aşamasında bulunan kayısının ne kadar etkilendiğini belirlemek için İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin, mahalle bazında hasar tespit çalışmalarına 15 Nisan’da başlandığı açıklanmıştı. Çalışmalar kısa sürede tamamlanacak denildi ancak, aradan 50 gün geçmesine rağmen hasar tespit sonuçları açıklanmadığı gibi, üreticilere 1 kuruş destek de verilmedi. AKP Milletvekilleri zirai dondan sonra teker teker açıklama yapıp “Çiftçimizin yanındayız” dediler. İlk gün halkın gazını almak için yanınızdayız diyenler 50 gündür ortalarda görünmüyorlar. “Hasar tespiti Cumhurbaşkanına sunulacak ve destek talep edilecek”, “Tarım Bakanı Malatya çiftçisinin yanında “, “Tespit sonrası halkın yaraları sarılacak” dediler ama her zaman ki gibi Malatyalı üreticiyi yüz üstü bıraktılar. Devlet en zor anında vatandaşının yanında olmayıp ne zaman olacak? Hasar tespitinin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz. Sadece borçları erteleyerek bu yara sarılmaz. Hasar gören tüm üreticilere, hasarlarının boyutuna göre nakdi katkı sunulmalıdır. Bu süreç daha fazla uzatılmadan Malatyalıların beklentileri karşılanmalıdır
Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Kırsal Ekonomik Yatırımlarının Desteklenmesi gereğince yapılan Makine Ekipman Hibe Desteği başvuruları geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. Motorlu çapa makinesi, sırt tırpanı, motorlu şarjlı testere/tırpan, Pülverizatör gibi makine ve ekipmanlarının desteklenmesini amaçlayan hibe programında aralarında Malatya’nın da bulunduğu bazı şehirlere haksızlık yapıldığı belirtiliyor. Malatya makine ekipman hibe konusunda istediğini alamazken bir diğer mağduriyet de sulama hibelerinde yaşanıyor. 81 İlin sulama hibesi için başvuruların ardından 27 ilin hibe desteğinde kesintiye gidileceği bu illerden birinin de Malatya olacağı belirtiliyor. Malatya’nın 8 milyon liralık sulama hibesi için başvuru yaptığı, bu rakamdan 2 milyon liralık kesintiye gidilebileceği belirtiliyor. Böylece bir tarım kenti olan Malatya’da hem makine ekipman hibe desteği hem de sulama hibesinde bir kez daha üvey evlat muamelesi görecek. Tarım Bakanlığı tarafından en çok destek verilmesi gereken şehirlerden biri olan Malatya’nın desteklerden mahrum bırakılmasının düşündürücü. Çok verimli topraklara sahip, üretim miktarı ve üretici sayısı ile önemli bir şehir. Ancak bu kadar verimli topraklara sahip olmasına rağmen, AKP tarafından bir türlü istediği değeri alamamaktadır” dedi. Tarım Bakanlığı şehirler ve üreticiler arasında ayrım yapıyor. Malatya’da 2 bin 476 üretici makine ekipman desteğine başvuru yapmış,476’sına destek çıkmış, komşu illerimizin birinde 600 üretici hibeye başvuru yapıp 441 tanesine destek verilmiş. Yani Malatya’da her 5 kişiden 1’i destek alırken, komşu ilimizde neredeyse her başvuru yapan kişi destek alabilmiş. Bu çelişki ve haksızlığın sebebi kamuoyuna mutlaka açıklanmalıdır. Malatya’nın sulama suyu konusunda yıllardır sorunlar çözülemiyor. Milletvekili olduğum günden beri Malatya’nın sulama suyu sorunlarını konuşuyoruz. Sulama yetersiz olduğu, sağlıklı bir sulama planlaması yapılmadığı için zaman zaman kanalizasyon suyuyla bile sulama yapıldığını biliyoruz. Bu şartlar altında Malatya’nın sulama hibesinde kesintiye gidilmesini düşünmek bile üzüntü verici. Sulama Hibesi desteğinin kesileceği iller arasına Malatya’yı almak kimin fikridir? Buna neden ihtiyaç duyulmuştur? Bir taraftan sulama hibelerinin kesintilerini konuşurken, diğer tarafta Malatya’da su çalıştayı düzenlenmesi başlı başına çelişki. Makine ve ekipman ile sulama projelerinde Malatya’nın uğradığı haksızlıklara son verilmesini istiyoruz.
Herkesin göz bebeği Malatyaspor kötü yönetim ve siyasetçiler nedeniyle küme düşürüldü. Başkanı sevmiyorlar diye Malatyaspor’a çelme taktılar. Malatyaspor’a destek verin dedik. Cumhuriyet Halk Partisi olarak deplasman masraflarına yardımcı olduk. Oyuncularımız otel bulamazken biz Malatyaspor’a sahip çıktık. Bir kulübe yerel yönetimler destek olmazsa kulübün ayakta kalması çok zor. Milletvekilleri toplantılar yaptı, iş insanlarının takıma desteğini engellediler. Yeni Malatyaspor’un küme düşmesinin tek nedeni AKP’li siyasetçilerdir. Kulüp Başkanı Adil Gevrek, yıllık olağan genel mali kurulda ne diyor? “Milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, iş adamlarımıza sesleniyorum; siz 2 sene önce toplanıp bir araya gelebiliyordunuz. “Adil Gevrek istifa etsin” diye toplanıyordunuz. Beni çağırın, hesap sorun, bu borcu size tek tek anlatayım. Bir araya gelip, nasıl çıkarız bunun hesabını yapalım. Ama sizin derdiniz o değil ki.” Adil Gevrek’in bu açıklamaları itiraf niteliğindedir. Siyasiler, sırf kulüp başkanını istifa ettirmek için desteklerini çektiler. Çünkü menfaatleri bitti. Yeni Malatyaspor’u siyasetlerine alet ettiler. Başarılı olduğunda en önde fotoğraf karelerinde yer alanlar, takım küme düşünce kaçıp gittiler. Hem iş insanlarına hem yerel yönetimlere Malatyaspor’a sahip çıkma konusunda çağrımızı yineliyoruz.
Şırnak Polisi 47 kişiyi kaçakçılıktan gözaltına aldı!