Türkan Şoray’ın oğlunun resmi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkan Şoray, Türk sinemasının önemli kadın oyuncularından biridir. Türkan Şoray’ın oğlunun resmi

Şoray, 222 filmde oynayarak dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncusu unvanına sahip

orbit – “Sultan” lakabıyla anılan Şoray, 222 filmde oynayarak dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncusu unvanına sahiptir. Şoray, birçok ödül kazanmış ve devlet sanatçısı seçilmiştir. UNICEF Türkiye iyi niyet elçisi olarak da görev yapmıştır. Şoray, yönetmenlik de yapmıştır. Haziran 2018’de oyunculuğu bıraktığını açıklamıştır.

Türkan Şoray kaç yaşında oldu?

Türk sinemasının önemli isimlerinden biri olan Türkan Şoray, 28 Haziran 1945’te İstanbul’da doğdu. Oyuncu, senarist, yönetmen ve yazar olarak tanınmaktadır. Türk sinemasında “Sultan” lakabıyla anılmaktadır ve oynadığı 222 filmle dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncusu ünvanına sahiptir. Şoray, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “en başarılı kadın oyuncu” ödülünü 1964’te “Acı Hayat” filmiyle kazanmıştır. Ayrıca festivalde Hülya Koçyiğit’in ardından dört kez “en iyi kadın oyuncu” ödülüne layık görülmüştür. 1991 yılında devlet sanatçısı seçilmiş ve 2010 yılında UNICEF Türkiye iyi niyet elçisi olarak görev yapmıştır.

Türkan Şoray filmografisi

Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik ile birlikte Türk sinemasının önemli kadın oyuncularından biri olarak kabul edilir. Bu dörtlü içerisinde yönetmenlik yapan tek sinema oyuncusu olan Şoray, birçok filmde yer almıştır. Başrolünde Kadir İnanır ile oynadığı “Dönüş” (1972), “Azap” (1973), “Bodrum Hâkimi” (1976) ve tek başına oynadığı “Uzaklarda Arama” (2015) filmleri önemli yapımları arasındadır. Ayrıca Şoray, Şerif Gören ile birlikte yönetmenliğini yaptığı “Yılanı Öldürseler” (1981) filminde de yer almıştır.

Türkan Şoray oyunculuğu bıraktı

Haziran 2018’de verdiği bir röportajda Şoray, önüne iyi senaryolar gelmediği gerekçesiyle oyunculuğu bıraktığını açıklamıştır.

Türkan Şoray’ın şimdiki hali

Türkan Şoray, İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde memur bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Kabartay Çerkezi, annesi ise Selanik göçmenidir. Şoray’ın Nazan ve Figen adında iki kız kardeşi vardır. Fatih Kız Lisesi orta bölümü mezunu olan Şoray, annesi Meliha Sav’ın desteğiyle sinemaya adım attı. 1962 yılında Galatasaray eski asbaşkanı Rüçhan Adlı ile birlikte olmaya başladı ve 20 yıl boyunca birliktelikleri devam etti.

Türkan Şoray Rüçhan Adlı

Ancak Rüçhan Adlı’nın eşinden ayrılmaması nedeniyle çift birkaç kez ayrılıp barıştıktan sonra yollarını ayırdı. Adlı’nın 1995’te hastaneye kaldırılması sonrasında Şoray, onu son anlarına kadar yalnız bırakmadı. Tiyatro oyuncusu Cihan Ünal ile 1983’te evlenen Şoray’ın bu evliliğinden Yağmur adında bir kızı oldu. Ancak çift, 1987’de ayrıldı.

Türkan Şoray Yeşilçam kariyeri

Türkan Şoray, henüz Fatih Kız Lisesi ortaokul bölümünde okurken, Karagümrük’teki ev sahiplerinin kızı Emel Yıldız ile bir film setine gitmesi sonrasında Yeşilçam’a adım attı. İlk filmi Köyde Bir Kız Sevdim’de Baki Tamer ile başrolde oynadı. Şoray’ın kariyerinde önemli bir basamak olan Acı Hayat filmindeki “Manikürcü Nermin” rolü, ona ilk Altın Portakal ödülünü kazandırdı.

Türkan Şoray filmleri

Vesikalı Yarim filmi ise Şoray’a ikinci Altın Portakal ödülünü getirdi. Şoray, bu film için ünlü yönetmen Lütfi Akad’la çalışmanın kendisi için mucizevi bir deneyim olduğunu söyledi. Yeşilçam’da başrolde bir eşe sahip oyuncuların başarılı olduğu filmlerde onlarca erkek sinema aktörü ile çalıştı. Bazı filmlerinin afişleri ise eleştirmen Agah Özgüç’ün deyimiyle seyirciyi aldatmak için yayınlanmamış ancak seyirciye yayınlanmış gibi afişleri basılmıştır. 1990’lı yıllarda televizyon dizilerinde de çalışan Şoray’ın en çok ses getiren ve uzun ömürlü olanları İkinci Bahar ve Tatlı Hayat oldu.

Türkan Şoray, Sinemaya nasıl başladı?

Türkan Şoray, Türk sinemasının önemli bir ismi olarak bilinir. Sinemaya adım atış hikayesi, Karagümrük’teki ev sahiplerinin kızı olan ve sonraları “Panter Emel” olarak tanınacak olan Emel Yıldız’ın yerine bir film setine giderken yaşadığı deneyimle başlar. O sırada Fatih Kız Lisesi ortaokul bölümünde okuyan Türkan Şoray, sette sinemada oynamak ister misin? şeklindeki bir soruya korkarak evine kaçar. Ancak daha sonra bu adamın Memduh Ün olduğunu öğrenir ve film setleri hayatının bir parçası haline gelir.

Türkan Şoray’ın kariyeri

Türkan Şoray’ın kariyerinde önemli bir basamak olan ilk Altın Portakal ödülünü getiren film, 1964 yapımı Acı Hayat’tır. Bu filmde “Manikürcü Nermin” karakterini canlandıran Şoray, başrolde Ekrem Bora ile yer almıştır. Ayrıca 1968 yapımı Vesikalı Yarim filmi de kariyerinde önemli bir yere sahiptir. Film, Sait Faik Abasıyanık’ın “Menekşeli Vadi” adlı öyküsünden esinlenilerek Safa Önal tarafından senaryosu yazılan bir yapımdır.

Türkan Şoray, ikinci Altın Portakal ödülü

Bu filmle Türkan Şoray, ikinci Altın Portakal ödülünü kazanmıştır. Yıllar sonra filmin yenilenmiş kopyasının yeniden yayımlandığı İstanbul Film Festivali’nde, Şoray film için Lütfi Akad’la çalışmanın mucizevi olduğunu belirtmiştir. Akad, ona “Türkan, gözlerinle oynayacaksın” diyerek gözlerinin oyunculuğunda önemli bir rol oynadığını öğretmiştir.

Türkan Şoray başrolleri

Yeşilçam döneminde Türkan Şoray, birçok erkek sinema oyuncusuyla birlikte başrol oynamıştır. Başrolde bir eşe sahip oyuncuların başarılı olduğu filmlerde yer alması dikkat çekmiştir. Bazı filmlerde ise afişlerde oynaması planlanan ancak yayınlanmayan sahneler yerine seyirciye yanıltıcı afişler basılmıştır. Bunlardan biri de 1980 yapımı Tabancamın Sapını Gülle Donatacağım filmidir.

Türkan Şoray ve Kemal Sunal

Afişte Türkan Şoray ve Kemal Sunal olmasına rağmen, aslında Şoray’ın Ediz Hun ile oynadığı Güllü Geliyor Güllü filmidir. Kemal Sunal ise sadece figüran olarak yer almıştır. Film daha sonra Kemal Sunal’ın popülaritesi artınca, başka bir adla ve farklı bir afişle tekrar yayınlanmıştır. Benzer şekilde Keşanlı Ali filmi için de ilginç bir olay yaşanmıştır. Film afişinde “Keşanlı” büyük harflerle yazıldığından, filmin adı “Keşanlı Ali” olarak anılmıştır.

Türkan Şoray’ın sinema deneyimleri

Türkan Şoray’ın sinema deneyimlerinden biri, Filiz Akın ile birlikte Günahkâr Kadın filmi için bir araya gelmesini sağlayan Ülkü Erakalın’dan aldığı bir tokatla ilgili olmuştur. Henüz 17 yaşında olan Şoray, bir film çekimi sırasında bu tokatı yemiştir.

Türkan Şoray televizyon dizileri

1990’lı yıllarda Türkan Şoray televizyon dizilerine ağırlık vermeye başlamış ve İkinci Bahar ve Tatlı Hayat gibi dizilerde başarılı performanslar sergilemiştir. Türkan Şoray, Yeşilçam döneminden sonra da sinema ve televizyon projelerinde yer almaya devam etmektedir.

Türkan Şoray Vesikalı Yarim

Türkan Şoray, Türk sinemasının en önemli isimlerinden biri olarak 222 filmde rol aldı. 1964 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandığı Acı Hayat filmi, onun kariyerinde önemli bir basamak oldu. Vesikalı Yarim filmi ise Şoray’a ikinci Altın Portakal ödülünü getirdi. Yeşilçam’da başrolde bir eşe sahip oyuncuların başarılı olduğu filmlerde onlarca erkek sinema aktörü ile çalışan Şoray, bazı filmlerinin afişleri eleştirmen Agah Özgüç’ün deyimiyle seyirciyi aldatmak için yayınlanmamış ancak seyirciye yayınlanmış gibi afişleri basılmıştır.

İkinci Bahar ve Tatlı Hayat

1990’lı yıllarda televizyon dizilerinde de çalışan Şoray’ın en çok ses getiren ve uzun ömürlü olanları İkinci Bahar ve Tatlı Hayat oldu. Ayrıca NTV’de yayınlanan, konuklarıyla birlikte kendi sinema kariyerinin konuşulduğu televizyon programı Sinema Benim Aşkım’ı sunmuştur. Programında sinema oyuncuları ile sinema kariyerini anlatan Şoray, sinemaya girmeden önce mahallesine gelen bir film seti sayesinde Yeşilçam’a adım attığını anlatmıştır.

Moskova Film Festivali’nde Özel Ödül

Şoray, hayatı boyunca birçok ödül kazandı. Bunlar arasında 1964 yılındaki Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülü, 1973 yılındaki Moskova Film Festivali’nde Özel Ödül, 1978 yılındaki Taşkent Film Festivali’nde Uluslararası Aytmatov Kulübü Geleneksel Ödülü, 1991 yılındaki Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanı ve 1996 yılındaki Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Sinema Onur Ödülü gibi ödüller yer almaktadır.

Şoray, otobiyografisi olan Sinemam ve Ben kitabı

Ayrıca Şoray, otobiyografisi olan Sinemam ve Ben kitabının yanı sıra bir müzik albümü de çıkardı. Onun hayatı hakkında yazılmış birçok kitap da bulunmaktadır. Bunlar arasında Agah Özgüç’ün Türkân Şoray, Bir Yıldız Böyle Doğdu belgesel romanı, Atilla Dorsay’ın Sümbül Sokağın Tutsak Kadını biyografisi ve Feridun Andaç’ın Türkân Şoray ile Yüz Yüze kitabı yer almaktadır.

Türkan Şoray, Türk sinemasının en önemli isimlerinden biri olarak hayatı boyunca birçok başarıya imza attı ve sinema tarihindeki yerini sağlamlaştırdı.