Uzmanlar Haber7’ye açıkladı! AK Parti’de önce bu değişmeli
31 Mart sonrası AK Parti'de yapılacak seçim değerlendirmelerine ilişkin Haber7'ye konuşan uzmanlar, değişim tartışmalarının kişilere endekslenmemesi gerektiğini belirterek bakış açısının değişmesi gerektiğini söyledi.
Haber7-ÖZEL
Türkiye 31 Mart'ta bir seçim sürecini daha geride bıraktı. AK Parti’nin 15’i büyükşehir toplam 39 olan belediye sayısı bu seçimde 24’e düşerken birinci parti olma niteliğini de kaybetti. 31 Mart'ta yerel seçim sonuçlarının ardından AK Parti'de seçim analizi için çalışmalar derhal başladı. AK Parti, seçim sonrası ilk Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısını 2 Nisan'da gerçekleştirdi. 2024'ün ikinci yarısında da kongre yapılması ve kongrede parti içinde büyük bir revizyon olması bekleniyor. AK Parti'deki seçim sonrası değerlendirmelerinin nasıl yürütülmesi gerektiğine ilişkin uzmanlar görüşlerini Haber7'ye aktardı. Tecrübeli isimler AK Parti'deki değişim çalışmalarının kişi endeksli olmamasını daha çok 'bakış açısı' değişiminin ön plana çıkarılmasını gerektiğinin altını çizdi.
FATİH'İN İSTANBUL'U FETH EDERKEN YAPTIKLARINA DİKKAT
Akşam Gazetesi Yazarı Hüseyin Besli, Erhan Afyoncu'nun 7 Nisan'da 'Fatih, başarısız kişileri cezalandırıp yeni hamlelerle İstanbul'u fethetti' başlıklı yazısındaki bir detayın altını çizdi. Afyoncu'nun yazısındaki Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'un fethi esnasında yaşanan bir olayı aktaran Besli, Fatih'in "Zinhar şehre dışarıdan yardım gelmesine müsaade edilmeyecektir..." emri vermesine rağmen yardım getiren gemilerin Osmanlı donanmasını yararak Haliç'e girdiğini belirterek sonrasında yaşananları şu şekilde anlattı;Bunun üzerine Bizans sevinir ve moralini yükseltirken Osmanlı ordusunda ümitsizlik baş gösterir, homurtuların sayısı artar. Fatih; orduyu tekrar teyakkuza geçirebilmek ve moralini yükseltebilmek için hocası Akşemseddin'in de tavsiyesi ile donanma komutanı Baltaoğlu Süleyman Bey'i kırbaçlatır ve görevden azleder.Her ne kadar sözlüklerde 'ceza'; suç işleyenin ıslahı ve tekrar suç işlemesinin önüne geçmek ve/veya bir kişiyi cezalandırarak bir topluma korku salmak olarak tarif edilse de; cezanın bir de ibretlik tarafı, toplulukların gönlünü soğutma vasfı ve en önemlisi de 'yanlışlık' yapanın yanına kar kalmıyor duygusunun verilmesine yönelik unsurları vardır.
"SORUMLULARDAN HESAP SORULMASI GEREKMEZ Mİ?"
Fatih'in cezasından yola çıkarak 31 Mart yerel seçim sonuçlarına dikkat çeken Besli, AK Parti'nin yerel seçimlerde ciddi bir başarısızlık aldığını belirterek "Bugünkü şartlarda kimsenin kırbaçlanmasını isteyecek halimiz yok; Fakat; başarısızlığın hesabı soruluyor, bu bir başlangıçtır, devamı da gelecektir... duygusunun Parti tabanında yer etmesi ve yeniden ve bir kez daha başlayabilme heyecanının oluşması için; yetkililerden, sorumlulardan, siyaset yapma/kurma mevkiinde olanlardan hesap sorulması, gerekmez mi?.. diye sormak hem hakkımız, hem görevimizdir." dedi. Besli, bu sorunun kale alınması gereken bir soru olduğunun altını çizerek "Ak Parti, bu toplumdan her iki kişiden birinin oyunu almayı başarabilmiş bir parti olarak bunu yeniden yapabilir. Kodları ve kapasitesi buna müsaittir..." ifadelerini kullandı.
"DEĞİŞİM KİŞİLERE ENDEKSLENMEMELİ"
Genar Başkanı İhsan Aktaş, geçtiğimiz salı günü yazısında da AK Parti'de yapılacak seçim analizine yönelik bir değerlendirme yaptığını belirterek, değişim tartışmalarının kişilere endekslenmemesi gerektiğine vurgu yaptı. Aktaş, "Değişim tartışmaları kişilere endekslendiği zaman burada biraz sağduyu ortadan kalkıyor. Acaba gerçek anlamda olması gereken insanlar mı konuşuluyor. Yoksa insanların birebir sorunu olduğu insanlar mı merkeze alınıyor. Burası siyasetin değişim tarafının sorunu." dedi.
Aktaş, 'kendi kanaatim' diyerek AK Parti'deki durumu şöyle özetledi; Benim kendi kanaatim şu; Nihayetinde bir siyasi partiye yapılan şikayetler, eleştiriler, siyasi parti tarafından bilinir. Topluma açıklık kapalılık, toplumla işçi olma işte tekliflere açık olma, tekliflerin değerlendirilmesi ya da sistematik mekanizmada işleyen, işlemeyen durumlar. Burada benim kendi kanaatim, AK Parti süreçleri fikir düzeyinde ele alması. Fikir düzeyinde tartışması.
AK PARTİ'YE SİYASET ŞURASI ÖNERİSİ
Salı günkü yazısında AK Parti'ye bir öneride bulunduğunu söyleyen Aktaş, AK Parti'nin 2024 kongresi öncesi bir haftalık bir siyaset şurası yaparak hükümet meselelerini, Cumhurbaşkanı sistemi revizyonunu ve siyasetin tıkanma noktalarına kadar birçok şey tartışarak kongreye gitmesinin isabetli olacağını ifade etti. "Fikirde yenilenme olduğu zaman o yeni fikre göre yeni insanlar modellenebilir." diyen Aktaş, "Bir de AK Parti'nin tabii şöyle doğal olarak geniş isim havuzu oluştu. Yani bir kanaat önder kitlesi oluştu. Bunların yönetilmesinin de zorlukları var. Sayın Cumhurbaşkanımız bugüne kadar mümkün mertebe kimseyi sistemin dışarısına çıkartmadan yönetti. Hükümet olmanın da buna verdiği imkanla parti genel yönetimler. Evet. Burada dediğim gibi mezunun şeyden ziyade kişilerden ziyade, fikir ve projeler üzerinden tartışılması ve tıkanan mekanizmalarını yeniden tartışmaya açılması bir de AK Parti'nin iki dönem tecrübesi var. Bir kuruluş döneminde AK Parti bunları yaptı. Yani yeni kurulmuş bir parti gibi çalıştı zaten kurulmuştu. İkincisi 7 Haziran'dan 1 Kasım'a giderken AK Parti o dönemde topluma açıldı, dinledi, kendini eleştirdi ve kısa zamanda bir toparlanma yaptı. Yani bu iki tecrübe üzerine AK Parti kendini bina edebilir. Bir de Türkiye'de hala sivil toplum diyaloğu, toplumsal tabanı biriktirdiği siyasi müktesebatı açısından bu konuda AK Parti hala rakipsiz." şeklinde konuştu. Aktaş sözlerini şu şekilde sonlandırdı;İş üreten, bilgi üreten, icraat üreten bir parti. Ben öyle zannediyorum ki böyle siyasi fikirlerde birtakım yenilenme ve belli başlı setlerinin müzakere edilmesi ve bir de yüzyılın başlangıcı ya yani Türkiye yüz yılı meselesinde bence yüz yıllık perspektifi AK Parti için çalışırsa ben birinci çeyrek yani 25 yıl şurası gibi ifade kullandım. Hem siyaseti, hem hükümeti, hem de bu Türkiye yüz yılı çerçevesinde harmanlayıp geniş bir gelecek yüzyıl perspektifi çıkarabilir AK Parti. Bu kabiliyeti hala vardır.
ARSEVEN: ÖNCE İSİMLER DEĞİL İLKELER
Gazeteci yazar Serdar Arseven, değişim tartışmalarının isimler özelinde değil bakış açısı gibi temel unsurlar üzerinde yapılması gerektiğini söyledi. Yapıcı eleştirilerden istifa edilmesinin zaruretine değinen Arseven; eğitim, aile ve kültür alanında köklü hamleler yapılması çağrısında bulundu. Arseven, verilen sözlerin tutulmasına azami gayret edilmesi, bu sayede sözün ağırlığının kaybolmamasının önemine değindi.
YAPICI ELEŞTİRİ NİMETTİR
Haber7’ye konuşan Serdar Arseven, “Bazı noktalardaki sıkıntıları görüp gerek yazılarımda gerek sosyal medya paylaşımlarımda bunlara dikkat çekerek ikazda bulundum. Fakat şöyle bir hava vardı, özellikle medyasında, sosyal medyasında her türlü eleştiriyi tepkiyle karşılayan ve adeta fitne olarak gören, ‘zayıflatmak istiyor’ gibi düşünen bir bakış açısı vardı. Bundan dolayı her türlü eleştiriye tepkiyle yaklaşılan bir iklim vardı. Bakış açısı, bilgiye dayalı ve yapıcı eleştiriden istifade etmek yönünde ayarlanmalıdır. ‘Her eleştiren düşmandır, kötü niyetlidir’ gibi kimi aydınların damgalamaları üzerinden yürüyen süreç sağlıklı bir süreç olmaz. Yapıcı eleştiriler nimet olarak görülmeli ve istifade edilmelidir. Yoksa AK Parti mesafe alamaz.” dedi.Arseven, önerilerini şöyle sıraladı:“Partide kişiler özelinde değişim gündeme getiriliyor. ‘Şu gitsin bu gelsin, şu değişsin bu kalsın’ şeklinde... Tabii ki seçimdeki başarısızlıktan dolayı sorumluluk sahibi olanların öncelikle görevden alınıp yerine yenisi getirilirse küçük bir morallenme olur. Fakat sorunu çözmez. Bugüne kadar kabineye AK Parti iktidarlarında birçok isim geldi gitti. Çok değişiklik yapıldı. Fakat gelinen noktada birçok değişiklik yapılmasına rağmen değişim ve yenilenme ihtiyacına dikkat çekiliyor. Demek ki sorunu Erhan Afyoncu’nun ifadesiyle ‘Fatih Sultan Mehmet’in kelle alması gibi’ bir yönelim sorunu çözmüyor. Geçici bir toparlanmaya işaret ediyor fakat kalıcı olarak sorunun çözümünü sağlamaz.”
MESELE SEÇİM DEĞİL TÜRKİYE MESELESİ
Aile, eğitim ve kültür sahasında yürütülen politikaların değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Arseven, “Temel meseleleri görmek lazım. Bir kere sadece AK Parti’nin bugünü için değil, seçimi kazanmak için de değil Türkiye meselesidir. Eğitim, kültür ve aile alanındaki politikalar medeniyet kollarımıza uygun olarak ihya edilmelidir. Ailemiz dağılmaya devam ederse, boşanmalar artmaya, evlenmeler azalmaya, evlenme yaşı gecikmeye, doğurganlık oranı sıfıra yaklaşmaya devam ederse çok farklı problemler çıkacaktır karşımıza.” diye konuştu.Arseven, “Eğitim alanında milyonlarca üniversite mezunumuz var ama bunların çoğu mesleksiz mezun. Bu nedenle piyasada nitelikli eleman bulunamıyor. Bu da mutlaka çözülmesi gereken bir mesele. İnsanlar ne kadar çok üretici olursa ekonomiden aldıkları pay o kadar artar. Türkiye’de işsizlikten çok mesleksizlik ve vasıfsızlık vardır. Sanayilerde işadamları vasıflı eleman, usta arıyor. Vasıfsızlar da iş arıyor... Dolayısıyla üretimi destekleyecek bir eğitim altyapısı oluşturmak lazım. Manevi eğitime de önem veren bir yapıyı oluşturmak lazım.” ifadelerini kullandı.
KÖPEK SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ GİBİ VAATLER YERİNE GETİRİLMELİ
“Kültür anlamında ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Bunun içerisine medya, aydın ve genç yetiştirme de girer.” diyen Arseven, sözlerini şöyle tamamladı:“Sözün ağırlığı da azalmamalıdır. Mesela sokak köpekleri meselesinde defalarca ‘bu iş çözülecek’ denildiği halde bir çözüm olmayınca... Zincir market fırsatçılığı başlığı altında ‘fahiş fiyat sorunu çözülecek’ denildiği halde çözüm olmayınca verilen sözün ağırlığı kalmıyor, inandırıcılığı azalıyor.”
"AK PARTİ'NİN CİDDİ ÇALIŞMA YAPACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Seçimlerde alınan neticelerle alakalı değerlendirmelerin hemen tamamının subjektif olduğunu belirten Gazeteci Yazar Ekrem Kızıltaş ise kendi çapında her bir değerlendirmenin önemi olduğunu belirterek "Ama eninde sonunda geride kalan yerel seçimlerle alakalı meşhur hikayede olduğu gibi barut yoktu denilebilecek asıl tek bir sebep yerine, belki sayılabilecek işte kibir gibi başka şeyler gibi, halktan uzaklaşma gibi, emeklilerin beklentilerinin karşılanmaması ve benzeri sayılabilecekleri çok sebep var. Dolayısıyla yaşanan irtifa kaybının sebepleri konusunda AK Parti'nin ben kurumsal olarak ciddi bir çalışma yapacağını, eksikleri tespit edeceğini düşünüyorum." dedi. Kızıltaş, seçim sonrası değerlendirme toplantılarında "Adayların belirlenmesi sürecinde neler yaşandı? Adaylarda yanlışlık var mıydı? Propaganda çalışmalarında ne yanlış yapıldı? Ne yapılabilse daha iyi olurdu? Bazı şeyleri geriye anlatamadık mı? Nasıl anlatabilirdik ?" gibi birçok konunun masaya yatırılacağını, bunların sırasına göre tespit edilip atılması gereken adımların buna göre tespit edileceğini düşündüğünü söyledi. Kızıltaş, şu an yapılabilecek en iyi şeyin AK Parti'nin kurumsal olarak yapması gereken bütün yaşananları ciddi bir süzgeçten geçirmek, değerlendirmeler yapmak, bunları önem sırasına göre bir sıraya koymak ve bundan sonrası için atılacak adımları tespit etmek olduğunu vurguladı.
KAYNAK: HABER7