35,0760$% 0.1
36,5929€% 0.61
2.956,94%1,27
4.810,00%1,05
19.274,00%1,07
9.859,39%-0,57
3562193฿%-2.17741
CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınma sürecinde çekildiği iddia edilen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleriyle ilgili CHP’nin hedef gösterdiği avukat Gökhan Taşkapan ifade verdi. CHP’nin, “görüntülerin çekildiği yer onun avukatlık ofisi” sözleriyle işaret ettiği Gökhan Taşkapan suskunluğunu yargı önünde bozdu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında kendi rızasıyla “beyan sahibi” sıfatıyla ifade veren avukat Taşkapan 9 önemli başlıkta çarpıcı ifşaatlarda bulundu.
İl başkanlığı binasını CHP’ye satan işadamı Ali Rıza Braka’nın avukatı Gökhan Taşkapan, söz konusu binanın satış ödemelerinin kendi ofisinde olmasını CHP’li yöneticilerin istediğini söyledi.
Süreci ilk başta dönemin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yürüttüğünü kaydeden Taşkapan, daha sonra İmamoğlu’nun danışmanı Fatih Keleş ile İmamoğlu İnşaat’ın müdürü Tuncay Yılmaz’ın devreye girdiğini sözlerine ekledi.
Ödenen paralara dair bütün sayım ve notların, CHP’de hiçbir görevi olmayan İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz’a teslim edildiğini kaydetti.
Taşkapan, resmiyette 24 milyon 360 bin TL olarak gösterilen satış bedelinin gerçekte 41 milyon TL olduğunu vurguladı.
Taşkapan’ın en çarpıcı ifadesi ise paraların kayıt dışı toplandığı ve kayıt dışı ödendiği yönündeki sözleri oldu.
İşte avukat Gökhan Taşkapan’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nda 18 Mart’ta verdiği 2 sayfalık ifadenin tam metni:
Ben son günlerde hakkımda sosyal medya ve televizyon kanallarında yayınlanan görüntülerle ilgili yapılan yorumlardan ve iftira mahiyetindeki isnatlardan dolayı kendi rızamla beyanda bulunmak istiyorum. Şu anda CHP İstanbul İl Başkanlığı binası olarak kullanılan yer, 2019 tarihinde aramızda vekalet ilişkisi bulunan müvekkilim Ali Rıza BRAKA’ya aitti. Bir emlakçının aracı olmasıyla Cumhuriyet Halk Partisi tarafından bize teklifte bulunuldu. Son fiyat olarak kendilerine 43 Milyon TL olarak bildirildi. Bu süreç yaklaşık 2019 yılının Ekim ayında başladı. Görüşmeler neticesinde toplam olarak 41 Milyon TL olarak anlaşmaya varıldı.
Bizim tarafımızdan teklif edilen 43 Milyon ile anlaşmaya varılan 41 Milyon TL bedel arasındaki 2 Milyon pazarlık payının nasıl ortaya çıktığını da açıklamak istiyorum. CHP tarafı taşınmazları satın alırken Gül İnşaat sahibi Metin GÜL’ün binanın alınmasına 2 Milyon TL yardım etmesini istedi. Bu nedenle birçok kez Metin GÜL’ün de bulunduğu toplantılar gerçekleştirdik. Metin GÜL bana kendisinin Büyükçekmece’de ve Sarıyer’de çok fazla yatırımı olduğunu, CHP’den Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü GENÇ ve dosyada ismi bulunan Fatih KELEŞ’in arada bulunan 2 Milyon TL’yi kendisinden istediklerini, bu parayı vermezse bu kişilerin yatırımlarını durduracaklarını söylediklerini, Fatih KELEŞ’in Ekrem İMAMOĞLU’na yakın olması nedeniyle bu durumdan korktuğunu ve mecburen parayı ödemek zorunda olduğunu söyledi.
Bu nedenle bize ‘bu 2 Milyon TL’nin 1 Milyon TL’si sizden olsun, geri kalan 1 Milyon TL’yi de ben ayrıca size elden vereceğim’ dedi (11/12/2019 tarihinde tapu devrinin yapıldığı gün çalışanı aracılığıyla elden teslim etti). Biz de kendisi zor durumda kalmasın diye bedeli 41 Milyon TL olarak güncelledik ve bu şekilde pazarlık neticesinde tüm taşınmazlar 41 Milyon TL bedelle satılmış oldu.
Bunun üzerine dosyaya müvekkilim Ali Rıza BRAKA tarafından dosyaya ibraz edilmiş olunan 06/11/2019 tarihli Beyoğlu 3. Noterliği tarafından düzenlenen 38230 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi düzenlendi. Bu sözleşmeye istinaden resmi alım bedeli 24 Milyon 360 Bin TL olarak kararlaştırıldı. Kalan rakamın ise haricen ödenmesi konusunda CHP’nin isteği üzerine mutabık kalındı.
Ve nihayet şahsım 15 Kasım ile 6 Aralık arasında Japonya’da olmam hasebiyle, Türkiye’ye dönüşümden sonra kalan paranın tahsili ve tapu işlemlerinin sonlandırılması yönünde mutabık kalındı.
Bu işlemler sırasında bizden 2 Milyon TL CHP yetkilisi veya yöneticisi olduğunu öğrendiğimiz bir kişi tarafından (bu kişinin açık kimlik bilgilerini bilmiyorum ancak Canan KAFTANCIOĞLU’nun bu kişiyi tanıdığını ve kendisinin bu konu hakkında bilgi sahibi olduğunu biliyorum) satışı bize yönlendirilmiş olması sebebiyle para istedi. Bu durumu il başkanı olan Canan KAFTANCIOĞLU’na ilettim ve o da bu konuya müdahale ederek gerekli önlemi aldı. Bizden de herhangi bir tahsilat yapılmasının önüne geçmiş oldu.
Nihayetinde, 10 Aralık 2019’da benim ofisimde, kalan paranın haricen ödenmesi noktasında mutabık kalındı. 11 Aralık 2019 tarihinde de tapu işlemi konusunda anlaşıldı. Burada önemli olan benim ofisimi kesin olarak CHP yöneticilerinden ısrarlı talep üzerine seçilmiş olması ve ödemenin de bu sebeple benim ofisimde gerçekleşmesi şeklinde olmuştur. Daha sonra basın yayın organlarına bu işlemlerin bazı görüntüleri yayılmış ve bu konu ile ilgili ifadeler alınan kişilerin de doğru beyanda bulunmadıkları ve ayrıca hakkımda iftira boyutunda konuşmalar yapılmıştır. Hatta bu görüntülerin tarafımca basına sızdırıldığı, şantaj olarak kullandığım, CHP yönetiminden menfaat ve makam talep ettiğim yönünde açıklamalar yapılmıştır. Bu kişiler ile ilgili olarak cezai ve hukuki haklarımı kullanmayı saklı tutuyorum.
Görüntüler tarafımdan ifşa edilmemiş olup, böyle bir şeye tevessül etmem mümkün olmadığı gibi, CHP camiasını karşıma almayı düşünmem mümkün değildir.
Ayrıca satın alma sürecini Canan KAFTANCIOĞLU başlatmış, her nedense sürecin ilerleyen kısmında kendisi adeta el çektirilmiştir. Süreci bizzat Fatih KELEŞ ve ismini basından öğrendiğim İmamoğlu Şirketinin Genel Müdürü olan Tuncay YILMAZ yönetmiştir.
Ayrıca ofisimde kameralar güvenlik kamerası niteliğinde olup, tamamen açıkça görünebilir haldedir. Bunlar gizli kamera değildir. Bu kameraları oradaki yöneticiler dahil herkes bilmektedir. “Hatta bunların kaydı yapılırsa bir kaydının tarafımıza verilmesi ve ödemenin kayıt altına alınmış olması ayrıca bunun başkana sunulması iyi olacaktır” şeklindeki beyanları olmuştur. Bunun üzerine kamera kayıtlarının tamamı Tuncay YILMAZ’a verildi diye hatırlıyorum. Bilgisayardan USB’ye kayıt yapan şahsı hatırlamıyorum.
İfadelerde, Fatih KELEŞ tek parça halinde ve Tuncay YILMAZ ile birlikte para getirdiği belirtilmektedir. Halbuki Fatih KELEŞ öğlen saat 12.30 gibi, Tuncay YILMAZ ise 14:30 gibi ofisime gelmiştir. Ve ofise çeşitli yerlerden, farklı miktarlarda, yaklaşık 3 saat boyunca para getirilmiştir. En son bilirkişi raporunda da Tuncay YILMAZ’ın elinde bulunan Euro ve Dolar’lar Tuncay YILMAZ tarafından bizzat ofise getirilmiştir.
Orada sayılan para Euro ve Dolar, TL’ye çevrilerek hesaplanmış ve toplamda 15 Milyon 510 Bin TL olarak satıcı Ali Rıza BRAKA’ya elden teslim edilmiştir. Ayrıca kapalı halde 2 adet çanta daha getirildi ancak bu çantalar açılmadı. Bu nedenle içerisinde para olup olmadığını bilmiyorum.
Ofiste otururken gelen giden paraları Fatih KELEŞ not alıyordu. O sırada bir çanta parayla bir şahıs daha geldi. 1 Milyon TL olduğunu ve bunun İBB’den gönderildiğini ve ihaleyi verecekleri kişinin ayarladığını söyledi.
Gelen giden tüm para notları en son Tuncay YILMAZ’a teslim edildi.
Satış günü 11/12/2019 tarihinde ise, Sarıyer Tapu Müdürlüğünde buluşuldu. Saat 12.00 öncesi, 1 Milyon TL Metin GÜL (Gül İnşaat sahibi) tarafından ancak kendi çalışanı aracılığıyla daha önce anlaşmaya varıldığı gibi Ali Rıza BRAKA’ya elden teslim edildi. Ayrıca aynı gün 490 Bin TL ise Fatih KELEŞ tarafından yanında yine diğer CHP’liler bulunduğu halde (isimlerini bilmiyorum) teslim edildi. Bu şekilde elden teslim edilen para toplamda 17 Milyon olarak haricen ödenmiş oldu.
Resmi hesaptaki 24 Milyon 360 Bin TL’’nin 360 Bin TL’si tapu harcı olarak gönderilmiştir. Sonuç olarak taşınmazlar CHP’ye toplamda 41 Milyon TL karşılığında satılmış olup, bu paranın 24 Milyon TL’si resmi hesaplardan gönderilmiştir. 15 Milyon 510 Bin TL’si benim ofisimde teslim edilmiştir. 1 Milyon TL de Metin GÜL tarafından kayıt dışı olarak tapu devrinin yapıldığı gün ödenmiştir. Yine geriye kalan 490 Bin TL Fatih KELEŞ tarafından tapu devrinin yapıldığı gün elden teslim edilmiştir.
Bu bağlamda basın organlarında hakkımda iftira ve hakaret içerikli, yalan, yanlış beyanlarda bulunanlarla ilgili suç duyurusunda bulunacağım. Bu konu hakkında bildiklerim bunlardan ibarettir. Başkaca eklemek istediğim bir husus yoktur.
KAYNAK: HABER7
Şifa Hastanesi’nde İsrail’e darbe! Siyonist komutan öldürüldü