“Yunan hükümeti halkın parasını ikinci el silahlara harcıyor”
Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, büyük zaferin yıldönümünde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Konya'nın Akşehir ilçesinde Atatürk'ün kurmaylarıyla toplantı yaptığı masadan Yunanistan'a mesaj verdi. Hulusi Akar "Yunan hükümeti halkın parasını ikinci el silahlara harcıyor" dedi.
Garp Cephesi Karargâhı
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la Akşehir’deki Garp Cephesi Karargâhı’ndayız... Büyük bir coşku var. Halk meydana toplanmış. Atlılar, bayraklar, dev pankartlar... Rengârenk bir coşku. Halk, Bakan Akar’ı ve kendisine eşlik eden Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını alkışlıyor. Şehit yakınları marşlar söylüyor. Akşehir’i sevdik. Ve Mustafa Kemal’in karargâhı neden buraya kurduğunu bu sevgi selini görünce daha iyi anladık. Evet... Atatürk’ün silah arkadaşlarıyla gizlice toplanıp 25 Ağustos gecesi taarruz emrini verdiği o masada Bakan Akar’la sohbet ediyoruz.
Yunanistan'ın F-16'larımızı tacizi
Ne garip tesadüftür ki... 100 yıl önce işgalci Yunan kuvvetlerine karşı taarruz emrinin verildiği bugün, konu yine Yunanistan taciziydi. Biz helikopterlerle Akşehir’e gelirken... Yunan jetleri, NATO görevini yapan Türk jetlerini iki radar kilitlenmesi yaparak taciz etmişti. Bu radar kilitlenmesi askeri dilde “ağır taciz” anlamına geldiği için ilk soru da bu oldu. Bakan Akar içinde bulunduğumuz o tarihi odaya baktı. Hemen masada Atatürk’ün taarruz emrini verdiği telefon duruyordu. Duvarlarda siyah beyaz fotoğraflar. Şehitlerin isimleri. Atatürk ve silah arkadaşlarının toplantı masasındaki fotoğrafları.
Tarihten ders almanızı tavsiye ediyoruz
Hulusi Akar işte o zafer masasından tarihi bir uyarı yaptı: “Bu karargâh her şeyi anlatmıyor mu? Büyük zaferin 100’üncü yıldönümünü kutladığımız bu günlerde çok açık ve net şekilde Yunanistan’a diyoruz ki, 1 asır önce girişilen maceranın bedelinin ne kadar acı olduğunu gördünüz. Tarihten ders almanızı ve hüsranla sonuçlanacak yeni maceralardan kaçınmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz.”
Biz ne tür bir tavır alıyoruz?
Elbette gerekeni yapıyoruz. 22 Ağustos’taki hadise olunca Mevlüt Bey (Çavuşoğlu) hemen ABD Büyükelçisi’ni ve Yunan Büyükelçisi’ni çağırdı. Biz de Yunan Askeri Ataşesi’ni çağırdık ve tepki gösterdik.Biz kimseyi taciz etmiyoruz ama hiçbir tacizi de karşılıksız bırakmıyoruz. Bunu NATO’da da söyledik, her yerde de söylüyoruz. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; kişilikli ve kimlikli bir politika uyguluyoruz. Ve çok ciddiyiz, bunun şakası yok.
Biz diyoruz ki 3 bin adanız var, buna rağmen burnumuzun dibine kadar geliyorsunuz. Adaları silahlandırıyorsunuz, 6 mil karasuyu olmasına rağmen 10 mil hava sahası iddiasında bulunuyorsunuz. Burnumuzun dibine kadar gelmişsiniz ve bize yayılmacı diyorsunuz, insaf!